Selim Şengüdüz

Kanada GP’sinde damalı bayrağın sahibi Mercedes pilotu Lewis Hamilton.

Yarışa pol pozisyondan başlayan Hamilton’ı podyumda ikincilikte Nico Rosberg, üçüncülükte ise Valtteri Bottas yalnız bırakmadı.

Kanada GP’sinde Mercedes ve Honda motorları arasındaki farkın yeniden görülmesi, Hamilton’ın rakipsiz bir pilot olması ve Vettel’in performansı, öne çıkan önemli notlardan sadece birkaçıydı.

Bu hafta itibari ile 'Şampiyon kim olacak?' sorusundan bile daha önemli bir hal alan Honda motoru ile başlamak sanırım en doğru seçim olacaktır.

Büyük beklentiler içerisinde sezona başlayan McLaren – Honda birlikteliği bu hafta yine yarışı tamamlayamadı ve puansız olarak garajı kapatmak zorunda kaldılar.

En önemlisi, bıraktıkları Mercedes motoru neredeyse her yarışı kazanıyor. Duble gerçekleştirebiliyor ve podyumda iki pilotu ile yer alabiliyorsa McLaren takımı tercih konusunda çok büyük bir hata mı yaptı acaba? Yada her şey para mı? Performans mı? Ve başarı mı?

Bu tercihi uygulayanlar; Mercedes motorunun performansını görüp ne düşünüyor acaba?

Fernando Alonso ve Jenson Button’ın performanslarını nasıl açıklayacaksınız? Ferrari takımından kovulan yada ayrılan Alonso acaba takım tercihi bakımından bir hata yapmış olabilir mi? Bu soruyu belki de her yazımda soracağım ama iki kez şampiyon olmuş bir pilotu bu halde görmek insanı üzmüyor değil!

Elbette McLaren – Honda takımı deneyim bakımından bu sorunları aşacaktır ama ne zaman bu sorunlar giderilecek? Bir, iki yada üç sezon sonra mı?

Ferrari motoru gelişimi!
Honda ve Mercedes motoru performanslarının detaylarını çok daha iyi anlamak için bu sezonda ki Ferrari takımı ve Ferrari motor performansına bakmalıyız.

2010 sezonunda Renault motoru ile başlayan bir dönem, 2014 sezonunda Mercedes motoru ile devam etti. Şimdi ise Mercedes – Ferrari motorlarının rekabetini takip ediyoruz.

Son beş sezonda Ferrari motoru birkaç önemli yarışta hata yaptı ve şampiyonlukları kısmen kaybetti. Sonuçta beş sezonda rakibini tam anlamıyla yenemedi ama 2015 sezonunda işler başka bir boyuta geldi.

Örneğin Vettel’in performansı bize bunu gösteriyor. Son sıralardan başlayan ve rakiplerini birer birer geçmeyi başaran Vettel, yarışı beşinci sonlandırdı. Bu performansın benzerini Raikkonen’de gerçekleştirmişti. Demek ki Mercedes motoruna kafa tutabilen bir motoru Ferrari takımı bu sezon pistte yansıtmayı başardı.

Onun için Honda motoru, Ferrari motorunun gelişimi gibi bir dönemi yaşayabilir mi? Buna dayanabilme gücü var mı? Bekleyip, göreceğiz…

Şampiyonluk yakın mı?
Mercedes takımı yine muhteşem bir duble ile yarışı kazanmayı başardı. Yine belirtiyorum ortada rakip yokken zafer kaçınılmaz oluyor. Bu çok ama çok büyük bir başarıdır, özellikle Hamilton açısından artık şampiyonluk yolu yarılanıyor diyebiliriz.

Şampiyona lideri Lewis Hamilton, hem takım arkadaşına hem takım yöneticilerine bu hafta çok büyük bir cevap verdi. Monaco GP’sinde yaşanan aptal sorunlardan dolayı bu hafta özellikle yarışı kazanmasında ki anlattığı konu çok önemli.

Hamilton “Sen takımın yardımı ile kazanırsın, ben kendim kazanırım” der gibi bir zafere imza attı. Hatasız yarışan Hamilton’ı sadece tebrik etmek gerekir…

Alman pilot Nico Rosberg’e bazı sorular sormak gerekiyor.

Kariyerinde şampiyon olmak ister misin? Geçen sezon şampiyonluğu istiyor muydun? Bu sezon şampiyonluğuna inanıyor musun veya şampiyonluğu istiyor musun?

Aynı araç ve takım desteği ile Hamilton’a baskı yapmadan yarışı tamamlamak şampiyonluk isteyen bir pilota yakışıyor mu? Hamilton, başladı bitirdi, sen de aynı stratejiyi nasıl izledin?

Rosberg’e Alonso örneğini hatırlatmak gerekir. Alonso, Ferrari takımının performansını bu sezon gördüğünde ne düşünüyorsa sende Hamilton’ın başarısı karşısında aynı duyguyu hissetmelisin. Ama Monaco GP’sinde ki zafer sevincini de o kadar abartmamalısın. Çünkü yarışı iyi okuyamıyorsun!

Diğer analizlerde görüşmek üzere…