Formula 1 araçlarında aerodinami, kompozit üretimi ve motorların gelişimi konusunda çok fazla kaynak harcanıyor olsa da, lastikler aracın zemin ile temasını sağlayan kısım olduğu için büyük önem taşıyor.
Geleneksel olarak ortalama bir araba, iyi lastiklerle iyi iş çıkarabilir ancak kötü lastiklerle, çok iyi bir araç dahi şansa sahip olmaz. 2007'den beri tüm takımlar tek bir üreticiden lastik aldığı için bu günümüzde pek net görülmüyor ancak yine de lastikler performans farkları konusunda büyük öneme sahip. Yeni ve daha az kullanılmış lastikler, kullanılmış lastiklerden daha fazla avantaja sahip oluyorlar. Bu yüzden takımlar ve pilotlar, yarışta gerektiği kadar yeni lastiğe sahip olmak için hafta sonu boyunca kendilerine verilen lastikleri düzgün bir şekilde kullanmak ve iyi plan yapmak zorunda kalıyorlar.
Aralarında bazı teknolojik bilgi alışverişi olsa da yarış lastikleri ile yol lastikleri arasında önemli farklar var. Normal bir otomobil lastiği minimum 20 bin km civarında gidecek şekilde, yani dayanıklılık üzerine tasarlanırlar. Mevcut Formula 1 lastikleri ise lastik hamuruna göre ortalama 60 ile 120 km arasında dayanıyor. F1 aracındaki tüm parçalar gibi lastikler de güçlü yapıda ancak hafif olacak şekilde hazırlanıyor. Yol araçlarına göre çok daha yüksek güçlere maruz kaldığı için F1 lastikleri naylon ve polyester yapıda, karmaşık örgü düzenine sahip olurlar. Formula 1 araçları ortalama 4G yanal, 5G uzunlamasına güce maruz kalıyorlar.
Yarış lastikleri çok yumuşak, doğal ve sentetik hamurlardan hazırlanıyorlar. Tüm bunlar, lastiklerin yola çok iyi yapışmasını sağlarken çok hızlı tükenmesine neden oluyor. Yarış pistlerine baktığınızda tek bir yarış çizgisi görürsünüz ve bu çizgi üzerinde çok fazla kauçuk kalıntısı olur. Lastikler eskidikçe parçalanan lastikler pist yüzeyinde kalırlar. Yarış lastikleri genel olarak en iyi performansını oldukça yüksek sıcaklıklarda verir ancak yine de farklı lastik türlerinin optimum çalışma aralıkları farklı olabiliyor.
Yarış lastiklerinin gelişimi 1960'ların sonu, 1970'lerin başından itibaren desenlerin kaldırılmasıyla hızlandı. Takımlar ve lastik üreticileri, lastik üzerinde yer alan desenlerin kaldırılmasıyla, kuru zemin lastiklerinin pist yüzeyine daha iyi yapıştığını ve böylece daha fazla performans alındığını fark ettiler. 1998'de viraj hızlarının düşürülmesi amacıyla getirilen oluklu lastiklere kadar Formula 1'de oluksuz (slick) lastikler kullanıldı. 1998'de getirilen kurallarda her lastikte 2.5 mm derinliğinde 4 çizginin olacağı ve bunların birbirlerinden 50 mm uzaklıkta olacağı belirtildi. Yeni kurallar, lastik üreticilerine yeni zorlukları beraberinde getirdi.
2009'da ise oluksuz lastikler tekrar spora döndü. FIA'nın aerodinamik kurallarda geri adım atması araçların hızını düşürecekti. Bu sayede daha hızlı olan oluksuz lastikler spora döndü ve hâlâ kullanılmaya devam ediyor.
Her yarış öncesinde Pirelli, o pistin karakteristiğine göre getireceği 3 lastik türünü belirliyor. Bunlardan ikisini pilotlar kullanmak zorunda oluyorlar. Lastiğin yumuşaklığını kullanılan malzemeler ve oranları belirliyor. Lastik hamurunda kullanılan ana malzemeler karbon, sülfür ve yağ. Genel olarak konuşmamız gerekirse, lastiğe ne kadar çok yağ eklenirse yumuşaklık derecesi o kadar artar. Yumuşak olan lastikler, sert olan lastiklere göre daha hızlı olsa da tam tersi yönde daha az dayanıklı oluyorlar.
Bu seneye kadar Pirelli'nin 5 çeşit kuru zemin lastiği vardı: Ultra yumuşak (mor), süper yumuşak (kırmızı), yumuşak (sarı), orta (beyaz) ve sert (turuncu). Geçen sene sonunda ise Pirelli, bu lastiklere bir set yumuşak ve bir set sert hamur daha ekledi. Bu seneden itibaren kullanılacak olan bu lastiklerden hiper yumuşak olan pembe kenarlı lastik en yumuşak lastik olacak. Geçen sene turuncu olan sert lastik bu sene mavi kenarlı olurken, süper sert olarak spora giren en sert lastik hamuru turuncu olacak.
Kuru zemin lastikleri daha önce bahsettiğimiz gibi oluksuz olurken, yağmur lastikleri oluklu oluyor. Geçiş lastiği olarak adlandırılan yeşil yanaklı lastikler, yoğun yağmurun olmadığı koşullarda kullanılıyor. Mavi yanaklı lastikler ise yağmur şiddetini arttırdığında kullanılıyor.
Yağmurlu yarışlarda pilotların en çok korktuğu olaylardan birisi aquaplaning yani kızaklama olayıdır. Su birikintisinin çok fazla olduğu noktalarda, lastikle pist arasında yer alan bu birikinti, pilotun kontrolünü kaybetmesine neden oluyor. Yol tutuşu neredeyse tamamen yok olduğu için pilot daha iyi pist koşulları bulana kadar araç istemsiz bir şekilde ilerliyor. Modern lastiklerde, lastik kanalları suyu en iyi şekilde tahliye etmesi için bilgisayar ortamında hazırlanıyor. Tam hızda, Pirelli'nin geçiş lastikleri saniyede 25 litre su tahliye ediyor. Tam yağmur lastikleri ise saniyede 65 litreye kadar su tahliye edebiliyor.
Formula 1 lastiklerine özel, nitojenle zenginleştirilmiş hava karışımı basılıyor. Bu karışım, sıcaklığa göre lastik basıncındaki değişimin minimum seviyede olması şeklinde tasarlanıyor. Bu karışım ayrıca normal havadan daha uzun süre dayanmasını sağlıyor.
Kurallarda lastiklerle ilgili yer alan kısımlar:
Tek lastik tedarikçisi olan Pirelli, takımlara aynı lastikleri verir
Pirelli'nin 5 set kuru zemin lastiği vardır (Bu sene 7 oldu) ve bunlar lastik yanaklarındaki renklerle ayrılır.
Her yarışta takımlara 3 tür kuru zemin lastiği verilir.
Her hafta sonunda bir pilota 13 set kuru zemin, 4 set geçiş, 3 set yağmur lastiği verilir.
Avrupa'daki yarışlardan en geç 9, Avrupa dışındaki yarışlardan 15 hafta önce takımlara ilgili yarışta hangi lastiklerin verileceği açıklanır.
Pirelli, her yarış için iki set zorunlu lastik belirler. Bunun dışında en yumuşak hamurlu lastiklerden bir set sıralamalarda 3. seansta kullanılmak zorundadır. Kalan 10 seti takımlar istediği zaman kullanabilir.
Takımın lastik seçimleri, iki pilot arasında değişiklik gösterebilir.
Takımlar, pilotlarının hangi lastikleri seçtiğini Avrupa yarışlarından en geç 8 hafta, Avrupa dışı yarışlarda ise 14 hafta önce Pirelli'ye bildirmek zorundadır.
Belirtilen süre içerisinde açıklama yapılmazsa, o zaman seçimi FIA yapar.
2017'de ilk yarışlar için lastik seçimi süresi, testlerden önce olduğu için, ilk 5 yarışta kullanılacak lastiklere FIA karar verdi.
Her araç için yapılan seçim, yarıştan önceki 2 haftaya kadar gizli tutulur.
Yarış hafta sonu boyunca takımlar, belli süreler içerisinde lastikleri geri vermek zorundadır.
- 1. antrenman seansının ilk 40 dakikasından sonra 1 set
- 1. antrenman seansı sonrası 1 set
- 2. antrenman sonrası 2 set *
- 3. antrenman sonrası 2 set *
*1. ve 2. antrenman seansları yağmur altında geçmezse ve seans ertelenmezse bu kural geçerlidir. Bu durumda lastikler pilotlarda kalabilir ancak hepsi sıralamalardan önce verilmek zorundadır.
Pirelli tarafından belirlenen zorunlu iki lastik, antrenmanlardan sonra verilmez ve yarışta kullanılmak zorundadır.
Yarışta yağmur lastikleri kullanılmadıysa, Pirelli'nin belirlediği iki set kuru zemin lastiği kullanılmak zorundadır. Ancak yağmur yağarsa bu zorunluluk ortadan kalkar.
Sıralamalarda 3. seansa geçen pilotlar, o seansta kullanılan yumuşak lastiği geri vermek zorundadır. Bu pilotlar yarışta, 2. seansta en hızlı turu attıkları lastiklerle başlarlar. İlk 10 dışındaki pilotlar ise yarışa istedikleri lastik türüyle başlama hakkına sahip olurlar.
Takımlar sıralamalarda ve yarışta yağmur lastiklerini kullanmakta özgürler. Ancak antrenman seansında, yarış yönetiminin "yağmurlu seans" bildirimi yapması halinde yağmur lastiklerini kullanabilirler.
Yağmur nedeniyle güvenlik aracı arkasında başlayan yarışlara, tam yağmur lastikleriyle başlamak zorunludur.
Takımların kuralları ihlal edip etmediklerini anlayabilmek için her bir lastiğe barkod yapıştırılır. Bu sayede FIA, lastik kullanımını yakından takip ediyor.
Yarış içerisinde farklı bir tür lastik kullanan sürücü, o lastiklerle 3'ten fazla tur atamaz. 3 tur içerisinde o lastikleri değiştirmeyen sürücüye 38.3 maddesine göre ceza verilir.