Bugün, yani 30 Nisan 2025, Formula 1 tarihinin en kara hafta sonlarından birinin ve Roland Ratzenberger’in trajik ölümünün üzerinden tam 31 yıl geçti.
1994 San Marino Grand Prix’sinde yaşanan o kara Cumartesi, motor sporları dünyasının hafızasında derin izler bıraktı. O gün, daha yarış kariyerinin başında olan Avusturyalı pilot Roland Ratzenberger, henüz üçüncü Formula 1 sıralama turunda geçirdiği kazayla hayatını kaybetti.
Ratzenberger, yarış dünyasına çocuk yaşlarda hayran kalmış, azim ve sabırla yıllar boyunca kendi yolunu çizmiş bir isimdi. 1980’lerin başında Salzburg’da bir teknik lise öğrencisiyken motor sporlarına adım atmak için yollar aramış, bu uğurda Walter Lechner’in yarış okuluna gitmişti. Kısıtlı imkânlarla Formula Ford’da başlayan kariyeri, İngiltere’deki zaferlerle devam etti. Ardından Almanya ve Japonya’da birçok başarı kazandı, özellikle Japonya’da bir yıldız haline geldi. Toyota’nın Le Mans programında önemli rol oynadı. Ancak o hâlâ çocukluk hayalini gerçekleştirmek istiyordu: Formula 1 pilotu olmak.
1994 kışında, Simtek takımıyla anlaşarak bu hayalini gerçekleştirdi. Ne büyük bir mali desteği vardı ne de güçlü sponsorları. O, her şeyi alın teriyle kazanan bir insandı. Sezonun ilk yarışında, Brezilya’da sıralama turlarına bile katılamadı. Ancak ikinci yarışta, Pasifik Grand Prix’sinde finişe ulaştı ve umut dolu şekilde Avrupa sezonunun başlayacağı Imola’ya geldi. Monako’daki komşusu JJ Lehto ile beraber kendi arabasıyla Imola’ya gitti. O hafta sonu takım arkadaşı David Brabham’a karşı kendini ispatlamak istiyordu. Hedefi, ilk 10’da yer almaktı.
Cumartesi günü, sıralama turlarına hazırlanırken gazetecilerle kısa bir sohbet etmişti. Öğle arasında, “Sonra devam edelim, zamanım daralıyor,” diyerek kalktı. Saat 13.22’de, Villeneuve virajında ön kanadı kopan aracı kontrolünü kaybetti ve yüksek hızla duvara çarptı. Kafasının yana savrulma şekli, olayın ciddiyetini daha ilk andan ortaya koyuyordu. Pistte yapılan ilk müdahale ve hastanede gösterilen tüm çabalara rağmen kurtarılamadı. Roland Ratzenberger, 33 yaşında hayata veda etti.
Ratzenberger’in ölümü, Formula 1’de 12 yıldan sonra yaşanan ilk ölüm vakasıydı. Takımlar ve pilotlar derin bir şok yaşadı. Ancak yarış hafta sonu durdurulmadı. Ertesi gün, 1 Mayıs’ta, pistte bir başka büyük yıldız, Ayrton Senna, aynı yarışta hayatını kaybetti. Senna, yarışın ardından Roland Ratzenberger’in anısına Avusturya bayrağı açmayı planlıyordu. Ancak ona da nasip olmadı.
Ratzenberger’in babası Rudi Ratzenberger, yıllar sonra oğlunu şu sözlerle andı: “İlk kelimesi ‘anne’ ya da ‘baba’ değildi. ‘Araba’ydı. Simtek’le sözleşme imzaladığını öğrendiğinde ilk iş olarak eşini aradı ve sevinçle şöyle dedi: ‘Endişelenme, Formula 1 en güvenli yarış serisi.’ O gün olanlar sırasında eşimle Meksika’dan dönmüştük. Ben televizyon başındaydım, eşim mutfaktaydı. Birden aracın duvara çarptığını gördüm. Hemen anladım, bu Roland’dı. İçime bir korku çöktü, biliyordum... Zamanla acı azalıyor ama eksiklik kalıyor. O, hayalini gerçekleştirmişti. Mutluydu. Bu düşünce, acıyı biraz olsun hafifletiyor.”
Roland Ratzenberger, sadece bir Formula 1 pilotu değil; tutkunun, kararlılığın ve alçakgönüllülüğün simgesiydi. Kariyerinde sadece 58 gün Formula 1 sürücüsü olarak kalabildi ama geride bıraktığı iz, hâlâ silinmedi. Onun hikâyesi, büyük takımlarda doğmamış bir yıldızın, imkânsız görüneni başarmak için verdiği mücadelenin öyküsüdür.
Bugün hâlâ Salzburg’daki mezarı taze çiçeklerle dolu. Onu tanıyanlar ve sevenler unutmadı. Ve unutmayacak.
tr.motorsport.com