Evet F1 severler! Bakü’deki 1 ve 2’nci antrenman turları sonrasında kısa yorumumuzu yapalım istiyorum.
Öncelikle en sonda söyleyeceğimizi hemen en başta söyleyelim. Hiçbir takım gerçek hızını göstermedi. Ferrari de gerçek potansiyelinden uzak, Mercedes de. Ancak tek turda Ferrari yenilmez görünüyor. Bu küçük girişin üzerine yazımıza başlayalım.
2 gün önceki yazımda, “Kazanmak Mercedes’in elinde değil. Ferrari potansiyelini açığa çıkartırsa, yarışı Ferrari alır.” demiştim. Şu anda hafta sonu da o günkü öngörümü destekleyecek şekilde gelişiyor. Ferrari, sıralama turu denemelerinde en yakın rakibi Mercedes ile arasına 0.669 saniye gibi bir tampon koydu. Bu fark ne anlama geliyor, biraz onu konuşmak istiyorum. Her zaman söylediğimiz gibi: “F1, genellikle göründüğünden daha karmaşıktır, bazen ise her şey göründüğü gibidir.” Bu defa göründüğü gibi sanki.
Görünen ne: Ferrari’nin hızı. Böyle düşünmemin nedeni Mercedes’in, “tek turda”, pistin hiçbir alanında varlık gösterememesi. Mercedes hızını saklıyor veya aslında şu bölümde daha hızlı gidebilir dediğim bir tane bile derecesi yok. O araba, o lastikler ve o motor ayarı ile o kadar gidebilirdi, o kadar gitti. Hamilton’ın zorladığını kaçış alanını ziyaret etmesinden anlamak mümkündü.
16'ncı viraj dışında, “Şu virajları o kadar iyi aldılar ki, buradan sıralama turlarını çevirebilirler.” diyebileceğim bir yer göremedim. Bottas hızlı turunu atmak için ısınma turuna başladığında, pit duvarından önemli bir uyarı geldi: Yarış mühendisi “Lastikleri ısıtmak için ısınma turunu agresif atman lazım, yoksa hızlı turun için lastiklerini ideal ısıya çıkaramazsın” dedi. Bu cümle her şeyi ortaya koydu: Mercedes bu sene lastiklerini ısıtamıyor. Sezon başında bunun geleceğini görmüştük.
Ferrari’de ise durum bunun tam tersi. Bu sene Ferrari’nin uğraştığı lastik ısınması konusu, 2018 model Mercedes’in dezavantajlı olduğu noktaydı. Mercedes, pist sıcaklıkları düşük olduğunda lastiklerini süratle ideal ısıya çıkarıyor ve orada tutuyordu. Yükselen pist sıcaklıklarında ise lastikleri yiyip bitiriyordu, yani yol tutuş kayboluyordu.
Ferrari de bu sene aynı şekilde. Yaratmış olduğu downforce’un da yardımıyla lastiklerini süratle ideal ısıya çıkarıyor, buraya kadar iyi. Ama sonra aşırı ısıtarak onları yakıyor. Biraz yumuşak bir sürüş tarzında da lastikler hemen ideal ısının altına iniyor. Lastikler ideal ısının üzerine çıkınca da, altına inince de beklenen yol tutuşu yakalayamıyorlar. Bu hafta durum farklı gibi görünüyor, en azından şimdilik.
Şimdiye kadar Ferrari taraftarları heyecanla yarışı bekliyor. Fakaaatttt, her ne kadar her şey göründüğü gibi desek de, yine de biraz ortalığı bulandıralım mı? Azıcık da olsa, Mercedes taraftarları için bir umut ışığı yakalım mı? Haydi başlayalım…
Öncelikle pistin ikinci segmentine odaklanalım. Pistin 2’nci segmentinin sonunda Ferrari’nin avantajı 0.7 saniye civarındaydı. Son segment bittiğinde, fark 0.669 saniye. Yani son segmentte Ferrari farkı açamadı. Burası, uzun start-finiş düzlüğünün büyük bir kısmını kapsayan bölüm. Scuderia’nın en güçlü olduğu bölüm. Bu neden olabilir?
1’inci olasılık, Ferrari’nin C4 lastiklerini pistin son segmentine gelene kadar tüketmesi olabilir. Tüketmek derken, lastik yarış koşulları için hala kullanılabilir durumda elbette. Ama her şeyinizi verdiğiniz sıralama turuna başladığınız andaki yol tutuşu, pistin son bölümünde yakalamıyorsunuz. Bazı uzun pistlerde bu durumla karşılaşılır. Hatta dikkat edin, pilotlar zaman zaman, pistin son bölümünde lastiğimde güç kalmamıştı (no juice left in my tyres) diye anlatırlar. Çarşamba günkü yazımda 2’nci bölümün, yüksek downforce’lu araçların lastiklerini aşırı ısıtacağını ve tüketebileceğini belirtmiştim.
2’nci olasılık ise, Mercedes’in ağır olması olabilir. Sadece yarış arabalarında değil, tüm arabaların sürüş dinamiğinde geçerli bir kural vardır. 2 aynı arabayı 0–100 hızlanması testine tabi tuttuğumuzu varsayalım. Daha ağır araba, hızlanmayı her zaman daha geç tamamlar. Aynı arabaların ağırlık farkları, yüksek süratte gerçekleştirilen hızlanmada, örneğin 150–200 km/sa hızlanmada daha az fark eder. Ancak, örneğin 70–120 km/sa arasında ağırlığı daha fazla hissedersiniz. Söylemeye çalıştığımız şu: Mercedes hızlı tur denemelerine 10–20 kg daha ağır araba ile çıktıysa, pistin 2’nci bölümünde, yani yavaş pistlerin ağırlıkta olduğu bölümlerde, olması gerekenden çok zaman kaybeder. Dolayısıyla, bu durum tur zamanları açısından yanıltıcı olur.
Dolayısıyla çeşitli senaryolarla 0.669 saniyeyi açıklayabiliriz. Ferrari’nin ve Mercedes’in derecesini daha eğip bükebiliriz. Ancak bu şekilde açıklamalı mıyız, bilemiyorum. Belki de her şey sadece göründüğü gibidir ve Ferrari bu hafta sonu yarışı koparır alır. Ki en azından sıralama için durumun bu olduğunu düşünüyorum.
He bu arada Helmut Marko olayı var bir de. Mercedes ile aynı seviyedeyiz diye demeç vermiş. Bence onu bu sene pek dikkate almayın, bu sene ona bir haller oldu…
Fırat Keskin