Cadillac, Formula 1 için Önemli Homologasyon Testlerini Geçti

Cadillac, Ocak ayında pistte gerçekleştireceği ilk sürüş öncesinde Formula 1 projesinde kritik bir eşiği geride bıraktı. Takım patronu Graeme Lowdon’ın The Race’e verdiği bilgiye göre, Aralık ayı başında Cadillac, aracın tüm arka bölümünü ve monokokunu kapsayan FIA’nın zorunlu homologasyon testlerinden başarıyla geçti.

FIA teknik yönetmelikleri, ön ve arka darbe yapıları, yaşam hücresi (monokok) testleri ve güç ünitesi ayrılma hesaplamaları dahil olmak üzere 17 sayfada 20’den fazla alan için homologasyon ve test gereklilikleri içeriyor. Cadillac’ın şasisiyle geçtiği testler arasında, en az 52G kuvvet uygulanan önden darbe testi de bulunuyor. Ayrıca, takımın tasarladığı şanzıman muhafazası ve arka darbe yapısı, 875 kg ağırlığındaki katı bir cismin en az 11 metre/saniye hızla çarpmasıyla uygulanan dinamik arka darbe testinden de başarıyla geçti.

Lowdon, bu testlerin Aralık ayı başında geçilmesinin Cadillac Formula 1 takımındaki tasarım ekibi için gurur verici olduğunu belirtti. Lowdon, “Yeni teknik düzenlemelerle birlikte aracın ağırlığı önemli ölçüde azaldı. Bu nedenle bu testler, daha düşük toplam araç kütlesi hedeflendiği için her geçen gün daha da zorlu hale geliyor. Her takım için bu testleri geçmek bir dönüm noktası. Bizim için ise, bu bileşenleri tasarlama konusunda yıllara dayanan takım tecrübesine sahip olmadığımız için çok daha önemli,” dedi.

Ocak Ayında Pistte İlk Sürüşe Hazırlık

Başarılı homologasyon süreci, Cadillac’ın Ocak ayında planlanan ilk sürüşe ve ay sonunda İspanya’da kapalı kapılar ardında yapılacak toplu teste hazırlanmasını sağlıyor. Eğer Cadillac bu testlerden herhangi birini geçememiş olsaydı, aracın genel programını zorlayacak kapsamlı bir yeniden tasarım süreciyle karşı karşıya kalacak ve bu durum soğutma mimarisi ile toplam ağırlık gibi kritik alanları da riske atabilecekti.

Cadillac’ın 2026 sezonu için giriş iznini yalnızca bu yılın başında aldığı göz önünde bulundurulduğunda, homologasyon testlerini yeniden almak için zaman kaybetmek, takımın karşılayamayacağı bir gerileme olacaktı.

Buna rağmen, Lowdon’ın aktardığına göre, Ocak ayındaki Barcelona testinde piste çıkacak ilk Cadillac F1 aracı, 2026’daki tüm takımların araçlarıyla kıyaslandığında bile olgunluk açısından geri kalacak. Lowdon, “Takvime uygun ilerliyoruz ancak bu kadar karmaşık bir aracı sezon açılışına yetiştirmek için 85.000 parçanın tasarlanması, üretilmesi veya tedarik edilmesi gerekiyor. Bunlardan herhangi birinin gecikmesi, test veya yarışma kabiliyetimizi etkileyebilir,” ifadelerini kullandı.

Bu nedenle Cadillac, önceliği teslimata verdi. Takım, Ocak ayında piste çıkıp sahada tecrübe kazanmaya büyük önem veriyor. Şimdiye kadar yapılan tek test, Ferrari’den alınan 2023 model bir araçla Imola’da gerçekleştirilen iki günlük sürüş oldu.

Lowdon, “Sürekli olarak bu türden ödünlerle karşı karşıyasınız. Bizim yaptığımız ve mantıklı olan şey, teslimatı her şeyin önüne koymak oldu. Çünkü hâlâ fabrikalarımızı ve üretim tesislerimizi inşa ediyoruz ve bunların tam kapasiteyle devreye girmesi yıllar alacak,” dedi. Lowdon, mevcut takımların kendi üretim süreçlerini sınırlarına kadar zorlamayı bildiğini, ancak yeni bir takım olarak bu yaklaşımın kendileri için uygun olmadığını da sözlerine ekledi.

2026 Sezonunda Hızlı Gelişim Hedefleniyor

Lowdon, “Her kararda bir ödün ve maliyet var. Ancak eksik kaldığımız alanlarda da arayı kapatmak için programlarımız mevcut. 2026 sezonunun en önemli avantajlarından biri de çok sayıda test fırsatı sunması. Bu fırsatlar sayesinde o aşamada bile yeni parçalar getirme şansımız olacak,” dedi.

Bu açıklamalar, Cadillac’ın Şubat ayında Bahreyn’de yapılacak iki testte çeşitli güncellemeler getireceğini ve takımın üretim kapasitesi elverdiği sürece aracın yıl boyunca hızla gelişeceğini gösteriyor. Ancak performans, öncelik sıralamasında ikinci planda yer alıyor; asıl amaç, öncelikle güvenilir sürüşler gerçekleştirebilmek. Bu nedenle Lowdon, Ocak ayındaki testi “faydalı” olarak nitelendiriyor ve takımı için büyük bir lojistik zorluk yerine önemli bir fırsat olarak görüyor.

Lowdon, “Tüm odağımız 2026 sezonunda. Test etme fırsatına sahip olmak son derece değerli. Sonuçta bu test zorunlu değil, takımlar faydalı bulmazsa katılmazlar. Bizim karşılaştığımız zorluk ise tamamen farklı. Teste katılabiliyor olmak bile bizim için büyük bir avantaj,” dedi.

Lowdon, eski bir araçla test yapmanın kendileri için “inanılmaz derecede zor” olduğunu, diğer takımların ise önceki araçlara sahip oldukları için bu sorunu yaşamadıklarını belirtti. “Bu tür bir projede her gün yeni bir şey öğreniyorsunuz. Aracı ne kadar çabuk piste çıkarırsak o kadar iyi. Diğer takımların aksine, pistte elde edilen verilerle rüzgar tüneli arasındaki korelasyonu sağlayacak geçmişe sahip değiliz. Onlar 2025 aracıyla testler yapıp, 2026 modelini aynı rüzgar tünelinde denediklerinde doğruluk payını hemen anlayabiliyorlar. Bizde ise henüz pistte tekerlek döndürmüş hiçbir parça yok,” ifadelerini kullandı.

Lowdon, “Bu geri bildirimi ne kadar hızlı alırsak bizim için o kadar iyi,” diyerek sözlerini tamamladı.

trf1.net