Selim Şengüdüz
Birçok kez konuşulan ve konuşulmaya aday olan konuların başında “Değişim” kelimesini görmekteyiz. Formula 1’i bu kadar tartışılır bir hale getirenler, şimdi U dönüşü yapıp “Formula 1’i kurtarmamız gerekiyor” açıklamalarını yapıyorlar ama ne yazık ki ipuçlarını yine göremiyorlar.
Avusturya GP’si pol pozisyon mücadelesinde yaşananlardan ders çıkartılır ise Formula 1’de kaybolan heyecanı yeniden canlandırabiliriz.
2010 sezonu Brezilya GP’si pol pozisyon mücadelesini hatırlatmam gerekirse;
Williams pilotu Nico Hülkenberg, yağmurun yağması ile pistin ıslaklığından yararlanmayı başarmış ve kariyerinde ilk pol pozisyonu kazanmıştı.
Peki, Avusturya GP’si pol pozisyon mücadelesi son seansta yaşananları bana kim anlatacak?
Hamilton ve Rosberg’in yaşadığı spin sonucu kazandıkları başarı elbette unutulmayacak ama unutulmaması gereken bazı noktalarda yok değil!
Özellikle Williams ve Ferrari pilotları neden Rosberg ve Hamilton’dan sonra en hızlı turlarına başlamadılar? Bu strateji neden es geçildi? Yağmurlu ve ıslak pistte her sonuç yaşanmaz mı? Bu senaryoyu düşünemediler mi? Yoksa mücadele daha başlamadan sona mı erdi?
“Heyecanı yeniden geri getireceğiz” diye açıklamalarda bulunan Formula 1 yöneticileri ve takım yetkilileri her zaman belirttiğim gibi pol pozisyon mücadelesinde ki tüm seansları ortadan kaldırmalıdırlar.
Seanssız bir mücadele bizlere çok daha iyi bir seyir zevki yaşayacaktır. En önemlisi takım ve pilotlar için bu değişim acele gerçekleşmelidir.
Sadece çok basit düşünelim;
En hızlı turlarında spin atarak başarı kazanan pilotları diğer pilotlar yenebilir miydi?
Bu sezon çok ama çok büyük bir hayal kırıklığı yaşayan McLaren pilotları Alonso ve Button acaba seanssız bir mücadele de pist koşullarını iyi kullanmış olsalardı pol pozisyonu kazanabilirlerdi. Kuru zeminde rakiplerini geride bıraktırıp bir heyecan gerçekleşmez miydi?
Gelelim Williams pilotlarına;
2010 sezonunda ki takım yönetimi neredeyse aynı birkaç değişiklik söz konusu ama neden aynı başarı geçtiğimiz hafta tekrarlanmadı? Acaba hiç düşündüler mi? Yoksa unuttular mı?
Vettel ve Raikkonen’e ne demeli…
İlk seansta Alonso ve Button gibi elenen Raikkonen’i diğer pilotlardan ayıran en büyük özelliği soğukkanlılığı değil mi? Evet, peki ıslak zeminde fark yaratarak bunu lehine çeviremez miydi? Vettel’de yine daha mücadele başlamadan Mercedes pilotları karşısında havlu atmasaydı pol pozisyonu kazanabilirdi.
Takım ve pilotlar bu türlü strateji hataları yaparlarsa Formula 1 tabii ki kan kaybedecektir. Ve tartışılır bir hale gelecektir.
Pol pozisyon mücadelesinde son seansta kalan pilotlardan kaç tanesi normal şartlar altında başarı sağlayacak. En çok 3 – 4 pilot değil mi? Seansları serbest bırakırsa bu rakam doğal olarak artacaktır. Denemesi bedava.
Formula 1’de sizler matematiksel noktaların değişimini azaltırsanız, yakında sizler dahil herkes sonuca bakıp değerlendirme yapacaktır.
Le Mans 24 - NASCAR - IndyCar gibi seriler çok dikkatli incelenmelidir. Çünkü, bu seriler Formula 1’i odak noktası yapmışlar albenisinden yararlanmışlar ve Formula 1’i kısmen geride bırakmışlardır.
Le Mans 24 serisinde Nico Hülkenberg’in yer aldığı takım zaferi elde etti. Peki, neden Hülkenberg bu mücadelede yarıştı hiç düşündünüz mü? Yada Ferrari ve McLaren takımında yarışıyor olsaydı Le Mans 24’ün bünyesine dahil olabilir miydi? Hayır…
Hülkenberg’in başarısını ilk önce pol pozisyon mücadelesinde sizler engelliyorsunuz! Örneğin ikinci seansta bir fren hatası yapıyor ve sonuçta eleniyor. O pilottan yarışta zafer yada önemli başarı bekler misiniz? Hayır, işte yaşananların kısa özeti budur.
Diğer analizlerde görüşmek üzere…