Formula 1, Haziran ayındaki geleneksel Kuzey Atlantik gezisini, takvimdeki en popüler yarışlardan biri olan Kanada Grand Prix’sinin kültürel şehri olan Montreal’e gerçekleştiriyor. Motorsport Live, Montreal’in neden bu kadar popüler olduğuna bakıyor.

1970’lerin sonlarından beri Kanada, etkileyici Saint Lawrence Denizyolu’nda bulunan insan yapımı olan Notre Dame Adası park bölgesinde düzenlenen grand prix ile Formula 1 takviminde en çok tercih edilen mekanlardan biri olarak ortaya çıktı.


Yarı-kalıcı sokak pisti, zorlu pist zemini ve yakın duvarları ile hata payı bırakmıyor ve pist on yıllardır birçok ikonik ana tanıklık etti.

Son şikan çıkışındaki Şampiyonlar Duvarı, birçok iyi ve harika sürücünün kaza yaptığı yer olduğu için bu lakabı aldı.

Lastik lastiğe mücadelelerin, hava koridoru savaşlarının ve kazaların garanti olduğu Gilles Villeneuve pisti, 2007’deki yarışta Robert Kubica’nın korkunç kazasının yanında Lewis Hamilton’ın kariyerinin ilk galibiyetine de tanıklık etmişti. Ancak bir yıl sonra Polonyalı sürücü, yine bu pistte kariyerinin ilk ve tek galibiyetini elde etmişti.

Jenson Button, 2011’de dört saat süren, olaylı, çılgın ve hava durumunun sürekli değiştiği yarışta zafer elde ederken, geçtiğimiz seneki kazanan ise Sebastian Vettel olmuştu.

Gilles Villeneuve pistinin pit alanı, uzun vadeli bir F1 sözleşmesi imzalandıktan sonra tamamen yeniden inşa ediliyor. Başlangıç/bitiş çizgisi ve Saint Lawrence Denizyolu’nun muhteşem manzarası, pistin değerlendirilmesi gereken yerlerden sadece ikisi. İlk virajın dış tarafındaki kavisli tribün, start için en önemli yerlerden birini oluştururken, L’Epingle etrafındaki stadyum benzeri bölüm, pistte geç atakların garanti olduğu en iyi geçiş noktasını görme konusunda iyi bir konumda olmanızı sağlıyor.

Resmedilmeye değer Parc Jean Drapeau’yu barındıran pist, Montreal’in ulaşımını kolaylaştıran ve uygun maliyetli bir metro sistemi ile kolayca ulaşılabilir. Bu metro ile taraftarlar, Quebec’in başkentinin kalbine 5 dolardan daha az bir ücret karşılığında gidebiliyor.

Route St. Catherine, yarış haftası boyunca Formula 1 taraftarlarına kapılarını açarken, Vieux Montreal’de (Eski Montreal) sabahın erken saatlerinde açılan birçok restoran ve bar bulunuyor. Bu bölge, Montreal’in inceliklerini denemeye değer.

Montreal, tüm büyük havayollarına ve şehirlere hizmet veren Pierre Trudeau Uluslararası Havaalanı’ndan kolayca erişilebilir. 10 dolarlık bir otobüs yolculuğu ve hızlı metro yolculuğu sizi şehir merkezine götürüyor. Şehir merkezinde bolca daire ve uluslararası beğeni toplayan oteller bulunuyor. Montreal’i yürüyerek gezmek de kolay. Şehre harika bir manzaradan bakan Mont Royal’a bir yürüyüş şansını kaçırmayın.

Hem Montreal’in hem de Gilles Villeneuve Pisti’nin kalbinde mükemmel zaman geçirmek ve Formula 1’in yıldızlarını yakından görmek ve tanışmak için Kanada tam size göre. Bu fırsatı kaçırmadığınızdan emin olun.

tr.motorsport.com