Baştan sona RedBull Racing Formula 1'deki hikayesi, çılgınlıkları, başarıları ve yaşadıkları sorunlara dair özel yazı dizimizin üçüncü bölümüyle karşınızdayız.


Yazının birinci bölümünü okumak için tıklayınız.

Yazının ikinci bölümünü okumak için tıklayınız.

Red Bull F1 takımının Formula 1'e katıldığı günden beri geçtiği süreçleri anlattığım yazı dizimde üçüncü bölüme gelmiş bulunmaktayız. İkinci yazımın sonunda belirttiğim gibi artık kronolojik bir biçimde yazmak yerine takımı bügün yaşadığı sorunlara iten olayların kaynağına inmeyi, pilotlar, yönetim ve motor ana başlıkları altında derinlemesine analiz yapmayı planlıyorum.

Haber bütünlüğü açısından yazı dizisinin önceki bölümlerini okumadıysanız şiddetle okumanızı tavsiye ederim. Linkleri yukarda mevcuttur.

BÖLÜM 3 - BİRBİRİNE DÜŞMAN İKİ PİLOT !

Vettel'in takıma katılması, Adrian Newey muhteşem şasi tasarımları ve Renault'un motor gücünde yaptığı gelişmeler sonucunda 2010 yılı itibariyle Formula 1'de Red Bull fırtınası esmeye başladı.

Üst üste dört sene boyunca tartışmasız en iyi takım olan Red Bull, Formula 1'in eski çınarları olan Ferrari ve Mclaren gibi takımları dahi geride bırakarak ard arda şampiyonluklar alarak kırılması zor pek çok rekora imza attı.

Fakat tüm bu şampiyonluklar alınırken ve ekranlarda Redbull pilotları ve yöneticileri sevinç çığlıkları atarken aslında kapalı kapılar ardında derin tartışmalar yaşanıryordu. Öyleki bu tartışmalar bazen piste kadar taşıyor ve şampiyon takımın her iki pilotu bugün tıpkı Mercedes'de gördüğümüz gibi apaçık bir şekilde birbirleriyle amansız bi mücadeleye girişiyorlardı.



VETTEL VE WEBBER KAVGASI NE ZAMAN BAŞLADI ?

Hali hazırda F1 caminasının en iyi pilotlarına sahip olan Red Bull şampiyonluk yıllarında malesef pilotlarını kontrol altında tutma konusunda büyük bir beceriksizlik örneği sergiledi. Yıllar boyunca iki pilotu arasındaki mücadeleyi dengeleyemeyen takım bir süre sonra şampiyonluk uğruna açık bir şekilde pilotlarının arasında ayrım yapmaya başladı ve bu durumun sonucunda son derece yetenekli bir pilot olan Mark Webber toptan Formula 1 yarışlarından çekilmek durumunda kaldı.

Aslında Mark Webber ve Sebastian Vettel'in arasındaki uyuşmazlık bu ikilinin takım arkadaşı olduğu 2009 yılında değil aksine Vettel'in Torro Rosso için yarıştığı 2007 yılında başladı.

O yıllarda Red Bull her ne kadar 2010 sonrası gösterdiği performanstan uzak olsa da yinede sürekli gelişen ve podyuma çıkmaya başlayan bir takım görüntüsü içersindeydi. Sezonun sonlarına doğru Japonya'da yapılan yarışta ise Red Bull takımının yeni üyesi Mark Webber olağanüstü bir performans sergilemiş ve yarışı kazanmaya çok yaklaşmıştı.

Fakat piste giren güvenlik aracı tüm hesapları bir anda alt üst etti ve Mark Webber'in birinci - en kötü ihtimalle ikinci olabilceği bir yarışta bir anda yarış dışı kalacağı olaylar dizisini başlattı.

Fernando Alonso'nun yağışlı hava koşullarının kurbanı olması sonucunda yaptığı kazanın ardından piste giren güvenlik aracı tüm araçları arkasına toplamış bu esnada Webber ikinci, Vettel ise üçüncü sırada kendilerine yer bulmuşlardı.

İşte ne olduysa tamda o anda oldu ve güvenlik aracının arkasında ilerlerken biraz hava şartlarının, biraz diğer pilotların biraz da Vettel'in çaylaklığının bir sonucu olarak Vettel Webber'in aracına çarptı ve Avusturalyalı pilotu direkt yarış dışına itti. Webber kardeş takımları olan ve her daim pistte kendilerine yol veren Torro Rosso takımında yarışan genç bir pilot tarafından yarış dışı bırakılmasının öfkesiyle aracından hışımla çıkarken Vettel'de yaptığı kaza yüzünden bir süre sonra pite dönerek yarıştan çekildi.

KAZA VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN



Yarış sonrasında ise ortam oldukça gergindi şayet Vettel hatalı olduğunu kabul edip gözyaşlarına boğulurken Webber ise oldukça sert açıklamalarda bulundu öyleki gazetecilere verdiği bir röpörtajında "Her şey harika gidiyordu sonra bu beceriksiz geldi ve yarışımın içine etti" diyerek adeta Vettel'e ateş püskürüyordu.

Yıllar sonra Vettel o gün için "kariyerim en kötü günü" diyecekti ve gerçektende bu hatası onu az daha Torro Rosso'daki koltuğundan ediyordu. Neyseki sonraki yarışlarda iyi bir perfomans sergiledi ve kendisine Torro Rosso tarafından bir senelik daha kontrat hakkı tanındı. Bu hakkını en iyi şekilde kullanan Vettel Torro Rosso için sürekli puan topladı ve İtalya'da olağan üstü bir performans sergileyerek birinci geldi.

Bu başarıları bir sene önce yaptığı hatayı unutturmaya yetti ve sonraki sezon için Coulthardt'ın boşalttığı RedBull koltuğuna oturmaya hak kazandı.

VETTEL RED BULL'A GELİYOR İKİ PİLOT TAKIM ARKADAŞI OLUYOR !

Vettel'in RedBull'a gelmesiyle tüm dikkatler bu iki pilotun üstünde toplandı ve özellikle gazeteciler Japonya'daki kazaya atıfta bulunarak hem iki pilota hemde takım patronu Christian Horner'a pek çok soru yönelttiler.

O yıllarda iki pilotun takım arkadaşı olmasına ilgi o kadar büyüktü ki RedBull durumu kontrol altına almak amacıyla basın toplantıları düzenliyor iki pilot mutluluk pozları veriyor hatta RedBull resmi websitesine koyduğu pilotlara özel belgesellerde ikili birbirlerine övgüler yağdırıyordu.

Fakat sezonun başlamasıyla ikilinin arkadaş olmadıkları gerçeği açıkça ortaya çıktı. Yeni sezonda RedBull araçlarının performansı artmıştı ve iki pilot sürekli pole pozisyonu ve podyum konumu için birbirleri ile mücadele eder olmuştu. Başlarda RedBull önceliği eski pilotları olan Mark Webber'e verip takım emirleriyle Vettel'i geride tutmaya çalışsa da bu çabaları sonuç vermedi ve Vettel sezonu Webber'in önünde ikinici sırada bitirdi.

Sezonun en dikkat çeken anı ise İstanbul Park'ta yapılan yarışta yaşandı. Webber'in birinci Vettel'in ise ikinci götürdüğü yarışta sonlara doğru on ikinici virajda Vettel Webber'i geçmeye çalıştı fakat takım arkadaşına çarparak kaza yaptı. Yaptığı kazanın sonunda anında yarış dışı kalan Vettel Webber'inde başarısına gölge düşürdü. Avusturalyalı pilot yarış dışı kalmadı ama hasar alan aracı sebebiyle zorunlu bir pitstop yaptı ve yarışı ancak üçüncü bitirebildi. Tüm bu olaylar yaşanırken dikkat çeken bir diğer detayda kazadan sonra Vettel'in takım arkdaşına yaptığı hareketlerdi.



Yarış sonrasında yapılan röpörtajlarda her iki pilotda açıkca birbirlerini suçladılar fakat takım patronu Christian Horner hatanın Webber'de olduğunu ve takım arkadaşına yeterince yol vermediğini söyledi.

KAZA VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN - TÜRKİYE GP 2010

Yinede pilotlarının birbirlerine bu şekilde zarar vermesinden dolayı oldukça sinirli olduğu göze çarpan Horner basın toplantısını kısa kesmeyi tercih etti. Takım tarafından sonradan yapılan açıklamalarda Webber'in yakıt tasarufu modunda olduğu Vettel'in ise atak modunda aracı sürdüğünü bunun karmaşaya neden olduğunu ve ayrıca takımın Webber'i birinci yapmayı planladığı belirtildi.

Normal olarak iki takım arkadaşının yaşadığı bu drama tüm basının ilgi odağı oldu ve iki pilotun ilişkisinin boyutları bir sonraki sezondada üstünde durulan konulardan biri olmaya devam etti. Öyleki Redbull yine websitesinde yayımladığı bir video ile pilotların birbirleriyle konuştuklarını sorunlarını hallettiklerine dair görüntüler sundu. Pilotlar ise ilk birkaç yarış mutluluk pozları vermeye devam ettiler fakat aralarının bozuk olduğu ve pistte birbirlerine karşı agresif oldukları gözden kaçmıyordu.

Sezonun ilerlemesi ve Vettel'in şampiyonluğa yaklaşması sebebiyle RedBull eski pilotları Mark Webber'i bir kenara itti ve gerek takım emirleri gerekse araç modifikasyonlarında Vettel'e öncelik sağlamaya başladı.

RedBull bu kararın meyvesini verdi ve Vettel şampiyon olmayı başardı fakat Mark Webber'in takımına olan inancıda artık sarsılmaya başlamıştı.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜMÜN SONU

Yazıma şimdilik burada son veriyorum çünkü oldukça uzun bir haber oldu. Dördüncü bölümde Vettel ve Webber mücadelesinin son yıllarına, Riccardo ile Vettel arasındaki ilişkiye ve RedBull'un bir yıl arayla son derece iyi olan iki pilotunu birden nasıl kaybettiğine değineceğim.

Buğra Sezer