Carlos Sainz, Ferrari’den sürpriz şekilde ayrılmasının ardından Williams ile geçirdiği ilk Formula 1 sezonunda dikkat çekici bir performans sergiledi ve eski takımını dahi geride bırakmayı başardı.
Ferrari’de geçirdiği dönemde dört galibiyet elde eden Sainz, Charles Leclerc’in yanında güvenilir bir ikinci pilot olarak öne çıkmış ve takımı neredeyse Markalar Şampiyonluğu’na taşımıştı.
Sainz, McLaren, Ferrari ve Williams’ta yarışan ilk pilot olma unvanını Nigel Mansell’den sonra elde etti. Grove merkezli ekibi tercih etmesinin en önemli nedeninin, “değişim yaratma gücüne sahip olacağı” düşüncesi olduğunu açıkladı. Motorsport Week’e verdiği özel röportajda, “Muhtemelen bu bulmacanın en önemli parçalarından biri, dinleneceğimi, hoş karşılanacağımı ve bir şeyleri değiştirme gücüne sahip olacağımı bildiğim bir takıma gitmekti. Eğer hoşuma gitmeyen ya da geliştirmek istediğim bir şey olursa, bunu değiştirme şansım olacaktı,” ifadelerini kullandı.
Sezona zorlu başlangıç
Sainz, Avustralya’daki sezon açılışında yağmur altında bariyerlere çarpan birçok pilot arasında yer aldı ve ilk dört Grand Prix’de yalnızca bir kez puan alabildi. Buna karşılık takım arkadaşı Alex Albon, sezona üç puan finişiyle güçlü bir başlangıç yaptı ve 2025’in ilk yedi yarışında sadece bir kez puan dışında kaldı.
Albon takımın öncülüğünü sürdürürken, Sainz ise yavaş yavaş uyum sağlamaya başladı ve alt sıralarda da olsa ilk 10 finişleriyle katkı verdi. Sainz’ın yeteneği kendini göstermeye başlarken, hatalı stratejiler, temaslar ve mekanik sorunlar olmasaydı, sezonun ilk bölümünde Albon’un puanlarına yaklaşması mümkün olabilirdi.
Yeni evine uyum sağlamak
Sainz, 2024’te kullandığı Ferrari’ye kıyasla daha az rekabetçi olan Williams aracı FW47’ye uyum sağlamak zorunda kaldı ve aracın limitlerini keşfetmeye çalıştı. “Kendimi araçta tam anlamıyla evimde hissetmiyorum. Aracın bazı zayıf yönleri var ve bunların etrafından dolaşamıyorum ya da ayarlarla bu eksiklikleri ortadan kaldıramıyorum,” diyen Sainz, “Aracı maksimum tur zamanı için çok özel bir şekilde kullanmak gerekiyor ve bu, sürüş tarzıma tam olarak uymuyor,” ifadelerini kullandı.
“Şu anda bu aracın neden bu zayıflıklara sahip olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Aero haritasında nerede? Araçtaki hangi parça ya da ayar, bu kadar belirgin ve aşırı zayıflıklara yol açıyor? Örneğin, Macaristan’da Ferrari’den neredeyse bir saniye gerideyken, Miami ve Imola’da onlardan hızlıydık. Demek ki henüz tam olarak kavrayamadığımız, büyük bir mesele var. Gelecek yılın aracını tasarlarken, bu aracın ve seleflerinin sorununu anlamaya çalışıyoruz. Çünkü 2022, 2023 ve 2024 araçlarında da benzer sıkıntılar vardı. Williams araçlarında rekabete karşı bu görece zayıflığın kökeni ne?”
“Ancak biliyorum ki, bu zayıflıklara rağmen hızlı olabiliyorum. Bahreyn’den itibaren hızlıydım. Uyum sağlıyorum ve hızlı olabiliyorum. Belki araçla hâlâ tam his ve tecrübe eksikliğim olduğu için sihirli bir şeyler yapamıyorum ama hızlıyım,” şeklinde konuştu.
Beklenen sıçrama geldi
Henüz tam anlamıyla rahat olmasa da, Sainz yaz arasından sonra yenilenmiş bir şekilde geri döndü ve Williams’ın uzun süredir beklediği formunu yakaladı. Bakü’deki kaotik sıralama turlarında Williams’ı ilk çizgiye taşıyan Sainz, Grove merkezli takımın dört yılı aşkın süredir ilk kez bu kadar yukarıdan start almasını sağladı.
Sainz, bu performansını Williams ile ilk podyumuna dönüştürdü. Takım, 2021 Belçika Grand Prix’sinde George Russell’ın ardından ilk kez podyuma çıktı. Böylece Sainz, McLaren, Ferrari ve Williams ile podyum gören ikinci pilot olarak dört kez dünya şampiyonu Alain Prost’un ardından tarihe geçti.
Singapur ve COTA’daki Sprint’te iki puan finişiyle formunu sürdüren Sainz, Las Vegas’ta neredeyse bir kez daha ilk çizgiyi elde ediyordu ve yarışı üçüncü sıradan başlattı. Yarışta yedinci sırada damalı bayrağı gören Sainz, McLaren’lerin diskalifiye edilmesiyle beşinciliğe yükseldi ve sezonun ikinci ilk beş finişini elde etti.
Williams, Katar’a düşük beklentilerle gitse de özellikle Sainz, sekizinci sırada Sprint puanını aldı ve sıralama turlarında yedinci oldu. Yarışta neredeyse tüm araçların aynı turda pite girmesinden faydalanan Sainz, Williams ekibinin hızlı pit stopu sayesinde dördüncü sıraya yükseldi. McLaren’in strateji hatasıyla Sainz bir kez daha üçüncü sırada finiş gördü ve eski takım arkadaşı Lando Norris’in önünde yer aldı. Sainz, Bakü’den bu yana eski takımı Ferrari’den daha fazla podyum elde ederken, takım arkadaşı Albon’a karşı da 48-3’lük üstünlük kurdu.
Gelecek için umut verici sinyaller
Sainz, 2025 sezonunu Albon’un dokuz puan gerisinde tamamlarken, Williams ise 2017’den bu yana en iyi Markalar Şampiyonası derecesini elde etti. 2024’te dokuzuncu sırada yer alan takım için bu dikkat çekici yükselişte Sainz’ın rolü büyük oldu.
İspanyol pilotun kariyerinde, Toro Rosso, Renault, McLaren, Ferrari ve şimdi de Williams’ta ilk sezonunda takımların performansında gözle görülür bir artış yaşanması, araç geliştirmedeki kilit rolünü ortaya koydu.
Williams, 2025 aracının geliştirmesini sezon başında durdurup 2026 aracına odaklanırken, Sainz’ın takıma uyum sağlaması ve Ferrari’nin sıkıntı yaşamasıyla birlikte, Grove’a transferin Sainz için gizli bir avantaj olduğu değerlendiriliyor.
trf1.net