Red Bull RB18, lansmanda model aracın üzerinde yeni renk düzeninin tanıtılmasından ve Silverstone'da gerçekleştirilen özel testten sızan düşük kaliteli görüntülerin ardından sonunda görücüye çıktı.
Silverstone'daki testten sonra basına düşen düşük kaliteli fotoğraflar, Red Bull'un aracında neler yaptığına dair büyük merak uyandırmıştı. Testlerin başlamasıyla bu merak sona erdi çünkü takımın ne yaptığını artık gizleme şansı yoktu. Peki takım şu ana kadar neyi gizlemeye çalıştı. Sizin için bunu araştırdık...
RB18'de 4 planyalı bir ön kanat bulunuyor. Kanadın ana planyasının orta kısmı aşağı doğru iniyor ve burun altına doğru hava akımının gitmesine yardımcı oluyor. İkinci planyaya bağlanan burun, geriye doğru gittikçe genişliyor.
Burun ucunda, pilotları soğutma deliği bulunuyor ancak bu delik kendi panelinin içine yerleştirildiği için istenirse o olmadan da yarışılabilir.
Burun ucuna denk gelen kısımda ana planya ile ikinci planya arasında ayırıcı mekanizmalar bulunuyor. Bu parçalar, kanadın diğer bölümlerindeki gibi hava akımını yönlendirme amaçlı kullanılıyorlar.
Ön kanat ana planyasının kenar plakasına bağlanma şekli nispeten daha geleneksel duruyor. O bölümde hafif bir aşağı inme ve kavis bulunuyor. Ancak arkasındaki planyalara baktığımızda kenar plakasına bağlanma şekilleri daha agresif bir şekilde dışarı doğru açılı. Bu, takımın kenar plakası bölümünde hava akımını dışarı doğru yönlendirmeye çalışacağını gösteriyor.
Kenar plakasının dış yüzeyinde yer alan kanatçık, bazı rakiplerine göre oldukça aşağıda konumlandırılmış.
Red Bull, ön süspansiyon düzeni açısından hayal kırıklığı yaşatmadı çünkü bu bölümde çekme kollu süspansiyon tasarımına geçiş yapılırken sıra dışı salıncak yerleşimi devam ettirilmiş.
Üst süspansiyon kolunun ön parçası en yüksek şekilde konumlandırılırken arka kolu ise çok daha alçak bir şekilde şasiye bağlanmış. Takım, bu bölümden geçen hava akışı için direksiyon kolunu alt salıncakların ön bacağına yerleştirmeyi tercih etmiş.
Bu sezon en çok çeşitlilik sidepod tasarımlarında oldu. Bu konuda Red Bull kesinlikle bir istisna değil!
Red Bull'un çözümü, diğer ekiplerden gördüğümüz tasarımların çoğunu birleştirirken aynı zamanda kendi tasarımlarını da karıştırıyor gibi görünüyor.
Sidepod'un ön kısmında, hava akışını yakalamak için ana sidepod girişini geçen, bunun sonucunda önemli bir alt kesik oluşturan ve bir akış düzenleyici olarak da hizmet veren uzantı bulunuyor. Takımın bu panel için farklı bir yüzey kaplamasına sahip olması da ilginç görünüyor.
Sidepodun bu bölümüne bakıldığında Aston Martin veya AlphaTauri'ye benziyor ancak sadece kutu şeklinde hava girişlerine sahip olmak yerine, üst kısım kesilerek radyatörlerin bulunduğu alana erişim sağlanıyor.
Bu bağlamda, RB18'in radyatörleri ve içinde bulunan diğer ilgili soğutucular ile elektronikler, son birkaç yılda alıştığımızdan daha yatık bir konumda paketlenmiş gibi duruyor.
Bu bölümdeki soğutucuların genel olarak boyutuna takımın Honda'nın güç ünitesine geçmesinden bu yana merkezi soğutmayı kullanması, yani soğutucuların ve radyatörlerin içten yanmalı V6'nın etrafına monte edilmiş olması yardımcı oluyor.
Sidepodun ön köşesinde Mercedes ve Williams'ın tasarımları gibi dikiz aynası bulunuyor. Dikiz aynası genel tasarımı itibariyle bu bölümdeki hava akımını yönlendirme hedefi taşıyor.
Aynanın kendisi birkaç bölüme ayrılmış durumda. Bunlardan birisi çok ince ve ayna camını tutuyor. Bunun önünde yer alan ana gövde ise en belirgin gövde şekline sahiptir.
Bu iki bağımsız gövde daha sonra, düzeneği saran ve ayna destekli gövdenin bir parçası olarak kabul edilen akış düzenleyici parçalar tarafından çerçeveleniyor.
Takım, halonun yan kısımlarında küçük kanatçıklar kullanmaya devam ederken, halonun yeşil ok ile gösterilen kuyruk kısmı, daha fazla yönlendirme için daraltılmış.
Sidepod tasarımına geri dönersek, yüksek belli orta bölüm, aracın alt tarafındaki hava akımını geriye doğru yönlendirmeye yardımcı olurken, sidepodun arkasında kardeş takım AlphaTauri'ye benzer şekilde zeminle buluşan bir rampa bulunuyor.
Takım ilk başta sidepodun üst kısmında soğutma ızgaralarını kullanmadı ve sadece motor kapağının arkasındaki çıkışa bel bağladı ancak gün sonunda gelen fotoğraflarda sidepodun arkasında soğutma ızgaraları bulunuyordu.
Taban altı tünellerinin, zeminin ve difüzörün tasarımına geldiğimizde takımlar arasında farklı çözümler bulunuyor olması normal bir durum. Red Bull, bu bölümde de farklı bir tasarıma sahip.
Birçok tasarımda olduğu gibi, tabanın ön kenarı mavi ok ile gösterilen bölümde kıvrılmadan önce şasinin yan tarafına kadar uzanıyor.
Bu, yalnızca arka tarafta küçük bir çentik içermekle kalmıyor, aynı zamanda benzer bir yüksekliğe sahip olan ve tabanın ön ucundan önce kesilen, yakın mesafedeki bir iç kaplama (kırmızı ok) ile destekleniyor. Bu, muhtemelen yanındaki kenar kanattan çıkanlarla birleşerek bu bölümde bir girdap oluşturacaktır.
Tabanın kenarından aşağı doğru inerken, siyah ok ile gösterilen bölümdeki kaplamalardan birinin tabanın altından dışarı doğru baktığını, hava akışının bir kısmını buradan dışarı yönlendireceğini ve yeşil ok ile gösterilen bölümde her ne kadar bir kopukluk olsa da, takımın taban kenarındaki akış koşullarını iyileştirmeye ve arka lastiğin önündeki akışı ayarlamaya çalışacağını görebilirsiniz.
Takım, genişletilmiş difüzör bölümünde daha fazla yer olması için süspansiyon öğelerini yükseltirken, itme kollu arka süspansiyon düzenini seçti. Bu, kola şişesi bölgesinde daha fazla yer olması gerektiği anlamına geliyor.
Arka kanat, ana planyanın üzerine doğru uzanan ve doğrudan DRS aktivasyon mekanizmasına bağlanan tek bir kuğu boyunlu destek koluna sahip. Bu tasarım, ana planyanın alt tarafında daha temiz hava akışının önünü açıyor.. Kiriş kanadı, ilginç ve şu ana kadar başka bir takımda görmediğimiz bir tasarıma sahip. Papatya yaprağına benzeyen iki kanat, birbirinin üzerine gelecek şekilde konumlandırılmış durumda.
Red Bull, yere basma gücü gereksinimleri ile sürtünmeyi azaltma arasında denge bulmaya çalışırken, arka kanadın üst parçasının orta kısmında oldukça derin bir V kesiği oluşturmuş durumda.
tr.motorsport.com