Yeni Zelandalı Formula 1 sürücüsü Liam Lawson, Red Bull’dan Racing Bulls’a geçişinin ardından yaşadığı uyum sorunlarını ve bu sürecin kariyerine etkilerini detaylandırdı. Sezonun başında Max Verstappen’in takım arkadaşı olarak Red Bull’da piste çıkan Lawson, ilk iki hafta sonundaki zayıf performansının ardından Racing Bulls’a gönderilmişti. Bu değişim, genç sürücünün kendine olan güvenini sarsmasa da, yeni aracın farklı sürüş dinamikleri nedeniyle ciddi bir adaptasyon süreci yaşamasına yol açtı.
Lawson, Racing Bulls’un VCARB 02 aracının kendisinden farklı bir yaklaşım talep ettiğini ve bu nedenle alışma sürecinin beklenenden uzun sürdüğünü ifade etti. Özellikle takım arkadaşı çaylak Isack Hadjar’ın Zandvoort’ta elde ettiği etkileyici podyum sonucu, Lawson üzerindeki baskıyı artırdı. Hadjar’ın bu başarısı, onu 2026’da Verstappen’in yanında Red Bull koltuğu için güçlü bir aday haline getirdi. Lawson ise bu süreçte Racing Bulls’ta hızını yeniden bulmakta zorlandı.
Bununla birlikte Lawson, Bakü’de elde ettiği beşincilikle yeniden dikkatleri üzerine çekti. Bu sonuç, onun griddeki yerini koruma ihtimalini güçlendirdi. Lawson, yaşadığı zorlukları şu sözlerle dile getirdi: “Zamanlama pek iyi değildi, araç çok farklı bir sürüş yaklaşımı gerektiriyordu ve yeniden uyum sağlamam gerekti. Sonrasında birkaç yarış boyunca bazı değişiklikler yaptık ve bu sayede daha rahat hissetmeye başladım. Normalde bunların sezon başlamadan önce yapılması gerekir, ancak ben bunları yarış hafta sonlarında gerçekleştirmek zorunda kaldım.”
Lawson, aracın sürücüye özel ayarlarının sezon öncesinde tamamlanamamasının, performansını doğrudan etkilediğini belirtti. Ona göre, küçük ama kritik detaylar sürücünün konforunu ve aracın potansiyelini ortaya çıkarmasını sağlıyor. Ancak bu ayarların yarış hafta sonlarında yapılması, hem hazırlık sürecini zorlaştırdı hem de sonuçlara yansıdı.
Mekies’in desteği
Lawson ayrıca, Racing Bulls’un eski takım patronu Laurent Mekies’in desteğinin kariyerinde önemli bir rol oynadığını vurguladı. Mekies, kısa süre önce Red Bull’da Christian Horner’ın yerine geçmişti. Lawson, “Laurent benim için büyük bir destekti. Japonya’ya hazırlanırken yaptığımız ilk görüşmeden itibaren bana çok yardımcı oldu. Sürücüleri çok iyi anlıyor ve onlarla kişisel bir bağ kuruyor. Sezon boyunca yaşadığımız her şeye, hatta kişisel konulara bile önem veriyor. Her detayı fark ediyor ve bize yardımcı olmak için zaman ayırıyor” dedi.
Lawson’ın bu açıklamaları, onun Racing Bulls’taki geleceği ve Red Bull ailesindeki konumu açısından kritik bir döneme işaret ediyor. Hadjar’ın yükselen formu karşısında Lawson’ın gridde kalabilmesi için istikrarlı sonuçlar alması gerekiyor. Bakü’deki performansı, onun hâlâ güçlü bir aday olduğunu gösterse de, önümüzdeki yarışlarda göstereceği istikrar belirleyici olacak.
trf1.net