Dacia Duster'ın dış tasarımı, kabini ve yalıtımı elden geçirilen makyajlı versiyonu satışa sunuldu

Dacia, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de satışlarını sürekli olarak arttırıyor. Son yıllarda ürün gamına yeni modeller ekleyen Dacia, ülkemizde en hızlı büyüyen ikinci otomotiv markası konumunda. 2004 yılında sadece yüzde 0.8’lik bir pazar payına sahip olan Dacia’nın 2013 Ekim sonu itibariyle pazar payı ise yüzde 4.3’e ulaşmış durumda. Bu yükseliş trendini başlatan model ise Duster oldu. Dacia’nın yükselişi yeni Sandero ve Lodgy gibi modellerle devam ediyor, ancak ikinci kez sahne almaya hazırlanan Duster’ın da satışlara önemli bir katkısı olacak gibi.

Her ne kadar marka tarafından ‘yeni’ sıfatıyla tanıtılmış olsa da Duster’daki değişim aslında bir makyaj. En azından dışarıdaki manzara bunu gösteriyor. Yeni ön ızgara, yeni farlar, elden geçirilen tamponlar, yeni jant tasarımı ve üzerinde Duster yazan daha geniş tavan rayı hafif bir makyajı işaret ediyor, ancak kapıyı açtığınızda karşınıza çıkan manzaraysa ‘yeni’ sıfatına çok uygun. Duster’ın ön konsolu tamamen yeni; hem daha kaliteli görünüyor hem de yeni eşya gözleriyle daha kullanışlı. Yeni göstergeler, orta konsoldan kapı içlerine alınan cam açma butonları , direksiyondaki hız sabitleme ve sınırlama düğmesi, Dacia Media Nav navigasyon ve multimedya sistemi ile dış ısı göstergesi kabindeki yenilikler arasında. Makyajla birlikte arka park sensörüne de kavuşan Duster’da görünmeyen bazı dokunuşlar da yapılmış ki, bunlar da aracın konfor seviyesini hissedilir derecede iyileştirmiş. Yeni kapı ve cam fitilleri sayesinde rüzgar gürültüsü azaltılan Duster’ın ayrıca motor bölmesindeki yalıtım da güçlendirilmiş. Bu da motor sesinin artık daha az duyulmasını sağlıyor.

Makyajlı Duster’ın ülkemizdeki motor gamı 1.6 litrelik benzinli ve 1.5 litrelik dCi turbodizel ünitelerden oluşuyor. 36.600 TL’lik fiyat etiketi taşıyan baz modeldeki 105 beygir gücünde 1.6 litrelik benzinli motor sadece 4x2 aktarmayla, yani önden çekişli olarak ve 5-ileri manuel şanzımanla birlikte sunuluyor. Benzinli versiyonun LPG’lisi de seçenekler arasında. Duster’ın dizel gamıysa her ikisi de 6-ileri manuel şanzımanla sunulan 90 ve 110 beygir gücünde iki farklı 1.5 litrelik dCi’dan oluşuyor. Her iki güç seçeneği de önden çekişli olarak alınabiliyor, ancak farklı olarak 110 beygirlik versiyonda 4x4 seçeneği de sunuluyor.

Duster’ın 90 beygirlik 1.5 dCi, yeterli bir performans sunarken, asıl iddiasını ise yakıt tüketiminde ortaya koyuyor. Bu versiyonun ortalama yakıt tüketimi 4.5 lt/100 km olarak veriliyor. Yani anlayacağınız makyajlı Duster, hem tüketimiyle hem de uygun fiyat etiketleriyle yine sınıfının en ekonomik modellerinden biri olmaya devam edecek. Bununla birlikte 4x4 seçeneğinin de arazi tutkunları için mantıklı bir tercih olabileceğini düşünüyoruz. Bu versiyondaki kısa birinci vites ve aktarmadaki kilit özelliği, uygun lastikle birleşirse Duster, pek çok kompakt SUV’den daha iyi bir arazici olacaktır.

Otomatik şanzıman eksiğini giderdiği taktirde, Duster’ın satış adetlerini ciddi oranda artırması muhtemel görünüyor. Geçtiğimiz Frankfurt Otomobil Fuarı’nda Dacia İş Geliştirme Direktörü Rafael Treguer’den aldığımız bilgi, otomatik şanzıman üzerinde çalışmaların devam ettiği yönündeydi. Yani Duster yakın bir zamanda bu önemli eksiğini de giderebilir.