Bu yıl Formula 1'de yarış kazanan üç pilottan biri olan Carlos Sainz'in henüz puan alamamış bir Williams takımına katılmaya ikna edilebileceğini düşünmek neredeyse imkansız duruyor.
İspanyol pilotun Monako'da Williams ile görüşmelerde bulunduğu söylentileri ortaya çıkarken, takımın neler sunabileceğine dair daha derin bir analiz, onun için o kadar da çılgın bir seçenek olmadığını gösterebilir.
Eşit şarlarda en iyilerle mücadele edebileceğini gösteren, sporun zirvesinde yer alan pilotlardan biri olan Sainz'ın 2025 yılı için tercihi elbette yarış kazanan bir koltukta oturmak olacaktır.
Red Bull ve Mercedes'in başka seçeneklere yönelmesinin ardından, Sainz'ın önünde çok seçenek kalmadı.
Onun için en kolay seçim, Audi ile uzun vadeli bir anlaşmanın getireceği güvence ile parayı kabul etmek olacaktır.
Bu anlaşma ona Formula 1'de birkaç yılı garanti eder, bir fabrika takımının tüm desteğini sağlar ve heyecan verici yeni bir projenin parçası olma imkanı sunar.
Ancak bu kararın riskleri ve dezavantajları da olabilir. Buradaki en büyük dezavantaj rekabet açısından bir süre için geriye doğru bir adım olabilir.
Audi, F1'e girişine ve yeni 2026 güç ünitesinin yaratılmasına büyük miktarda para yatırırken, satın aldığı Sauber takımı ise geriden gelmekte.
Son yıllardaki yetersiz yatırımların ardından Sauber, kendini diğer takımların seviyesine çıkaracak işe alımlar yapmaya ihtiyaç duyuyor. Hinwil fabrikasındaki altyapının da güçlendirilmesi gerekiyor.
Bunlar etki yaratması zaman alan şeyler ve mevcut araç şu anda puanlar için savaşmak için gereken tutarlılığı sağlamakta zorlanırken, gerçek şu ki gelecek yıl da çok büyük bir değişim beklenmiyor.
Bu da Sainz'in Audi'nin teklifini kabul etmesi halinde, her hafta sonu kazanmak için mücadele eden bir Ferrari takımından, Q1'den çıkmak için mücadele eden bir Sauber takımına geçmesi anlamına gelebilir. Bu pek de heyecan verici bir ihtimal değil.
Williams şu anda Sauber'den çok daha iyi durumda olmasa da, takım hızlı gelişme potansiyeli gördüğünü net bir şekilde ifade ediyor.
Bu durum, takım patronu James Vowles'un geçen hafta Imola'da FW46'nın oldukça ağır olduğunu ve kolayca telafi edilebilecek bir tur süresi verdiğini kamuoyuna açıklaması ile anlaşılabilir.
Vowles, "Bu yıl aracımız daha ağır olduğu için her turda yaklaşık 0.45 saniye daha yavaş kalıyoruz." dedi.
Vowles'ın sadece ağırlık nedeniyle masada kaldığını söylediği 0.45 saniyeyi çıkarırsanız, bu Williams'ın rekabet durumunu değiştirir.
Ağırlık faktörünün ötesinde, Vowles ayrıca takım sahibi Dorilton Capital'ın yatırımını Grove'un altyapısını güçlendirmek ve mücadele etmesi gereken takımlarla eşit seviyeye getirmek için kullanıyor.
Belki de takımın geleceğine dair en büyük güven kanıtı, Red Bull'un 2026 yılı için boş bir koltuğu olursa takıma katılabileceği düşünülen Albon'un Williams'a bağlı kalmasıydı.
Belki de Williams'ın Albon için yaptığı bu erken hamle, aynı zamanda diğer pilotlara da gelecek vaat ettiklerini göstermek içindi.
Formula 1 2026 yılında yeni regülasyonlar dönemine geçerken, Williams'ın Mercedes müşteri motoru anlaşmasına sahip olması da bir ayrıcalık olarak görülüyor. Çünkü söylentilere göre Mercedes'in dyno testleri bazı etkileyici sonuçlar gösterdi.
Ancak belki de Williams'ın Audi'ye kıyasla Sainz'a sunabileceği en büyük fark esneklik olabilir.
Audi'nin teklifi onu takıma ve her ne olursa olsun Audi'nin ürettiği araca uzun süre bağlı tutacak. Bu da oldukça büyük bir kumar olabilir.
Audi hızla işe koyulursa harika bir haber olabilir, ancak işler hız kazanmakta zaman alırsa – ve Honda'nın ilk turbo hibrit motorlarıyla nasıl zorlandığını unutmayalım – Sainz kariyerinin en iyi yıllarını kaybedebilir.
Perşeme günü Monako'da konuşan Sainz, "Kariyerimin bu aşamasında böylesine önemli bir karar verirken, doğru kararı vermek için tüm kartları masaya koyup dikkatlice düşünmek istediğimi söyleyebilirim."
"Bu yıl 30 yaşına giriyorum ve bir sonraki proje, gerçekten işe yaramasını istediğim bir proje olmalı." dedi.
Williams, Sainz'ı seve seve kabul edecektir ve bu da Sainz'ın 2026 yılında boşa çıkmasını sağlayacak olan bir sözleşme bile imzalanabileceği anlamına gelebilir.
Bu, eğer Williams gelecek yıl doğru yönde ilerlediğini kanıtlayabilirse ve yeni kurallar için Mercedes projesinin gerçekliği daha net hale gelirse, Sainz'ı kalmaya ikna etme şansı yakalayacağı anlamına gelir.
Ancak bu esneklik Sainz'ın 2026 pilot piyasasında aktif rol oynamasına ve üst sıralarda yer açılması halinde potansiyel olarak serbest olan en büyük isimlerden biri olmasına olanak tanıyacaktır.
2026 için Red Bull'un motor projesi umut edileni karşılamazsa Max Verstappen takımdan ayrılabilir, Sergio Perez'in de garantisi yok.
George Russell'ın Mercedes ile sözleşmesi sona erecek ve ikinci koltuğun akıbeti belirsizliğini koruyor.
Bu kez, gerçekleşmemiş olan bazı cazip seçenekler ortaya çıkabilir.
Williams, Albon'un yanına en iyi kimin yerleştirilebileceğini düşünürken Valtteri Bottas ile de görüşmelerini sürdürüyor.
Ancak Monako GP hafta sonu bittikten sonra, Sainz'ın oturup hem kısa hem de uzun vadeli geleceği için en iyi seçeneğin ne olduğuna karar vermesi gerekecek ve bu, F1 kariyerini belirleyebilecek bir karar olacak.
tr.motorsport.com