Charles Leclerc, Ferrari'nin Formula 1 Imola Grand Prix'sinde aldığı başarısız sonuç için ilginç bir açıklama yaptı. Leclerc'e göre SF-24'ün motorunda enerji kullanımıyla alakalı sorun pahalıya mal oldu.

Emilia-Romagna'daki kendi evindeki ilk yarışa Ferrari, aracında yaptığı ilk büyük güncelleme nedeniyle büyük ilgiyle geldi.

Geçtiğimiz hafta sonu Cuma antrenmanlarında liderliği ele geçiren Ferrari, hem sıralama turlarında hem de yarışta Red Bull ve McLaren'in gerisinde kaldı.

Ancak Ferrari takım patronu Fred Vasseur "eğer sıralamalarda 1-2 yaparsak, yarışta da 1-2 yaparız" diyerek sıralamalara dikkat çekti. Leclerc de "yarış temposu oldukça güçlüydü - sadece sıralama turlarında eksik kaldık" dedi.

Sıralamaları Max Verstappen ve McLaren çifti Oscar Piastri ve Lando Norris'in ardından dördüncü sırada tamamlayan Leclerc, ilk olarak suçu rakiplerine kıyasla turun ilk sektöründe yaşadıkları sıkıntıya attı.

Leclerc bu durumun "son birkaç" etkinlikte yaşandığını düşündüğü bir şey olduğunu söyledi. Bu, sıralama turları için lastik hazırlığı konusunda sorun yaşadıklarının işaretiydi.

Ancak yarış sonrası Leclerc, Ferrari'nin hafta sonunun nerede ters gittiğini anladığını söyledi ve en yüksek hızın önemli ölçüde ödüllendirildiği bir pistte, Ferrari'nin elektrik enerjisi dağıtımında sorun yaşadığını ifade etti.

Leclerc, "Bazı nedenlerden dolayı McLaren ve Red Bull'a kıyasla biraz farklı bir güç stratejimiz vardı. 2. viraja doğru inişte her şeyi kaybettik." dedi.



Leclerc'in yorumları sorulduğunda, Vasseur daha ihtiyatlı cevap verdi.

Vasseur, "Bu [sıralama turlarında] doğruydu ama farklı nedenlerden dolayı bu yaşandı. Esas olarak Max'in start - finiş çizgisinden 1. viraja kadar büyük bir hava koridoru vardı."

"Ancak sıralama turunda 1. viraja kadar daha iyi bir hıza sahip olduğu doğru, yaklaşımımızı değiştirmemiz, [işleri] farklı yapmamız gerekiyor." dedi.

Leclerc'in sorunun daha önceki yarışlarda da yaşandığı yönündeki ısrarı göz önüne alındığında, bu iddianın doğru olup olmadığını görmek için aracın GPS verilerini kullanabiliriz.

Imola'da Leclerc sıralamalardaki en hızlı turunu atarken Verstappen'e kıyasla yaklaşık 4mph daha yavaştı ve son hız karşılaştırmasında da 6,2mph geride kalmıştı.

Ancak burada Verstappen göz ardı edilmeli çünkü Vasseur'ün de vurguladığı gibi, Verstappen Nico Hulkenberg'in Haas'ından önemli bir hava koridoru almıştı.

McLaren'lerle karşılaştırıldığında, veriler Leclerc'in tur başlangıcında 2,5mph ve en yüksek hızda 2mph geride olduğunu gösteriyor. Bu kıyaslama Piastri ile yapılıyor.

Leclerc'in Verstappen'in ardından ikinci olduğu Miami'ye geri döndüğümüzde, en yüksek tur hızları arasında bir fark daha olduğunu görüyoruz.



Hard Rock Stadyumu'ndaki başlangıç hızlarında Leclerc turun başında 1,2 mil/saat gerideyken, en yüksek hızı 193,2 mil/saat ve Max'inki 196,4 mil/saatti.

Verstappen'in, Ayrton Senna'nın 1988-89 yılları arasında kırdığı art arda 8 pole rekorunu egale ettiğini düşündüğümüzde, onun turlarının diğer 2024 yarışları için de referans olduğunu söyleyebiliriz.

Leclerc, Çin'de turun başında 0,6 mil/saat ve son hızda 2,5 mil/saat geride kalırken, bu fark Japonya'da 1,2 mil/saat ve 1,2 mil/saat, Avustralya'da 4,3 mil/saat ve 2,5 mil/saat, Cidde'de 3,7 mil/saat ve 1,9 mil/saat ve Bahreyn sezon açılışında 4,3 mil/saat ve 1,9 mil/saatti.

Diğer Ferrari'de Carlos Sainz'i eklediğimizde, veriler onun Verstappen'e karşı Leclerc ile genellikle aynı durumda olduğunu gösteriyor ancak iki yarışta kayda değer farklılıklar var.

Miami'de Sainz, Verstappen'in 2,5 mil gerisinden başlayıp en yüksek hızını 0,6 mil artırırken, Bahreyn'de İspanyol pilot Red Bull'un 1,9 mil gerisinde başlasa da takım arkadaşının 2,5 mil üzerine çıktı ve maksimum hızda Verstappen'in önüne geçti.

Bu rakamlarda, Leclerc'in sezon başlangıcında zorlandığını itiraf ettiği, sıralama turlarına başlarken düzlüklerde yol tutuşu sağlamak üzere lastikleri en iyi çalışma aralığına getirmek de zorlanması dahil olmak üzere başka faktörler de var.

Bu aynı zamanda Bahreyn'de de lastikleri canlı tutmanın zorluğu göz önüne alındığında büyük bir etken olurken, Miami'de kritik lastik performans sıcaklığı penceresine ulaşma konusunda çoğu pilot tutarsızlık yaşadı.



Cidde ve Bahreyn'in yanı sıra Avustralya'da da start-finiş çizgisi ilgili düzlüklerin oldukça gerisinde yer alıyor. RB20'nin güçlü DRS sistemiyle aerodinamik açıdan oldukça verimli bir Red Bull ürünü olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bu verilerin okumasında bu durumun da dikkate alınması gerekiyor.

Sürücülerin önündeki, tur bitiren araçlardan kaynaklanan hava koridoru faktörü de unutulmamalı.

Ancak bu verilerin gösterdiği şey, Red Bull ve Ferrari araçları arasında genellikle hafif bir başlangıç hızı farkı olduğu ve Red Bull'un genel olarak daha yüksek bir son hıza ulaşma eğiliminin devam ettiği.

Bu durum, Vasseur'ün önümüzdeki yarışlar çekiş gücünü arttırma yolunda motorda yapacakları harita güncellemesiyle eşleşiyor.

Ferrari sıradaki adım olarak bu alanda ne yaparsa yapsın, en azından bu hafta sonu Monako'nun dar caddelerinde motorun belirleyici bir etmen olmayacağını söyleyebiliriz.

tr.motorsport.com