Leo Turrini Scuderia Ferrari’yi çok iyi tanıyan ve ülkesinde efsane olan deneyimli bir İtalyan gazeteci, ki yazdıklarında kullandığı kıvrak dili çevirilerde genellikle kaybolur.
Profondo Rosso [Deep Red-Derin Kırmızı] isimli blogunda yazan Turrini, Scuderia ile içli dışlı birisi ve Tifosi’ye bilgiler aktarırken, takımı için en iyisini istediği halde eleştirmekten de geri kalmıyor.
Son makalesi olan “Ferrari’nin krizine yolculuk: Güç” adlı analizinde Maranello’da neyin yanlış olduğunu gösteriyor.
“Ferrari’nin bir lider eksiği var, gerçek bir kafaya, bir referans noktasına ihtiyacı var. Eksik olan bu, bu yok. Bu akşam Binotto kime hesap verecek? Kendine mi? Elkann’a? Camilleri’ye? Peki, Camilleri kim? Gerçek şu ki… kimse yok.”
“Bunu düşünecek olursak, her şeyin yanlış olduğunu anlayabiliriz. Sorun, aracın teknik yetersizliklerinin olması, altı yıldır bunun üstesinden gelinememesi.”
“Sorum şu: bu nasıl mümkün olur? Demem o ki, Ferrari altı yıldır nasıl iki temel sorunu çözemez?”
“Sorunlar şunlar:
Güç ünitesinin daha fazla güce ihtiyacı var, ki bununla neredeyse yeterli düzeyde olabiliriz;
Lastikleri iyi çalıştırabilme yeteneği, yıllardır süren bir sorun, yapamadığımız şey şu meşhur ‘lastik çalışma aralığı’.
“Kendime soruyorum, kısaca: Sen Ferrari’sin, dünyadaki tüm kaynaklara, deneyime, teknik becerilere sahipsin… VE?”
“Aynı yerdeyiz, araç bildiğimiz kadarıyla yavaş virajlarda önden kayma yaşıyor. Araç tamamen hatalı mı? Mühendis değilim, kartingde biraz deneyimim var. Sürücüler Pazar günü iki şeyden bahsediyordu, 1) ayar veya 2) süspansiyon.”
“Elbette ön ve/veya arka süspansiyonun değişmesi söz konusuysa bu kolay bir iş değildir, ancak daha uygun olabilecek başka bir şey göremiyorum.”
“Sen Ferrari’sin!”
“Lastikleri çalıştıramıyorsanız, bunu yapmanın yolunu bulacaksınız. Çözümün ne olduğu konusunda bir fikrim yok, ancak Maranello’da yüzbinlerce euro kazanan ve cebinde mühendislik diploması olan birilerine inanmak, fikirlerinin olduğunu düşünmek istiyorum.”
“Mevcut Ferrari hakkındaki izlenimlerimi ve karşılaştırmalarımı sınırlayacağım, Enzo Ferrari’den de bahsetmeyeceğim, o farklı bir dünya, ancak kesinlikle Luca di Montezemolo ve Sergio Marchionne gibi müdahaleci başkanların dikkate değer kişiler oldukları açık.”
“Montezemolo’nun yarış kültürü var, yarışlarda tipik tutkuları ile gelenekler için zorlamıştı. Marchionne ise Maranello’da nadir görülürdü, ancak F1 sonuçları gelmediği için öncülükü [Montezemolo] gönderdi. Sonuçlara takıntılıydı, bunu istiyordu ve takımı sürekli açıklama yapmaya ve harekete geçmeye zorluyordu.”
“Ancak Elkann? Bakü’ye gittiğinde kötü bir hafta sonunun ardından en hızlı turun atılmış olmasını kutlamak nasıl bir dar kafalılıktır?”
“Montezemolo da, Marchionne de gündelik işlerle ellerini kirletmiyorlardı, ancak eğer [Jean] Todt bir sorunla karşılaştığında rahatlıkla Luca’yı arayarak bir çözüm bulunmasını sağlayabiliyordu.”
“Belki Sergio daha ateşli ve şirretti, ancak zaman zaman kötü davrandığı Arrivabene’yi bile dinliyordu.”
“Pek çokları benim Montezemolo’yu olağanüstü bir Ferrari başkanı olarak gördüğümü bilir, sonuçlar, duygular ve tutkularını yanında getirir, gerçekler ise bazı ciddi hatalar yaptığını gösteriyordu.”
“Ancak Elkann? Birileri bana şunu söyleyebilir: malum sebeplerle Elkann daha iyi bir örnek figür, Camilleri de hissedarlarca bu yüzden seçildi.”
“Burada hareket etmek için pek fazla alan olmadığı anlaşılmalı. Camilleri geçen yıl Monza’da Arrivabene’nin mükemmel olduğunu ve Maranello’da her şeyin fevkalade iyi çalıştığını söylüyordu. Halbuki ben orada bir kriz olduğunu biliyordum ve dört ay sonra neler olduğunu gördük.”
“Binotto’nun isteklerine kimin cevap vereceği sorusuna dönelim. Bir ihtiya olduğunda, örneğin dışarıdan insan kaynağı gerektiğinde ona değerlendirmede kim yardımcı olabilir?”
“Çünkü her şeyin üstüne Ferrari kaybediyor ve kötü bir şekilde kaybediyor, öte yandan, yukarıda yazılanlar ise Ferrari’nin kazanmasına yardımcı olmayacak.”
]]]