Selim Şengüdüz

Çin GP’si öncesi Ferrari takımında önemli gelişmeler yaşandı. Bir türlü başarının gelmediği takımda Stefano Domenicali görevinden istifa etti ya da kibarca kovuldu. Yeni takım patronu Marco Mattiacci oldu.

Genel değerlendirmelerde bu yanlışlık belirtilerini hep yazdım ve bir önceki yazımda da belirtmiştim; “Nereden geri dönecekler diye düşünülüyor? Bu kadar uzak mı gidilen yerler! Hiç kimse anlamıyor. Ferrari takımı hem düşünülen hem de anlaşılmayan durumlarda. Çünkü yaşananlar onu gösteriyor” cümlelerini kurdum. Ve pazartesi günü Domenicali’nin Ferrari dönemi kapandı. Takımın tüm başarı birikimleri sonunda patladı.

İlk önce bazılarına geçmiş olsun, bazılarına da hoş geldin diyelim ve ilk soru ile başlayalım. Neden, 14 Nisan’da bu ayrılık haberi gerçekleşti? Daha önce veya daha sonra olamaz mıydı? Kopma noktası ne oldu? Yaşanan sonuç geçtiğimiz hafta Ferrari Başkanı Luca di Montezemolo’nun açıklamalarıyla mı başladı ya da o zaman mı karara bağlandı? Olan oldu denilip, artık yeni bir dönem mi başlayacak?
Evet, Domenicali artık Ferrari takımında olmayacak. 1991 yılından beri Ferrari çatısı altında görevini çeşitli departmanlar da devam ettiren Domenicali’nin ayrılması olmayıp, yanına bir kaç takviye yapılamaz mıydı?

En önemlisi tüm yaşananlar Domenicali için bitti mi? Bundan sonra ne olacak? Onun bilgisinden yararlanılmayacak mı? Domenicali’nin uğraştığı soru işaretleri ile Mattiacci yine tek başına mı uğraşacak? F14 T’nin performansı ve hızında bu hafta bir değişiklik olmayacağına göre bu değişimin gerekçesi nedir? Sorulara şimdilik ara verelim ve nerede hata yapmışlar ( yani bize ve sonuç – durumlara göre ) bir bakalım.

19 Ekim 2012 - Bu kadar basit mi? - 12 Kasım 2013 - Kilit rol başlıklı yazılarımda Domenicali ve Whitmarsh’ın geleceği ile ilgili tahminlerde bulunmuştum, bu tahminler yine tuttu. Ama bu sonuca kendileri nasıl geldi ve ne tepki verdiler orası çok önemli.

Bir takım patronu olarak bir şey yapamıyorsanız sonuçta fatura size kesilir. Bunu Formula 1’de olsak ya da olmasak da biliriz bu hayatın bir gerçeğidir. Krizlerde tedbir alınması gerekir, eğer alınmazsa çatırdamalar, patlamalar ve en üst noktada değişimler gerçekleşir.

Stefano Domenicali’nin ayrılık gerçeksi de “kötü form ve sezona iyi başlamamak” olarak belirtildi. Bu nokta da enteresan sezona iyi başlamadınız ama geçtiğimiz sezonlarda sezona iyi veda ettiniz mi? Başlangıç ne kadar önemliyse, sonuçta o kadar önemli. Ya da her ikisini de bir bütün olarak görmeliyiz.
Bu kararı almayı cesur bir adım ve değişim olarak gören Domenicali’ye aklın şimdi mi yerine geldi sorusunu sormamız gerekiyor?

Çok değil geçtiğimiz sezon Alonso doğum günü hediyesi olarak “yeni bir araç isterim” isterim diye açıklama yaparken neredeydi Stefano Domenicali!

Ya da Massa’nın eriyen performansı karşısında neredeydi ve ne önlem aldı? Değişimi neden gerçekleştirmedi. Ya da Raikkonen’in ayrılışına neden izin verdi, onu ikna edemedi mi? Bir patron üst düzey bir pilotunu takımda tutmayı başaramazsa o zaman kendi de takımda olmaması gerekir. O zaman değişimi kendi adına yapsaydı daha yakışık olmaz mıydı?

Martin Whitmarsh ve Stefano Domenicali’nin artık Formula 1’de olmayacağı için bir eksiklik aynen Ross Brawn ve Flavio Briatore’nin eksikliği gibi. Bu sonuçlar yaşanmadan, yanardağ patlamadan önce küçük belirteçler yada tabir yerinde ise dumanlar takip edilmeliydi.

Whitmarsh örneğin Perez’i takıma yanlış zamanda getirdi ve ona iyi bir araç sağlamayı başaramadı. Bu sezonda McLaren aracı çok iyi ve Magnussen – Button ikilisinin durumu güzel gözüküyor. Başka bir örnek; Hamilton’ın gidişine engel olmalıydı ama olamadı! Eğer Hamilton takımdan ayrıldı zamanda Whitmarsh takımdan ayrılsaydı tam yönetici, patron olacaktı.

Domenicali için ise Massa, Alonso ve Raikkonen örneği ile devam edeceğiz. Fernando Alonso, kim ne derse Ferrari takımının bir artısı ve değeridir başarılı bir transferdir. İlk sezonunda son yarışta şampiyonluğu kaybetti ve daha sonra bir türlü şampiyonaya ortak olamadı. 2013 sezonunda Alonso’nun isyanına ( doğum günü mesajı ) bir patron cevap vermeliydi, sessiz duramazdı. Durduğu için bu noktaya gelinmiş olabilir. Ferrari Başkanı buna el koyuyorsa o zaman sizin takım patronluğu göreviniz o gün bitmişti. Konu Başkana gelmeden önce siz ne görev yapıyorsunuz? Alonso, bu açıklamayı yaptığı anda “buyur başka takımlara” diyemediniz. Başkan “as olan takımdır, takım önce gelir” vurgusunu sert bir şekilde iletti. Alonso’dan beklentisi yüksek olduğu için onunla bir türlü yol ayrımı gerçekleşmedi. Sonuçta bu konuda yaşanabilecek durumlar var. Detaylarını daha önce yazdık, şimdi değinmeyelim.
Alonso’nun durumundan Massa’ya bir gelelim ve patronun eksikliklerinden bahsedelim. Massa, Schumacher’i pistte yenen ender pilotlardan biri değil mi? Evet, 2008 sezon sonu şansız bir şampiyona kaybedildi ve 2009 sezonu Macaristan GP’si şansız bir kaza çok ucuz atlatıldı. Bu sezonları es geçiyoruz ve takibinde ki sezonlara da bakmayıp direkt 2012 sezona geçiyoruz. 2010 ve 2011 sezonlarında kazanın psikolojik etkileri olabilir gözü ile baktığım için önemli adımları da atabilirlerdi. Massa’ya 2010 ve 2011 sezonlarında izin verilemez miydi? Kötü performansı karşısında Massa hep yıkılmaya mecbur mu? Ya da Massa bunu istemedi mi? Yarıştığı için iyileşti gözü ile de bakılabilir, onun için kısmen başarısız. Bu konuları bilmediğimiz için es geçelim.

2012-2013 sezonları her yarış öncesi ve sonrası Massa’dan lastik yorumları geliyor. Koskoca performansı lastiğe bağlayan Massa’ya kimse “dur” diyemiyor. Yani lastik kötü ise Alonso’ya da kötüdür. Yaşanan gelişmelerde patron ortalıkta yine yok. Domenicali, bu durumu Başkana iletip yol ayrımına gitseydi, emin olun şuan patron olarak şampiyonaya yöne veriyor olurdu. İki sezon Massa ne yaptı? Hangi gelişimi sağladı? Ve bu sezon öncesi neden takımda değil? Bunun cevabını bir patron vermeli?
2007 sezonu dünya şampiyonu Raikkonen, Lotus takımı ile Formula 1’e geri dönüyor. İşte bu Ferrari takımı için yıkımdır? Neden ayrıldı konusuna girmiyorum ama neden Ferrari takımıyla geri dönüş yapmadı işte kopma noktası bu!

Bir patron Raikkonen’i nasıl ikna edemez, şampiyonluk yaşadığı takıma her pilot dönmek istemez mi? istemez ise bu sezon neden geri döndü? İşte bu kopma noktasının devamı…

Raikkonen’i ve Alonso’yu birlikte yarıştırmak rüya takım ama şimdi patronu ayrılıyor. Bu ne biçim bir ruhtur böyle. Rüyada olmayacak şeyler, Ferrari ruhunda yaşanıyor. Bu ayrılıktan sonra Ferrari takımı şampiyonluğa mı oynayacak ya da zaferler mi kazanacak? Yani sihirli çubuğu Domenicali, kime verecek? Keşke bu ayrılık 2013 sezonu sonunda olsaydı ya da hiç olmasaydı. Neden ve nasıl oldu yine anlaşılmıyor. Ben gidiyorum demek kolay, gitmeden sorunları çözmek zor. Mühim olan zoru başarmak değil midir?

Diğer analizlerde görüşmek üzere…