Şimdiye kadar yalnızca testlerde 4 gün geçirdiğimiz, henüz yeni yeni başlayan 2016 Formula 1 sezonunda takımlardan bazı ilginç fikirler gördük. autosport’tan Craig Scarborough bunlardan en iyi 5 tanesini inceledi.
2016 Formula 1 sezonunun ilk testleri bize bu senenin ekstrem fikirlerden çok bir evrim yılı olacağını gösterdi.
Araçların piste çıkıp tur atmalarıyla lansman araçlarında gizli kalan detayları açığa çıktı. Formula 1’in mevcut kural setindeki 3. yılı olduğu düşünüldüğünde, doğal olarak tüm takımlar performans kazanmak için ince detaylar üzerinde çalışıyor.
Sezon ilerledikçe bu detaylar daha fazla ilgi çekecek. 2017 yılında gelecek olan sonuçları bir hayli çok kural değişikliklerinden dolayı, takımlar çarpıcı yenilikler ve “B-spec” denilen ikinci versiyon araçlar için yeterince kaynak sahibi olamayacak. Yani bu sezon detayların üzerine çok eğilindiği bir sene olacak.
İşte ilk test haftasının göze en çok çarpan ve ilgi çekici detayları.
Mercedes’in Bıçak Sırtı Kanatçıkları
Yeni S-kanallı burun ve hemen göze çarpmayan ön kanat değişikliklerinin yanında W07’nin en ilginç tarafı, ilk test gününün ardından araca eklenen yeni bargeboard kanatçıklarıydı.
Hava akımını aracın altından ve etrafından dolandırma konusunda kritik bir rol oynamasına rağmen, sidepodların önünde alçak bir noktaya konumlanan bargeboardlar yıllar ilerledikçe boyut olarak küçülmüştü. Ayrıca yine seneler ilerledikçe bu parçadan geçen hava akımı yapısıyla oynamak giderek karmaşık bir hâle gelmişti.
Bu sene Mercedes’in gittiği yön ise; bu parçaların eski büyük ve kavisli yapısının çarpıcı bir değişim yaşayarak 15 parçadan oluşan bir dizi bıçak sırtıyla değiştirilmesi olmuş.
Burundan gelen görece düz hava akımının sidepodlar etrafından yanlara dağıldığı yer olan tabanın ön ucunun köşelerine yerleştirilen 9 bıçak sırtı var.
Bu 9 bıçak sırtına radyuslu profiller; hem tabanın kavisli yapısına dair kurallara uymak için, hem de hava akımını aşağı yönlendirmek için verilmiş. Bu yapı hava akımını iki yöne doğru yönlendirebilir; ilk olarak tabanın kenarındaki kesici kenarın altına, buradan da difüzöre.
Büyük bir bargeboardun farklı bölümlere ayrılması demek, birden çok eleman ile arabanın altındaki basınç farkının daha kolay uygun hâle getirilmesi demek.
Bu 9 bıçak sırtına bağlı olan 6 tane de dikey kanatçık var. Bu kanatçıklar sidepod alt kesiminin alt tarafından akan hava akımına etki ediyor. Tıpkı bir kanat gibi, kanatçıklar arasındaki boşluklar hava akımının daha dar bir eğride dönmesini sağlıyor.
Bu bölümde boşluklu ve çok parçalı düzenekleri daha önce de görmüştük, ancak hiçbiri bu kadar karmaşık değildi. Bu değişiklik bize şimdiki kurallarla kazanç yakalamak için detaylar üzerinde ne seviyede çalışıldığını ve olgun aerodinamik tasarımları gösteriyor.
Williams’ın Arka Karoseri
Ön bölümde Melbourne’de yarışacak nihai özelliklere dair parçalar için beklenirken, testlerde tanıtılan Williams arka tarafta temiz ve düzgün bir karoser şekillendirmesine sahip. Bu bölümü çevreleyen bölgenin karmaşıklığında da marjinal bir artış söz konusu.
FW38’in klasik şekle sahip sidepodları, takıma uzatılan yeni karoser parçasıyla oynama şansı vermiş; bu oynama ile aracın arkasındaki hava akımının şekillendirilmesine yardım amaçlanmış.
Mercedes’in benzer karoser kanatçığını emsal alarak çalışan Williams, vites kutusu üstünden uzanan ikinci bir karoser katmanı ekleyerek kola şişesi bölümünün tabana doğru olan kısmının etrafından dolanmış.
Mercedes bu kanatçıkları hava akımını yana yönlendirmede kullanırken, Williams aracın arka tarafında aşağı yönlü bir akım yakalamak için bu kanatçıkları uçları aşağı bakacak şekilde konumlamış.
Bu da difüzörün ve arka kanadın daha efektif çalışması anlamına geliyor. Yani, kanatçıklar genel olarak kaldırma yaratırken bu becerikli küçük numara ile daha çok yere basma üretiliyor.
McLaren’ın Arka Kanat Yarıkları
McLaren 2015’in ortasında çoktan 2016’nın kilit trendlerine sahipti: kısa ve sivri uçlu bir burun, S-kanal, ‘sıfır-beden’ arka taraf ve oldukça fazla eğim. Yani yeni MP4-31’i tanımlayan şey detaylar, bunlardan en kilit olanıysa arka kanat kenar plakası.
Arka kanadın sürüklenmeye çok etkisi olduğundan dolayı, bu negatif kuvveti azaltmak için yapılacak her şey son hızın arttırılmasına yardımcı olur. Takımın Honda motorunun hâlâ muadilleri seviyesinde olmadığı düşünüldüğünde, arka kanat detaylarına çalışmak güç eksikliğini bir nebze telafi edecektir.
McLaren’ın durumunda kanat kenar plakasındaki yarıklar sürüklenmenin azaltılması için çalışılan alan. Formula 1 aracının arka kanadında oluşan sürüklenmenin çoğu, kanadın üst tarafındaki yüksek basınçlı hava ile aşağıda ve yandaki düşük basınçlı bölgelerin birleşmesinden dolayı ,kanat ucunda meydana gelen güçlü bir girdap ile tetiklenir.
Bu basınç farkını azaltmak sürüklenme kuvvetini düşürmeye yardımcı olur. Bu bir miktar kanat performansına mal olsa da, buna değecek bir taviz.
Takımlar şimdiden arka kanatta panjurlar kullanarak havayı bu bölümden direk çıkarıp kanat ucundaki basıncı dengeliyorlar. Şimdiyse McLaren kanat kenar plakasına bir dizi yarık ekleyerek aynı etkiyi tersten elde etmeye çalışıyor.
Bazı takımlarda hâlihazırda bu yarıkların bir ya da iki tanesi var, ancak Formula 1’de iyi bir çözümü çoğaltmak bir trend ve McLaren da bunu etkiyi arttırmak için yarık sayısını dörde çıkararak yaptı.
Red Bull’un Brawn Tarzı Ters Çevirilmiş Kanatçığı
Şasinin yükselen ön kısmının altındaki alan gelişim için oldukça olgun ve uygun bir yer. Yönlendirme kanatçıkları ve aerodinamik detaylar ön kanatla beraber çalışarak Y250 girdabının oluşturulmasını sağlar. Y250 girdabı, ön tekerlek ile şasi arasında sarmal bir şekilde oluşan güçlü bir hava akımıdır. Bu girdap, lastikte oluşan türbülansın arabanın merkez karoserinin dengesini bozmasını engellemek için oluşturuluyor.
Bu çalışma alanında Red Bull, Brawn GP ve Mercedesten fikirler almış ve T-tepsi ayırıcının/dağıtıcının üstüne ters çevrilmiş büyük bir kanatçık eklemiş.
Bu ayırıcı/dağıtıcı ile şasi arasındaki boşluğa karşı aerodinamik karoser parçaları yanlara doğru çok uzamadığı sürece bir kural yok. Yani, bu alanda güçlü bir aerodinamik etki yaratmak için yeterince gelişim alanı var.
Brawn GP 2009 yılında bu ayırıcıya/dağıtıcıya kar küreyiciye benzer bir kanatçık montajlamıştı, Williams ise 2010 yılında bunu kopyalamaıştı. Mercedes ise bu kanadın daha küçük, ters çevrilmiş ve daha yukarı ve ileri montajlanmış daha göze çarpmayan bir versiyonuna sahip.
Red Bull’un ters çevirilmiş kanadı ise ayırıcı/dağıtıcı parçadan yukarı doğru çıkıntı yapan kısa bir payandanın üstüne monte edilmiş. Geniş kanadın ortasında bir yarık var, daha çok iş yapan uçlar ise saptırılan girdabın Y250 girdabı ile çalışması için aşağı doğru katlanmış.
Renault RS16’nın Burnu
Mühendislik takımını hâlâ düzenleme ve aerodinamik programını yeniden ateşlemekte olan ekip olan Renault, RS16’yı basit ve düzgün görünen bir araç olarak tasarlamış.
Her ne kadar 2015’te kullanılan burunla tanıtılsa da, geliştirilmiş versiyon biraz geç test edildi ve geçen seneki Lotus’un kendine özgü tasarımından izler taşıyor.
Kavramsal olarak dar Mercedes burnu ile daha geniş Williams tipi arasında duran, dar Renault burnu, bitim kısmında çok az bir başparmak ucu çıkıntısına sahip.
Ama daha ilginç olan ise burnun kesit alanının neredeyse dikdörtgen olması. Üçgenin ucuyla beraber başparmak ucu yapısının da direk geriye doğru uzaması, havayı aracın altına doğru tekrar yönlendirmek için eğimli bir alt yüzey oluşturmuş. Ön kanat bağlantı sütununu rehber kanatçık olarak kullanarak bu yapıyla birlikte çalışmış bu burun tasarımı.
Hâliyle süspansiyonun altındaki yönlendirme kanatçıklarının da yeni bir şekle sahip olmuş ve aralarında uzanan bir kapakçığa sahip.