2019 Formula 1 sezonunun ilk yarış hafta sonundaki en ilginç konulardan birisi, 2021'de birkaç takımın F1'e girmeyi istediği iddialarıydı.

F1 CEO'su Chase Carey, 2021'den itibaren Liberty'nin hem pist üstünde hem de maddi açıdan daha mücadele edilebilir kurallar getirmesi halinde spora girmekle ilgilenen yeni takımlar olduğunu açıklamıştı.

Carey'nin hangi takımlarla konuştuğunu ya da hangi takımları kastettiğini bilmiyoruz. Fakat bu listeden de görüldüğü üzere, F1'e katılma kapasitesine sahip olduğuna inandığımız birkaç ciddi aday var ve bu adayları öne çıkarmamızın oldukça mantıklı sebepleri var.

Audi



Son yıllarda Audi'nin Formula 1'e gireceğine dair pek çok söylenti çıktı. Ancak Formula E'ye olan bağlılıkları ve DTM'deki çalışmalarıyla, üreticinin Formula 1 dışında yaptığı çalışmalarından memnun olduğunu söylemek mümkün.

Ancak Porsche'nin Formula E'ye girme kararı, Volkswagen Grubu'na ait iki markanın birbirleriyle savaşacağı anlamına geliyor.

F1'in hibrit teknolojisi, Audi'nin içten yanmalı motor teknolojisini geliştirmesi ve bu alanda daha da ilerlemesi için mükemmel bir yol olacak. Bu sayede Volkswagen Grubu'na ait markalar ayrılmış olacak ve aynı alanda savaşmayacakları için yatırım getirisi de en üst seviyeye çıkacak.

2016/17 Formula E şampiyonu ve Audi sürücüsü Lucas di Grassi, Alman üreticinin elektrikli yarış serisinde Formula 1'e göre çok fazla şey elde ettiğini söylemişti. Ancak Formula 1'deki erişimi ve menzili kaçınılmaz olarak Formula E'den daha yüksek.

Audi'nin FE araçlarını donatan e-tron lakabı, 2012'den bu yana R18 LMP1 araçlarına da verilmişti ve Audi ailesinin elektrik/hibrit teknolojisini, motorsporlarından yol araçlarına bağlıyor.

Markanın bir hibrit F1 projesi başlatması, güçlü bir ticari değer katmakla kalmayacak, aynı zamanda teknolojiye olan ilgi düzeyini de arttıracak.

Formula 1 için Audi'nin faydası çok açık olacak; gride saf bir güç ünitesi getirecek.

Prema



Alt kategorilerde olağanüstü bir şöhrete sahipler ve Formula 1 sürücüleri 'hazırlamaktan', Formula 1 sürücüleriyle 'çalışmaya' doğru sürdürülebilir bir adım atmayı hak ediyorlar.

Prema, büyük bir mali yardım olmadan Formula 1'e asla adım atamaz, ama daha önce müşteri olarak seriye girmeye ilgi gösterdiklerini belirttiler. 2021'de gelecek bütçe sınırı ve kaynak kısıtlamaları, B takımlarının F1'in bir parçası olma ihtimalini arttırıyor.

Harcama yapacak kaynağa sahip olan, fakat bu kaynağı kendilerine harcama şansına sahip olmayan daha büyük takımlar için, başka biriyle "ortaklık kurmak" oldukça anlamlı olacak. Bu tarz ilişkilerin karşılıklı faydalarını sınırlamaya yönelik bazı kurallar yazılacak. Ama bunlar hiçbir zaman çok sıkı olmayacak.

Prema daha önce Ferrari ile oldukça yakın bir ilişkiye sahipti. Eğer Ferrari'nin Formula 1'de harcayabileceği yaklaşık 500 milyon doları varsa, fakat bunun sadece yarısını "kendisine" harcayabiliyorsa, o zaman yarısını neden Prema'nin yöneteceği resmi bir B takımına aktarmasın?

Bu, Prema'ya F1'de sürdürülebilir şekilde çalışmaları için bir platform sunmuş olacak ve yeteneklerini en üst düzeyde gösterme şansı verecek. Ferrari'den daha iyi bir araca sahip olamayacakları için performans anlamında bir çeşit sınıra sahip olacaklar. Ancak bu, bedelini ödemeye değer bir kazanç.

SMP Racing



SMP'nin Williams'a sponsor olması ve Sergey Sirotkin'i bir yıl boyunca Formula 1'de yarıştırması, kendi takımlarını finanse edebilecekleri anlamına gelmiyor. Ancak SMP'nin Dünya Dayanıklılık Şampiyonası'nda Jenson Button'ın da mücadele ettiği bir LMP1 takımı var. Bu yüzden takımın arkasında büyük miktarda para, bir yarış takımının nasıl bir araya getireceğine yönelik anlayış ve perde arkasında motor sporları dünyasında bazı ciddi güçlere sahip.

Tamamen Rus bir takımın F1'e girmesini sağlayabilecek herhangi bir konsorsiyuma liderlik edebilecek bir kuruluş varsa bu kesinlikle SMP'dir. Sirotkin'i desteklemeye devam ediyorlar ve Renault'nun yedek pilotluğuna dönmesini sağladılar. Bu yüzden şu anda bir Formula 1 takımıyla bağlantıları var. Renault'nun şu anda 'müşteri ekibi' bulunmuyor ve bu konudaki tehditlerin farkındalar.

SMP genç sürücülere çok büyük yatırımlar yapıyor ve Rusya Grand Prix'si Formula 1 takvimine girmiş durumda. Ancak Rus sürücülerinin gidebileceği herhangi bir yer yoksa, her iki girişimin geleceği de kısıtlanmış olacak. Bir F1 takımı onlar için orta vadede maliyet anlamında "zorlayacı" olabilir, ama eğer bu gerçekleşecekse, belki de 2021 onlara en uygun maliyetli fırsatı sunabilir.

Andretti Autosport



"Formula 1'de görmek istediğimiz takımların listesi" herhangi bir Amerikan takımı olmadan tamamlanmış sayılmazdı. Penske ve Ganassi de dahil olmak üzere IndyCar ve NASCAR'da başarılı olan ve F1'de Haas'a katılmayı hak eden pek çok başarılı takım var.

Bununla birlikte Andretti bu durumda en gerçekçi seçenek gibi görünüyor. Çünkü temel olarak, politik nedenlerden dolayı "arkadaş edinebileceği" mevcut bir takımla ortaklık yapabilirler.

McLaren ve Andretti, 2017 Indianapolis 500'de Fernando Alonso'nun yarışabilmesi için ortaklık kurmuşlardı. Ayrıca Zak Brown ve Michael Andretti, birlikte çalışıyorlar ve Avustralya'daki Walkinshaw Andretti United Supercars ekibine para yatırdılar. Önceden oluşan bir ilişki var ve eğer büyük takımlar, bu şekilde B takımlarıyla çalışmayı bırakmazlarsa, o zaman McLaren'ın başka bir takıma ihtiyacı olacak.

Andretti gibi büyük bir takım, Formula 1'in Amerika'daki çekiciliğini arttırma konusunda da önemli bir fayda sağlamış olacak. Alexander Rossi gibi potansiyel olarak kaliteli ve hazır bir Amerikan sürücüye de sahipler.

Aston Martin



Listeyi tamamlayacak bir başka büyük üretici, Red Bull'la olan bağlantısıyla zaten Formula 1'de rol oynayan Aston Martin. Red Bull büyük olasılılıkla, en azından kısa vadeli gelecek için Honda'ya adanmış durumda. Bu da Aston Martin'in Formula 1'de kendi rotasını belirlemesi için iyi bir zaman gibi görünüyor.

Aston Martin, Formula 1 gridine katılmaya olan isteğini özellikle de potansiyel bir motor üreticisi olarak pek çok kez ortaya koydu. Bununla birlikte F1'in karmaşık motor kuralları, Aston'ın bu konudaki sınırlı tecrübesiyle birleşince, doğru maliyet sınırları olması halinde bir yarış takımı kurmayı daha mantıklı hale getiriyor.

Motor sporlarındaki konumlarını geliştirmek için oldukça istekliler ve bu konuda atılımlar yapılıyor. Büyük GT çalışmalarının yanı sıra, F1'e katılımı ve gelecekte Dünya Dayanıklılık Şampiyonasının hiper araç sınıfında mücadele etmeyi tartışıyorlar. DTM'e zaten katılma kararı aldılar ve ayrıca uzun yıllardır McLaren'ın isim sponsoru olduğu "Autosport BRDC Genç Sürücü Ödülü'nün" isim sponsorluğunu aldılar. Yani artık McLaren Autosport BRDC değil, Aston Martin Autosport BRDC ödülü olacak.

Aston'ın bir fabrika takımı hazırlaması için kendi motorunu üretmesi gerekmiyor. Bağımsız bir şirketle anlaşabilirler, Honda'nın üçüncü takımı olabilir ya da başka bir yere bakabilirler. Sonuç olarak bu, ciddi bir yarış ailesinden gelen çok büyük bir üretici. Gride katılmak isterlerse ve müzakere masasına otururlarsa, o zaman kendilerine çeşitli seçenekler sunulacaktır.



tr.motorsport.com