Hoşgeldiniz değerli F1 severler!
Dalgalı sezonun 4’ncü yarışına geldik bile. Dalgalanan sezon, ne zaman tam olarak durulur bilemeyiz, en azından Barcelona’yı beklemek lazım diye bir kere daha söyleyelim. Bir modern çağ klasiği olan, bu hafta sonu koşulacak Bakü GP’si, sezonun en sürprize açık yarışlarından biri. Sürprize açık olmasının nedeni, gelmesi beklenen teknik güncellemelerin arabalara ne katacağı değil, genel olarak Bakü’deki yarışlarda hep bir kaos olması.
Bakü’de şu ana kadar en çok podyuma çıkan isim 2 defa ile Sergio Perez desem, ne demek istediğimi kısaca anlatmış olurum. Bakü’yü bu kadar heyecanlı yapan konu, aşırı hızlı bir “şehir pisti” olması. Bakü, F1 tarihinin en hızlı ve en ilginç şehir pisti. Start-finiş düzlüğü, sezonun en geniş düzlüğü. 8–9 no.’lu viraj kombinasyonu, sezonun en dar pisti. O bölgenin dışındaki yolların da dar olması, yüksek sürat ve bu sürate rağmen yok denecek kadar az kaçış alanı, bu pisti sezonun Rus Ruleti haline getiriyor.
Pist 20 viraja sahip olmasına rağmen, 17–18–19–20 no.’lu virajları 1600 metrelik düzlükle birlikte düşünebiliriz. Zira o virajlar da tam gaz geçiliyor. Bu sayede düzlüğü aslında 1950 metre gibi varsayabiliriz. İstatiksel olarak, 20 virajlı bir pistin yavaş olmasını bekleyebiliriz ama son 4 virajın tam gaz geçilmesi ve uzun düzlüğe eklenmesi, pistin bir anda hızlı bir piste evrilmesine neden oluyor. Hızlı ve orta hızlı viraj sayısı çok az, pist neredeyse düşük hızlı virajlar ve uzun düzlüklerden oluşuyor.
Bu kısa girizgahtan sonra, biraz daha ayrıntılı bilgilere girelim.
Downforce:
Pist 20 virajdan oluşmasına rağmen, ki bu sayı oldukça fazladır, viraj karakteri nedeniyle düşük downforce ayarları gerekir. Çünkü 20 virajın 11’i neredeyse 90 derecelik açıya sahiptir. Yani downforce’dan ziyade mekanik yol tutuş gerektirir. Dolayısıyla mekanik olarak yol tutma yeteneği yüksek arabalar için çok büyük avantajdır.
Bu nedenlerle Bakü, Çin’den 1 kademe daha az, Monza’dan 1 kademe daha fazla yere basma gücü gerektirir. Çin GP’si öncesindeki incelemede, yere basmayı 5 üzerinden değerlendirdiğimiz varsayımıyla Monza’ya 1, Çin’e 2 değerini vermiştik. E o zaman Bakü nasıl bunların arasında olacak sorusunun yanıtı şu: Burada Monza’ya yakın kanat konfigürasyonu vardır, ancak kanatlar Monza kadar düz ayarlanmaz. Kanatlar rüzgara karşı biraz daha açılı ayarlanır. Bu sayede lastiklerin ideal çalışma ısısında kalmaları sağlanır. Zira burada lastik ısısını korumak daha zordur. Yani tüm bunları düşünerek, özel bir şehir pisti olan Bakü’ye, özel bir downforce rakamı verelim: 1.5.
Teknik zorluklar:
Bu yarışın teknik anlamda en büyük zorluğu, az önce belirttiğimiz gibi ayarlarda bir orta nokta yakalama sorunudur. Çünkü pistin yarısı aşırı hızlıyken, yarısı aşırı yavaş. Lastik ısıları alt sınırlar ve üst sınırlar arasında oynarken, onları hayatta tutmanızı sağlayan tek şey ideal kanat açıları ve düzlüklerdir. Kanat açıları lastikleri ısıtmak, düzlükler soğutmak için gereklidir. Tabii belli oranda. Binaların, pistin hemen dibinden başlaması, pistin boğulmasına ve pist sıcaklıklarının çok yükselmesine neden olur.
Diğer teknik zorluk aşırı sert rüzgarlar. Zaman zaman hafifçe esen rüzgar; özellikle 1’nci ve 2’nci virajlar arası ile 15’nci ve 16’ncı virajlar arasında pist sıcaklıklarını biraz düşürüyor. Bu iyi. Tabii o gün Hazar Denizi, nefesini şehre doğru üflemek isterse. Bazen de Hazar’ın nefesi o kadar kuvvetli oluyor ki, pilotlar araçları frenleme bölgesinde tutamıyorlar. Bu nedenle, rüzgar şiddetli olduğu taktirde, sıkça lastik blokajları göreceğiz. Yani sıralama turlarında olmayan, ancak yarış günü esecek şiddetli rüzgar, bütün ayarlarınızın çöpe gitmesine neden olabilir. Bakü’ye boşu boşuna “Rüzgarlar Şehri” denilmiyor, bunlara hazırlıklı olmak lazım.
Zeminin çok kötü olmaması, hızlı virajların ve ani yön değiştirmelerin olmaması, yüksek süratli düzlüğe rağmen, lastik yıpranmasını makul seviyelerde tutuyor. Pirelli’nin getireceği C2, C3 ve C4 tipi lastikler ile tek pit yeterli olacaktır. Ancak güvenlik aracı riski ve agresif strateji izleyenler nedeni ile pit sayısı artabilir. Güvenlik aracı riskini hafife almayın, güvenlik aracı riski %66.
Sarı ile işaretlediğim bölge, lastik ısısı ve mekanik yol tutuş açısından en önemli bölge. O bölge, aynı zamanda yol genişliği olarak sezonun en dar yerlerinden biri.
Özellikle 8–9–10–11–12 no’lu virajlardan oluşan kombinasyon çok tehlikeli. Bu bölgede, yolun sadece bir arabanın geçeceği genişlikte olmasının yanı sıra aşırı dar Radiuslu virajlara sahip olması, usta bir pilotaj gerektiriyor. Ayrıca bu viraj bölgesinde hiç düzlük olmaması nedeniyle lastik ısıları artacaktır.
Güncellemeler ve Favoriler:
Yarış iki takım, Ferrari ve Mercedes arasında geçecek. Ancak, açıkçası yarışın net bir favorisi yok. Ferrari, Barcelona ve Bahreyn’deki potansiyelini açığa çıkarmayı başarırsa, Ferrari alır. Çıkaramazsa, Mercedes alır. Tabii ki normal bir yarış akışında.
Sezon başından beri gördüğümüz pistler üzerinden Bakü’deki favorileri kısaca yorumlayalım. Ferrari’nin potansiyelini açığa çıkardığı Bahreyn ve Barcelona pistleri, karakteristik olarak birbirine çok benzer. Bahreyn’de düzlükler, Barcelona’da da hızlı virajlar biraz daha fazla. Bu iki özellik, Ferrari’nin en iyi olduğu iki alan, yani sonuçta tam bu seneki Ferrari’ye uygun pistler. Bakü ise, karakteristik olarak bu iki piste pek benzemiyor. Uzun düzlüğü ile Ferrari’ye çok uygun, mekanik yol tutuş gerektirmesi nedeniyle de hiç uygun değil. Ferrari’yi Çin üzerinden yorumlarsak, Ferrari’nin uzun düzlüklerde kazandığının çok daha fazlasını yavaş virajlarda kaybedeceğini ve Mercedes’in arkasında kalacağını söyleyebiliriz. Ancak Ferrari’nin sezonun ilk güncellemesini getirecek olması nedeniyle sürpriz faktörü devreye giriyor. Eğer Ferrari mekanik yol tutuş sorununa çözüm bulacak güncellemelerle gelirse; daha doğrusu, bu sorunu çözmek için getirdiği güncellemeler işe yararsa, çok çekişmeli bir yarış bizi bekliyor diyebiliriz.
Mercedes cephesinde çok hareket yok. Stabil bir araçları var. Buraya da Bahreyn’deki testlerde denedikleri düşük downforce paketini getirecekler. Sonra da Ferrari ne seviyede, onu beklemeye başlayacaklar. Bence, şu aşamada yarış kazanmak Mercedes’in elinde değil, Ferrari’nin elinde. Eğer Ferrari potansiyelini yakalarsa, Mercedes’i geçer.
Red Bull demişken, geçen sene iki takım arkadaşının birbirini saf dışı bıraktığı bu kazayı da unutmayalım. Horner ve puslu gözleri…
Red Bull sezona istediği gibi giremedi, burada da podyum şansları düşük. Geleneksel olarak en iyi oldukları alanda, aerodinamik alanda, kötü bir iş çıkardılar. Aerodinamik toparlanma Barcelona’da başlayacak. Motor cephesinde işler geçtiğimiz 4–5 seneye göre daha iyi diyebiliriz. Dayanıklı; ancak Mercedes, Ferrari ve hatta Renault’a göre daha güçsüz bir motorları var. Onları Renault’un önünde tutan en önemli avantajları, dayanıklılık. Barcelona’da performans konusunda da ilerleme sağlanacak, biraz daha iddialı konuma gelinecek. Yani Red Bull’un hedefi, galibiyet ve hatta podyumdan ziyade, mümkün olan maksimum puanı almak.
Renault şu anda en hızlı dördüncü takım. Ancak dayanıklılık sorunları nedeniyle yarış bitiremedikleri için ne olur bilemiyoruz. Onunla birlikte Renault motorlu diğer takımlar için de aynı şeyleri söyleyebiliriz. Dayanıklılık konusundaki belirsizlik ve daha düşük bütçeli takımların istikrarsızlıkları, yorum yapmamızı engelliyor. Normal sıralamada Renault, Alfa veya Haas ve McLaren sıralaması olması lazım. Ama yukarıda da belirttiğimiz gibi, belirsizlik çok fazla.
Şimdilik yazacaklarımız bu kadar. Yarın arabaların teknik homologasyonları sırasında çıkacak fotolardan sonra biraz daha net bilgilere sahip olacağız. O zaman da kanatlar üzerine biraz konuşma şansımız olacak.
F1’siz kalmayın.
Fırat KESKİN