1995 IndyCar şampiyonu ve 1997 Dünya Formula 1 Şampiyonu Jacques Villeneuve, 1993'te Nigel Mansell'ın Formula 1’den Cart Indycar araba yarışlarına geçerek medyanın ve hayran kitlelerinin ilgisini oraya çekmesinin Bernie Ecclestone'ı rahatsız...

Autosport International’ın İngiltere, Birmingham’daki yerinde konuşan Villeneuve, Japon Formula 3 yarışlarından 1993’te Amerika’daki Formula Atlantic’e geçişi hakkında konuştu ve o zamanlar Amerika’da açık teker yarışlarının patlamasından dolayı burada kalabileceğini düşündüğünü söyledi.

Buna rağmen Villeneuve, Formula 1 lideri Bernie Ecclestone’ın Tony George’un Cart IndyCar’dan ayrılarak rakip Indy Yarış Ligi’ni kurmasında rol oynadığına inanıyor.

1994’te Indy arabalarına geçmeden önce 1993 Atlantics yarışlarını üçüncü bitiren, 1995'te Indy 500 ve CART kupasını kazanan Villeneuve "O dönemde F1'e geçsem iyi olurdu ancak belki de kariyerimin kalanı Amerika’da olacak diye düşünüyordum. Nigel Mansell’in IndyCar’a gittiği zamanı düşünün. IndyCar, daha büyük bir hale geliyor ve oldukça güçlü bir izleyici kitlesine sahip oluyordu."

“Bunun Bernie’yi rahatsız ettiğini ve onun Indycar'ın ayrılmasında etkili olduğunu tahmin ediyorum. Indy yarışları bu yüzden öldü çünkü Formula 1’e zarar vermeye başlamıştı."

“Ama 90’ların ortalarında Amerika’da olmak oldukça iyiydi ve arabalar da oldukça hızlıydı. Eğer Indy 500’e bakarsanız oldukça özel olduğunu görürsünüz. Ama açıkçası, Formula 1'e geçmemek hayal kırıklığı olurdu çünkü Formula 1 özeldir.” dedi.

Villeneuve, 1994’de ikinci bitirirken ve 1995’te kazandığı Indy 500’ün uzun zaman sonra ona değerli gelen tek şey olduğunu itiraf etti.

Villeneuve : “Ortalama 230 mph hızla trafik içinde aracınızı sürüp hayatınızı riske atmanıza izin verilen bir yerdi. 20 yıl öncesine göre şu anda çok güvenli. O dönemde tribünlerde yarım milyon insan oturup sizi izlerdi. O zamanlar üç hafta süren bir etkinlikti. Bunu siz inşa ederdiniz ve enerji inanılmazdı. Roma İmparatorluğu’ndaki büyük gladyatör ringlerinde gibi hissettirirdi.”

“Bu oldukça özeldi ve dünyadaki en büyük ve en önemli yarıştı. Açıkçası F1 şampiyonluğu büyük bir şeydir ama tek yarış olarak Indy yarışı en büyüktür."

“Ben, Indy 500 ile büyümedim; Formula 1 ile büyüdüm ve bu yüzden nasıl tanıtılacağını bilmiyordum. Atlantics’de yarışana kadar bunun üzerine düşünmemiştim. Neredeyse herkesin her gün geldiği üç haftalık bir yarışta olmak büyük bir tutku istiyordu. Ama arabadayken bu sadece bir yarıştı; tamam, orada muhteşem olan bir çok insan var ama bu sadece F1’e geçiş için bir basamak.

“Ama oradan çıktığınız zaman, ilk düşündüğünüz şey, “Wow, Bundan sağ çıktım!” Sonra bunu kazanıyorsunuz ve bunun hala var olduğunu, canlı ve anlamlı oluşunu yarıştan 22 yıl sonra bile fark ediyorsunuz. Bu, neyi başardığınızı anladığınız an başlıyor."

Villeneuve, Brickyard’daki zaferinin, Sir Frank Williams’in kendisini 1996’da Willams-Renault ile anlaşmaya götürecek test sürüşüne davet etmesindeki ana etken olduğunu söyledi.

Villeneuve “Her şey, Indy 500’ü kazanmamla gerçekleşti. Test için şans kazanmama büyük katkıda bulundu çünkü psikolojik açıdan baskıyı kaldırabildiğimi onlara gösterdiğini düşünüyorum.”

“Hızlıca öğrenmek zorundasınız ama bir sürücünün psikolojik değerlerini anlamak oldukça zordur çünkü F1 böyle bir canavar. En iyi Formula 3 sürücüsü, en iyi GP3 sürücüsü ve en iyi GP2 sürücüsü olabilirsin ama F1’de bunu başaramayabilirsin.”

“Bir çok sürücü, uyguladıkları formülleri her neyse kartingte her şeyi kazandılar ama F1’e geldikleri gün bunlar hiçbir işe yaramadı! Bunun aksine, diğer ortalama sürücüler, nasıl olduysa F1’de patladılar ve muhteşem oldular.”

“Bu tamamen psikolojik yapıyla ilgili. Indy 500, bunu göstermek için iyi bir yer ve Frank Willams’a beni seçerek risk almasında yardım ettiğini düşünüyorum.”

&&&