Formula 1 lansmanları her zaman bir sır içerisinde gerçekleşir. Takımların çoğu yeni ve yaratıcı fikirlerini, ilk testlerden önce göstermemek için farklı yollar denerler.

Ancak bu sene Red Bull ve kardeş takımı AlphaTauri, yenilikleri gizlemek için birçok şey denedi.

Red Bull, RB16B'yi Silverstone'da piste çıkarmasına rağmen o sürüşe dair yeni aracın fotoğraflarını yayınlamadı.

AlphaTauri de lansman görüntülerinde ön süspansiyon güncellemesini sakladı. Piste çıkarılan gerçek araçta ön süspansiyon tamamen farklıydı.

Daha önceden 2021 için gelişim haklarını ön tarafta kullanacağını açıklayan AlphaTauri, böylece lansman resimlerinde yeni tasarımı gizlemiş oldu.

Ancak AlphaTauri'nin yeni aracını gizleme planı, aracın Imola'da piste çıktığı esnada çekilen görüntüler sayesinde suya düşmüş oldu.



Yayınlanan fotoğraflarda, AT02'de artık gridin büyük çoğunluğunda bulunan Mercedes felsefesine benzer yeni bir buruna sahip olduğu görüldü.

Ancak ön kanat bağlantısı, Mercedes'tekinin aksine burnun kenarlarından aşağıya doğru iniyor. Bu, takımın benzer tasarıma sahip diğerlerinden biraz daha farklı aerodinamik etki aradığını gösteriyor. Yine de bu tasarım, aracın yeni kurallardan etkilenecek genel aerodinamik haritasına bağlı kalmış gibi görünüyor.

Bu kapsamda takım, ön kanat flaplerinin nötr bölgeye bağlandığı noktada da güncelleme yapmış. Bu bölümde oluşan Y250 girdabının dar burun ve burun altı pelerin kanatla daha uyumlu çalışması için, flap ile nötr bölge arasında bir kıvrım oluşturulmuş.

Yeni burun ve ön kanat güncellemelerinden daha ilginç olanı ise, donanımda yapılan değişiklik oldu. Takım, Red Bull'un 2020'de kullandığı parçalara geçiş yaptı.

AlphaTauri'nin herhangi bir jetona ihtiyaç duymadan Red Bull RB16'da kullanılan vites kutusuna ve arka süspansiyon bağlantılarına geçiş yapması bekleniyordu. Ancak AlphaTauri, bunun yerine aracın ön tarafında değişiklik yaptı ve Red Bul'un RB16 ve RB16B'de kullandığı direksiyon bağlantısının araca daha geriden bağlandığı yenilikçi ön süspansiyon tasarımını kullanmaya başladı.



AlphaTauri daha önceden direksiyon sistemini alt süspansiyon koluna paralel bir şekilde araca yerleştiriyordu. Süspansiyon kollarının hava akımına olan etkisini minimize etmek için tasarımlar genelde bu taktiği uygularlar.

Direksiyon rot kolunu geride bir yere konumlandırmanın muhtemelen bazı aerodinamik olumsuzlukları oldu.

Ancak bu tasarım burun ve şasi ekleminde oluşan tıkanıklığı ortadan kaldırırken ve burnu inceltmeyi kolaylaştırırken, aynı zamanda takımın bir süredir kullandığı yüksek konumlandırılmış süspansiyon kolu ve itme kolu ile sürüş yüksekliğini kontrol eden sistemin daha iyi hale gelmesini sağlayacak. Red Bull 2020'de bu tasarımdan faydalanmıştı.

Bunların yanında Red Bull'un ilk olarak 2019'da kullandığı ve geçen sene de AlphaTauri'nin kullanmaya başladığı çok bağlantılı üst süspansiyon kolu tasarımı, AT02'de yer almaya devam ediyor.

Red Bull ne gizliyordu?

Red Bull da geçen hafta Silverstone'da yeni aracını film çekimi kapsamında piste çıkardı. Bu sürüşte RB16B'nin yanında RB15 de pistteydi.

Ancak ne yazık ki, Red Bull RB16B'yi dışarıdaki fotoğrafçılardan saklamayı başardı ve aracın bazı ince detayları tam olarak görüntülenemedi.

AlphaTauri, stüdyo çekimlerinde aracın ön tarafını gizlerken Red Bull ise arka tarafını saklamaya odaklandı. Takımın 2 jeton hakkını yeni vites kutusu bağlantısı için kullandığı düşünülüyor.

Takımın jeton haklarını aracın arkasında kullanarak RB16B'nin arka taraftaki kola şişesi bölümünü incelttiği ve aynı zamanda süspansiyon tasarımını değiştirdiği düşünülüyor.



RB16B'nin stüdyo çekimlerinde arka süspansiyon sisteminde yer alan alt bağlantı kollarının RB16'daki gibi çekme kolunun önünde değil, arkasında yer aldığı görünüyor.

Bu Red Bull'un, Mercedes'in geçen sene W11'de yaptığına benzer bir tasarıma geçiş yaptığı yani alt süspansiyon kolunu mümkün olduğu kadar yüksekte ve geride konumlandırdığı manasına geliyor.



Mercedes W11'de kullanılan bu tasarımda, alt süspansiyon kolunun arka tarafı vites kutusundan ziyade kırmızı ok ile gösterilen arka kaza yapısından geçirilmişti.

Bu sayede süspansiyon kolu yukarıya alınarak difüzör tavanının da yukarıya konumlandırılmış oldu. 2017'deki kural değişikliklerinde difüzörün, aracın tekerlek merkez çizgisinin yukarısında konumlandırılmasına izin verilmişti.



Böylece takımlar daha fazla performans bulabilmek için taban ve difüzör yüksekliğinde ani bir geçiş bölgesi (kırmızı ok ve yeşil taralı alan) kullanmaya başladılar.

Beyazla çizilen bölgede görebileceğiniz üzere, bunun sonucunda aracın arka tekerlek merkez çizgisi önünde bir tümsek oluştu.

Bu tasarım, süspansiyon parçalarının yer aldığı alanın bir bölümünü yiyordu. Bunun üzerine takımlar süspansiyon kolunu, kola şişesi bölgesindeki hava akımı rotasını olumsuz etkilememesi için kaldırdılar.

Bununla birlikte takımlar, süspansiyonun üst kolunu kaldıracak ek parçalar kullanmaya başladılar. Üst kolda yapılan bu güncelleme, beraberinde alt kolun da kaldırılmasını sağladı. Ancak bu tasarımdaki kısıtlama, takımın şaftı korumaya çalışırken bu parçaların geometrik şeklini ve yerleşimini düşünmeleri gerekmesi. Çünkü bu tasarım aerodinamik açıdan zarar verici olabilir.



Mercedes ve Red Bull'un süspansiyon kolunu bu şekilde difüzör üzerinde konumlandırması, o bölgede yaşanabilecek sorunları geride bırakarak daha fazla performans kazanma amaçlı.

Red Bull'un bu çözümü uygulaması, geçmişte pek fazla diğerlerinin çözümlerini kullanmaya sıcak bakmayan ve genelde kendi tasarımlarını kullanan ekibin bu tasarımda bir potansiyel gördüğünü işaret ediyor.

tr.motorsport.com