2000’ler çoğumuzun çocukluğunun geçtiği, Formular 1 ‘in de unutulmaz olarak nitelendirilen zamanlarıydı.

Schumacher’in 5 yıllık bir dominasyonu ve sonrasında çok fazla yeni şampiyonla tanışmış olduk. Bilirsiniz bu spor McLaren ve Ferrari arasında geçen bir koşu yarışıdır. Son yıllarda bunu görmesek de 1970’den itibaren bu iki takım rakibini geçmek için canla başla mücadele ediyor. 1984-2000 yılları arasında rakibine tek bir şampiyonluk bile kaptırmayan McLaren, 2000-05 arasında Ferrari’nin gerçekleştirdiği büyük bir dominasyona şahitlik etti. Buna bir cevap vermek isteyen Ron Dennis 2007’de büyük değişiklikler yaparak o unutulmaz 2007 sezonun ilk kibritini çaktı.

Asilzade Yuvası

Basit bir felsefe vardır; İyi bir takım iyi pilotları, iyi pilotlar da şampiyonluğu alır şeklinde. McLaren patronu Ron Dennis de yıllarca bu felsefe ile takımı ileriye taşıdı. 1988’de Senna-Prost, 90’ların sonunda Hakkinen-Coulthard, 2000lerin başında Kimi-Montoya ve o sene de Alonso-Hamilton ikilisi ile sezona başladılar. Bu söylediğim senelerin hepsinde iyi sonuçlar alınıp bu pilotlar sayesinde 5 şampiyonluk alınsa da Ron Dennis’in görmediği veya görmek istemediği bir şey vardı; Karakterinde kazanmak olan iki pilotun bir arada bulunması ve bunların arasında statü farkı belirlenmesi büyük kavgaların habercisidir. McLaren bünyesinde barındırdığı pilotlar ile her zaman bir Asilzade Yuvası oldu ama başından geçen olaylar ile hiçbir zaman asil bir takım olamadı.

Sezon başı McLaren Teknoloji merkezinde neşe hakimdi. Son iki yılın şampiyonu genç bir İspanyol ile Gp2’da fırtına gibi esen ve rahat bir şekilde şampiyon olan wonderkid olarak hitap edilen bir İngiliz vardı. Bunun yanında en büyük rakipleri Ferrari, Schumi ile de yollarını ayırmıştı. McLaren’ın Alonso tercihi tartışmasız şekilde çok mantıklıydı ama neden çaylak bir pilotu şampiyonluk hedefleyen bir takıma getirdiklerini de kısa şekilde özetlemek gerekirse şunları söyleyebiliriz. Lewis - Dennis ilişkisi bundan 10 sene öncesine kadar dayanıyor aslında. Hamilton kartingde adından epey söz ettirirken bir gün Ron Dennis’le tanışır. Onun yeteneğinden epey etkilenen Ron ona yıllarca destek verir ve McLaren bünyesine alır. Yani Hamilton bir çaylak olsa da takımın içinden gelmiştir.



Fırtına Öncesi Sessizlik

Sezonun başında takımda bir pilot ayrımı ve 1.pilot seçimi yoktu ama takımdaki herkesin gözünde basit bir düşünce vardı. İki yetenekli pilota sahibiz ve biri çifte dünya şampiyonu, o bizi şampiyon yapar Lewis de ona yardımcı olur şeklindeydi. Hamilton’un sezon sonunda neleri başardığını bilsek de o sadece bir çaylaktı, Alonso ise Schumacher gibi bir ismi yenmiş bir şampiyondu. Ron Dennis sezon başında tarafsız olmaya çalışsa da nedenler onu da farklı taraflara sürükledi.

2007 McLaren açısından çok başarılı şekilde başladı. İlk 3 yarışın birini kazanıp ikisinde çifte podyum görmüşlerdi. Alonso aynı hızla devam ederken Hamilton’ın da araca alışma süresi

gibi bir problemi olmadı. İlk 5 yarış sonrasında şampiyonadaki rakipleri Ferrari’ye 40 puan fark atmıştı. Bu da kazananın 10 puan aldığı sisteme göre 4 galibiyetlik bir farka tekabül ediyor. Sezonun altıncı yarışı olan Kanada’ya geldiğimizde durum buydu. McLaren gün geçtikçe farkı açarken İngiliz pilot da inanılmaz bir seriye imza atmıştı, Hamilton Formula 1’deki ilk 5 yarışının hepsinde podyuma çıkma gibi bir başarı gösterdi. O ana kadar bir galibiyet gelmemiş olsa da bu seri Lewis’in özgüveninin arttırmıştı

Kanada GP ise gerçekten inanılmaz diyebileceğimiz bir hafta sonuydu. Tam 8 aracın yarış dışı kaldığı 2 pilotun da diskalifiye olduğu, Alonso’nun da zaman cezası aldığı yarışta 4 sefer de güvenlik aracını pistte gördük. Yarışın sonunda ise az önce bahsettiğimiz çaylak İngiliz damalı bayrağı ilk sırada görerek üç haneli olacak galibiyet sayısının ilk adımını atmış oldu. Bunun yanında zaten lider olduğu şampiyonada farkı da arttırdı. Sezonun sonuna kadar devam edecek savaşın ipleri burada gerilmiş oldu.

Yalanların Bedeli

Yazının başında yazdığım gibi McLaren gerçekten asil bir takım değildi. Özellikle de Formula 1’in en büyük casusluk skandalına imza atıp bunun üstünü kapatmak için sayısız yalan söylemeleri bunun en büyük kanıtı. Spygate tek başına büyük bir konu olduğu için bu yazıda ona yer vermek pek mantıklı olmaz ama onun pilotlar ve Ron Dennis üzerinde bıraktığı etkiyi anlatmadan da geçemeyiz. Monako Grand Prix’i sonrası başlayan bu süreç sayısız duruşma ile 13 Eylül’e kadar sürdü. Bildiğiniz gibi Ferrari’nin 700 sayfalık F2007 aracının bilgileri McLaren’ın eline geçmişti, Ron Dennis bu bilgilerin hiçbirini kullanmadıklarını söylemiş olsa da olay netlik kazanınca tüm yalanlar ortaya çıktı. Bu olayla çok yakın olan iki isim daha vardı. Bunlar Fernando Alonso ve McLaren’ın yedek pilotu Pablo Dela Rosa’dan başkası değildi. Olay çözüldükten sonra bu ikili arasında geçen mail konuşmaları da ortaya çıktı. Ferrari’nin bilgileri dolaylı yoldan Hamilton’a yarışlarda katkı sağlamış olsa da olayın en uzağında o vardı. Sonuç olarak McLaren sezon sonu takımlar şampiyonasından diskalifiye edildi ve 100 milyon dolarlık bir para cezasına çarptırıldı bunun yanında pilotlar herhangi bir ceza almadı. Ama FIA’nın önleyemediği bir gerçek vardı, McLaren fabrikasındaki herkes o bilgileri çoktan öğrenmişti ve her yarış Ferrari’nin bir adım önünde başlıyordu. Dediğim gibi Spygate kendi başına bir konu bu nedenle biz tekrardan Alonso Hamilton savaşına geri dönelim.



Savaş ve Barış

Bu büyük yangının ilk kıvılcımı Ron Dennis’in bu iki pilotu aynı takımda yarıştırması ile başladı, ikinci kıvılcım ise Hamilton’un şampiyonada liderliği alması ile devam etti. Spygate dosyası ise bu yanmakta olan ateşi epey bi körükledi. Özellikle Spygate ile ortaya çıkan bazı maillerin sezonun başında Dela Rosa ve Alonso arasında olması bu savaşta iki cepheyi de net şekilde belli etti. Ron Dennis ise Macaristan’a kadar genellikle tarafsızdı ama Macaristan sonrası o da belli taraflara geçmeye başladı.

Sezonun 11.yarışı olan Macaristan’ın sıralama seansında bu savaşın net şekilde başladığını görmüş olduk. İlk olarak Lewis Hamilton depo boşaltma turlarında normalde önde

Alonso’nun olması gerekirken yerini ona vermedi ve radyodan gelen mesajları duymazdan geldi. Buna epey sinirlenen Alonso sıralama seansının bitimine 2 dakikadan az süre kalırken pite girdi hemen arkasında da Lewis vardı. Alonso pitte lastiklerini değiştirdikten sonra “hareket edebilirsin” sinyaline rağmen 10 saniye aracı pitten hareket ettirmedi, başarıyla sonuçlanan düşüncesi Hamilton’ın son turuna yetecek süresi kalmaması yönündeydi. Hamilton son tura 2 saniye ile yetişemedi, Alonso da yeni lastikler ile en hızlı turu atarak pole pozisyonunu kapmış oldu. Bu olay sonrası Ron Dennis Lewis’in hatalı olduğunu düşünerek Alonso’nun yanında durdu ama kısa süre sonra tarafını değiştirdi. Bu unutulmaz savaşın nedenlerine girecek olursak çıkamayız çünkü savaş zaten olması gerektiği için oldu. Bunda ne Macaristan’daki sıralamalar ne de Spygate etkilisi var. Bu olayların hiçbiri olmasaydı yine bu iki pilot bir bölümde karşı karşıya gelirdi çünkü ikisinin de kazanma hırsı çok büyüktü.

Son Düzlük

Sezonun sonuna geldiğimizde taraflar net şekilde belli olmuştu. Spygate sonrası Alonso ile arası bozulan Ron Dennis, Hamilton’ın tarafına geçerek şampiyonada onu desteklemeye başladı. İspanyol pilotun ise takımla arasının bozulması ve Lewis’in epey gerisinde olması sonrası gelecek yıl olmayacağı da netlik kazanmaya başlamıştı. Hamilton’ın Fuji’yi kazanması ve Alonso’nun da yarış dışı kalmasıyla Hamilton cephesinde şampiyonluk kutlamaları başlamıştı. Son iki yarış kala Fernando’ya 12, Raikkonen’e ise 17 puanlık devasa bir fark atmıştı. İki yarışta alacağı 9 puan onu basit şekilde bir şampiyon yapıyordu. Ama hesaba eklemedikleri Ferrari’nin verecek son bir cevabı daha vardı.

İngiliz pilot ilk olarak Çin’de pit girişindeki çakıllara girdi ve yarış dışı kaldı. Bu yarışı Kimi kazandı Alonso ise ikinci bitirdi. Ve artık finale geldik, Hamilton önceki yarışta yaşadığı şanssızlığa rağmen yine de şampiyonluğun en büyük adayıydı. Alonso ona yaklaşmış olsa da aradaki fark tek yarış için yine de çok fazlaydı. Zaten Kimi ne yapabilirdi ki? Şampiyonluk için önce Alonso’yu sonra da Hamilton’ı geçmeliydi.

Massa’nın pole pozisyonunu aldığı yarışta Kimi hemen ilk sıraya oturdu. Arkadaki gümüş oklar ise tekrardan karşı karşıya geldi, ilk düzlük sonrası olan virajda Hamilton dışardan çok zorlama bir atak denedi ve pist dışına taştı sonrasında ise çok fazla sıra kaybederek gerilere düştü. Kısa bir sürede tekrardan ön sıralara yaklaşsa da bu sefer de vites kutusunda bir sorun çıktı ve bunun sonrasında 18.liğe kadar geriledi. Yarışın sonuna doğru 7.liğe kadar tırmanmış olsa da şampiyonluk için yetmedi. Yarışı ve şampiyonluğuysa başarması imkânsız denilen Raikkonen kazandı.

Bu unutulmaz geçen 2007 sezonu sonrası olanları kısa bir şekilde özet geçelim. Takım ile bağları kopmuş olan Alonso tekrardan eski evi Renault’a döndü ama aradığını bulamadı, Ferrari o şampiyonluk sonrası 14 yıl boyunca şampiyonluk görmedi, hikâyenin ana aktörü olan Hamilton ise McLaren’da kalmaya devam etti ve sonraki yıl unutulmaz bir şampiyonluk kazandı. Sezon başında çifte şampiyonluk parolası ile başlayan McLaren bu hedefleri gerçekleştiremedi üstüne tarihin en büyük cezasına çarptırıldı, bunun yanında da şampiyon

bir pilotları ile yol ayrılığına gittiler. Yazının başında bahsettiğimiz Ron Dennis felsefesi de bu sezon işe yaramamış oldu.

İZZET EMİR TÖNGÜ



tr.motorsport.com