Red Bull’un 2. takımı olan Scuderia Toro Rosso, bugüne kadar birçok kaliteli pilot için sıçrama tahtası görevini başarıyla yerine getirdi. Takımın talihi ise 2013’te Sauber’den James Key’in takıma katılması ile değişti. Ve onlar artık ayakları yere çok daha sağlam basan bir takım haline geldiler.
Peki onların F1 pistlerindeki kısa kariyerini fotoğraflar eşliğinde hatırlamaya ne dersiniz?
2006
Red Bull’un Minardi(1985-05) takımını satın almasıyla F1’e giriş yapan STR’nin ilk sezonu olumluydu. FIA’dan alınan özel izinle V10 kullanan tek takım olan Toro Rosso, Amerika GP’sinde Liuzzi’yle ilk puanını elde etti. Kazanılan bu tek puanla sezon 9. tamamlandı ve sezon sonunda Red Bull’dan hisse satın alan Gerhard Berger, takımın yeni başkanı oldu.
2007
Toro Rosso 2007’ye çok kötü bir başlangıç yaptı ve ilk 10 yarışta 13 kez yarış dışı kaldı. Amerikalı pilot Scott Speed Temmuz’da takımdan gönderildi ve boşalan koltuğa BMW’nin yedek pilotu Sebastian Vettel geçti. Vettel’in takıma gelişiyle performans yükselmeye başladı ve ekip Çin’de 4. olarak o güne kadar ki en iyi sonucunu elde etti. Sezon boyunca toplanan 8 puan Faenza kampının genel klasman 7’incisi olmasını sağladı.
2008
Çekilin yoldan Toro Rosso ve Sebastian Vettel geliyor!
Tutuk bir başlangıcın ardından ekip gittikçe güçlendi ve Sebastian Vettel Monza’da takıma ilk pole pozisyonu ve galibiyeti getirdi. Bir rüya gibiydi adeta, Red Bull’la hemen hemen aynı şasiye sahip araç Ferrari motorunun gücünü de arkasına alarak daha 3. tam sezonunda galibiyete ulaşıyordu. Sebastian Vettel de tarihte en genç yarış kazanan pilot oluyordu o günlerde. Takım sezonun devamında istikrarlı bir şekilde puan almayı sürdürdü ve ana takım Red Bull’u mağlup etti. Berger ise sezon sonunda hisselerini satarak takımı tekrar Red Bull’a devretti.
2009
2009, Scuderia Toro Rosso’nun en kötü sezonuydu hiç kuşkusuz. Hem Bourdais hem de Buemi büyük zorluklar çekti. Fransız pilot 9. yarışın ardından koltuğunu 19 yaşındaki Jaime Alguersuari’ye bırakmak zorunda kaldı. Macaristan’da büyük bir güncelleme paketi tanıtıldı fakat bu takımın markalar klasmanını son sırada tamamlamasına engel olamadı.
2010
Toro Rosso 2010’da Red Bull’un boyunduruğundan çıktı ve ilk kez tam bağımsız bir takım olarak mücadele etti. Sezonun genelinde sıralama turlarının 2. bölümüne geçildi fakat puan alma konusunda aynı şeyi söylemek pek mümkün değil. Ekibin en iyi sonucu Buemi’nin bir tur lider gitmeyi başardığı Kanada’da elde ettiği 8’incilikti. Tüm bu sonuçlarla birlikte Toro Rosso sezonu sadece yeni takımların önünde 9. tamamladı.
2011
Biraz düzensiz olsa da ekip sezonun ilk yarısında 2010’a kıyasla daha fazla puan topladı ve umut vaat eden bir performans sergiledi. Macaristan’da ekibin çıktığı 100. yarış çifte puanlı finişle kutlandı. İyi sonuçlar İtalya ve Kore’de devam etti. Ancak ekip 3 puanla markalar klasmanı 7’inciliğini kaçırdı.
2012
Sürücü kadrosu tamamen yenilendi ve STR7 Ricciardo’yla Vergne’e teslim edildi. Fakat bu ikili aracın yetersizliklerini karşılamada başarısız olunca takım sezonun ilk yarısını 6 puanla kapattı. İkinci yarı daha iyiydi ve takım son 10 yarışın 6’sında puan kazanmayı başarırken, Belçika ve Kore yarışlarında iki sürücüyle puan kazandı. Markalar klasmanında ise bir gerileme söz konusuydu ve 26 puan toplayan Scuderia Toro Rosso sezonu 9. tamamladı.
2013
Bir göze batmayan araç daha Ricciardo ve Vergne’e teslim edildi. Bu iki pilotun yaptıkları takdire şayandı. Vergne Kanada’da 6’ıncı olarak ekibin o sezonki en iyi sonucu elde ederken, Ricciardo Çin ve İtalya’da 7. olarak genel klasmanda takım arkadaşını mağlup etmeyi başardı ve sıralama turlarında Vergne’e kurduğu üstünlük onu Red Bull’a taşıdı. Markalar klasmanı mı? Bilmeniz gerekir STR F1’deki müzmin sekizincidir.
2014
2012 sonunda Sauber’den alınan James Key’in etkisini gösterdiği ilk sezon oldu. Toro Rosso sezon öncesi uzun süreli motor partneri Ferrari’yle yollarını ayırdı ve Renault’yla çalışmaya karar verdi. STR10 düzenli bir şekilde Q3’e kalmak için yeterli hıza sahipti, ancak bu nadiren puana çevrilebildi. Markalar klasmanı 7’inciliğine giden yolda elde edilen en iyi sonuç Vergne’in Singapur’daki 6’ıncılığıydı. Fakat Vergne’in başarıları bırakın Red Bull’a geçmeyi takımda kalmasına bile yetmedi ve sezon sonunda Red Bull ailesiyle yollarını ayırdı. Kvyat ise Red Bull’a terfi etti.
2015
2015’te F1 tarihindeki en genç sürücü ikilisine sahip olan Toro Rosso buna rağmen oldukça başarılıydı. Verstappen sürüş tarzı ve sivri açıklamalarıyla daha fazla dikkat çekerken, ralli efsanesi Carlos Sainz’ın oğlu da sessiz tabiatının aksine oldukça hızlı bir çaylaktı. Bu iki çaylağın sezon boyunca topladıkları puan Toro Rosso rekoruydu ve Renault güç ünitesinde yaşanan sorunlar takımın 7.’likten öteye gitmesini engelledi.
2016
2015’te Renault’yla yaşanan büyük sorunlar beraberinde restleşmeyi getirdi ve Red Bull, Renault ile mücadele etmeye karar verirken, düşük bütçeli Toro Rosso’nun aracı sezon öncesi testlerine yetiştirebilmek için Ferrari’nin 2015 motorunu kabul etmekten başka bir şansı yoktu. Buna rağmen STR11’in kuvvetli şasisiyle sezonun ilk yarısı kotarıldı ve Max Verstappen sezonun 5. yarışı öncesinde ana takıma geçti. Ancak sezonun ikinci yarısında rakip motor üreticilerinin gelişmeye başlamasıyla 2016 Sainz ve Kvyat için zulme dönüştü ve sezon ancak 7. tamamlanabildi.
Toro Rosso, 2017’de Renault’nun güncel motorunu kullanacak ve James Key gibi rüştünü ispatlamış bir teknik direktöre sahipler. Kural kitabının yeniden açıldığı 2017 onlar için artık yıllardır beklenen yükselişin gerçekleştiği sezon olabilir. Hep birlikte göreceğiz.
;;;