Christian Horner’ın Geleceği: Aston Martin Kapısı Kapandı, Gözler Alpine’e Çevrildi

Christian Horner’ın Red Bull’dan ayrılış sürecinin ardından 2025 başında Formula 1’e dönmesine izin veren anlaşmanın ortaya çıkması, Horner’ın bir sonraki durağının neresi olacağına dair spekülasyonları beraberinde getirdi.

Son dönemde çeşitli takımlarla temaslarda bulunan Horner’a bazı ekiplerin bizzat teklif götürdüğü, son haftalarda ise en güçlü bağlantının Aston Martin ile olduğu biliniyordu. Takım sahibi Lawrence Stroll ile yapılan detaylı görüşmelerde, Horner’ın takım patronunun da üzerinde bir üst düzey pozisyon ve hisse ortaklığı gündeme gelmişti. Ancak Silverstone merkezli ekip, farklı bir yol izlemeye karar verdi. Aston Martin’in takım patronu ve CEO’su Andy Cowell’ın görev değişikliğiyle birlikte üst düzey bir isme kapı aralansa da, Stroll tercihini Adrian Newey’i 2026 için takım patronu yapmak yönünde kullandı ve Horner’a herhangi bir rol verilmeyeceğini kamuoyuna açıkladı.

Bu gelişmeyle birlikte gözler, uzun süredir Horner’ın seçenekleri arasında yer alan Alpine’e çevrildi.

Alpine’de Yatırım İhtimali

Fransız otomobil üreticisinin Formula 1’deki geleceği uzun süredir tartışma konusu olurken, Flavio Briatore’nin yönetici danışman olarak takıma katılması, ekibin satışıyla görevlendirildiği yönünde söylentileri artırmıştı. Ancak Renault’nun yeni CEO’su Francois Provost’un açıklamaları, Alpine’in F1’de başarılı olmasına tam anlamıyla bağlı olduğunu ve takımın elden çıkarılmasının gündemde olmadığını gösteriyor.

Renault’nun bu tutumu, Horner’ın bir takımı tamamen kontrol etme hedefini Alpine’de gerçekleştirmesini engellese de, yine de takımda bir ortaklık fırsatının önü açık olabilir. Bu olasılık, takımın %24’lük hissesinin, aralarında Otro Capital, RedBird Capital Partners ve Maximum Effort Investments’ın da bulunduğu bir konsorsiyumdan satın alınmasıyla mümkün olabilir.

Bu yatırımcı grubunda aktör Ryan Reynolds, NFL yıldızları Patrick Mahomes ve Travis Kelce, golfçü Rory McIlroy ve boksör Anthony Joshua gibi isimler de yer alıyor. 2023 yılında gerçekleşen bu %24’lük hisse satışı 200 milyon dolar değerindeydi ve bu da takımın değerlemesini yaklaşık 900 milyon dolar seviyesine getirmişti. Ancak günümüzde takımların değerinin en az iki katına çıktığı tahmin ediliyor. Mercedes’in kısa süre önce George Kurtz’e yaptığı hisse satışı, takımın değerinin 6 milyar dolar seviyesinde olduğunu ortaya koydu. Bu nedenle birkaç yıl önce yatırım yapan grupların, ellerindeki hisseleri satmaya sıcak bakabileceği değerlendiriliyor.

Horner, takım yönetimine geri dönmesi için mutlaka bir hisse ortaklığı şartı koyuyor. Dolayısıyla Alpine ile olası bir iş birliği de bu temelde şekillenebilir. Bu nedenle Alpine’deki herhangi bir anlaşma, azınlık hisselerinin satışa çıkmasına bağlı. Böyle bir anlaşma, her iki taraf için de mantıklı görünüyor. Yatırımcılar kısa sürede yüksek getiri elde edebilirken, Alpine de Red Bull’da takımı şampiyonluğa taşıyan Horner gibi bir ismi kadrosuna katma fırsatı yakalayabilir.

Horner açısından bakıldığında, Enstone’daki altyapının güçlü olması, F1’in motorsporları vadisinden üst düzey personeli çekebilecek konumda bulunması, büyük bir otomobil üreticisinin desteği ve yeni nesil düzenlemelerde referans olabilecek (Mercedes) güç ünitesinin potansiyeli, Alpine’i cazip kılıyor. Ayrıca Horner’ın, takımın genel müdürü Steve Nielsen ve Briatore ile birlikte çalışabileceği üst düzey bir pozisyona yerleştirilmesi de mümkün.

Ancak tüm bu mantıklı nedenlere rağmen, şu an için Otro Capital’in hisselerini satmaya hazır olup olmadığı ya da herhangi bir şartın gündeme gelip gelmediği bilinmiyor. Otro Capital mevcut yatırımını sürdürmek isterse, Horner için kısa vadede bir fırsat doğmayabilir.

Bekleyiş Oyunu

Bu durumda, Horner’ın F1’e dönmek için acele etmeyip, en doğru fırsatı beklemesi de olası bir seçenek olarak öne çıkıyor. Kaynaklara göre, Red Bull’dan ayrıldığı ilk haftalarda pit duvarına en kısa sürede dönme konusunda kararlı olan Horner’ın, zamanla bu konudaki tutumunu değiştirdiği belirtiliyor. İlk yarışlarda tüm seansları yakından takip eden Horner’ın, artık ailesiyle vakit geçirmekten ve F1’in yoğun temposundan uzak kalmaktan keyif aldığı ifade ediliyor.

Bu nedenle Horner’ın önceliği, ilk fırsatta geri dönmektense, doğru zamanı ve doğru takımı beklemek yönünde. Eğer bu fırsat gerçekleşmezse, halihazırda oldukça başarılı bir kariyeri olduğu düşüncesiyle yoluna devam edebilir.

2026 sezonunun son derece belirsiz geçmesi beklenirken, şu an kapalı olan bazı kapıların performans beklentilerinin altında kalan takımlar nedeniyle aniden açılması da mümkün. Horner’ın geçmiş başarıları ve herhangi bir bekleme süresi olmadan yeniden takım yönetimine geçebilecek olması, onu avantajlı bir konuma getiriyor.

2026 sezonunun ilk yarışlarının gidişatına bağlı olarak, Horner’a beklenmedik takımlardan da teklif gelebileceği değerlendiriliyor.

trf1.net