Erbatur Ergenekon

Sebastian Vettel hakkında çok şey söylendi söylenmeye devam edecek.

Hep hızlı araçlarda şampiyon olduğu, geçiş yapmakta Hamilton, Alonso gibi diğer yıldız pilotlar kadar yetenekli olmadığı, yağmurda sürüşünün bir felaket olduğu; Vettel eleştirileri deyince ilk akla gelenler.

Hatta Almanlar'ın altın çocuğu hakkında övgü dolu kullanılan sözlerde bile bir kinaye; amiyane tabirle bir laf sokuş var: "Vettel balı, hep doğru zamanda doğru yerde, hep 4 ayak üzerine düşüyor, hiç sıkıntılı bir araçta yarışmadı, sadece hızlı bir makine kullanırken iyi uyum sağladı" bu durumun birkaç örneği.

Düşününce 4 Dünya Şampiyonluğu kazanmış onlarca rekoru alt üst etmiş bir sporcu için çok sert eleştiriler bunlar.

Şimdi bazen (ben dahil) herkesin atladığı, göz ardığı ettiği bazı gerçeklerden bahsetmek istiyorum.

Öncelikle şunu unutmayalım, bir şampiyon ya da bir "Kazanan" olmanın dinamikleri kişiden kişiye değişebilir. Sadece Formula 1 üzerinden konuşacak olursak: Lewis Hamilton'ın doğuştan 'saf yetenek' şeklinde niteleyeceğimiz bir pilot olması, Fernando Alonso'nun müthiş stratejik zekası, Jenson Button'ın en kaotik anlarda bile sakin kalıp hesap kitap yapabilmesi, Kimi Raikkonen'in umursamaz tarzı; Michael Schumacher'in yeteneğini sınırsız bir çalışma azmi ile birleştirmesi; farklı şampiyonların farklı özelliklerine en güzel, en net örnekler.

Şimdi hep eleştirilen Vettel'e hakkını verme zamanı. Sezar'ın hakkı Sezar'a Vettel'in hakkı Vettel'e...

1) Sebastian Vettel hızlı bir makine ile kusursuz yarışabiliiyor: Bakın bu başlı başına bir yetenektir. Makine ile insanın uyumudur F1'in kelime anlamı aslında. Ve Vettel hızlı bir araçtayken o araca dönüşüyor o da bir makine oluyor ve tutulamıyor.

2) Meşhur Vettel balı: O bal dediğimiz şey hayatını olumlu enerji ile yaşayan insanlarda var olur. Vettel, her zaman pozitif kalmayı beceren bir karaktere sahip. Ayrıca sadece lay lay lom bir pozitifçilik değil Sebastian'ın hayatı ve sporcu kimliğini belirleyen. O neredeyse Michael Schumacher kadar çalışkan bir o kadar da azimli. - Ve hala sadece 27 yaşında. -

3) Takımın hep üstüne kurulmasını istiyor: Kabul edelim ki çoğu şampiyon böyle. Alonso, Schumacher hatta Ayrton Senna... Bu isimler de hep 1. pilot olarak davranılmak istediler ve böyle de muamele gördüler. Vettel'in bu tarzı da çok anormal değil. Ayrıca artık Raikkonen gibi bir süper yıldızla takım arkadaşı; buna karşı bırakın geri adım atmayı, takımın ve taraftarın 1. pilotu olduğunu sezonun 2. yarışından kabul ettirdi bile.

4) Geçiş yapamıyor - Yağmurda yarışamıyor: Vettel bu inancı tersine çevireli çok oldu. Evet eskiden geçiş yaparken zorlanan hatta çoğu zaman kaza yapan bir pilottu (Bkz: İstanbul'da Mark Webber ile kazası ve Spa'da Jenson Button'ı biçişi). Ancak bu devir geride kaldı. 18. sıralardan tırmanışlarını, yağmurda usta pilotajlarını, lastik lastiğe mücadelelerini çok kez izledik, kanıksadık.

5) Ferrari seçimi: (Red Bull'da genç Daniel Ricciardo'nun arkasında kaldığı için Ferrari'ye kaçtı) Arkadaşlar Ferrari'ye kaçılmaz. Ferrari'yi siz seçmezsiniz, Ferrari sizi seçer. Kim ne derse desin; Ferrari her F1 pilotunun hayalidir. Ferrari F1'in vücut bulmuş hali olan takımdır ve Ferrari sizi isterse gidersiniz. Asla karşı koyamayacağınız, hayatınızın aşkıdır Ferrari. Geçen sene Red Bull'da sorunlar yaşadı ve evet Daniel onu 2. sınıf bir pilot gibi gösterdi. Ama şu bir gerçek ki performans geçici 'klas' her zaman kalıcıdır. Herkes Ferrari pilotu olamaz. Bu bazı özel meziyetler gerektirir. Vettel'in zamanı gelmişti ve tarihin böyle yazılması gerekiyordu. Yazıldı. 2x2=4 (Çoğu zaman)

6) Yeni Schumacher projesi: Yalan yok, Vettel, Ferrari'nin yeni Michael Schumacheri projesidir. Michael Shumacher ve Ferrari birlikteliği tarihteki en iyi takım-sporcu birlikteliklerinin başında gelmektedir. Pistlere ilk adım attığı günden beri 'Yeni Schumi' olarak gösterilen bu süper çocuğun da İtalyanlar tarafından böyle gözükmesi çok normaldir. Arjantin yeni Maradona'yı nasıl Messi de bulduysa, Ferrari'nin de yeni Schumi'yi bulduğuna inanmasından doğal bir süreç yoktur. Tüm veriler buna işaret etmektedir zira... Vettel'le 2009'da yaptığım röportajda 'Ben yeni Schumacher değil, kendim olmak "Seb Vettel" olmak istiyorum' diyerek, kendine olan güvenini ve hedeflerini dile getirmişti. Yani her ne kadar bir proje gibi lanse ediliyor olsa da bu Vettel'in kendi hikayesidir.

Şimdi artık 'kırmızı' kalem Seb'de. Hem kendi tarihini, hem Ferrari tarihini; hem de F1 tarihini yazması için kitabın boş sayfaları önünde açık. İnanın bana o sayfalar nesilden nesile aktarılacak özel hikayelerle dolacak. Buna tanıklık etme şansına sahibiz, kaçırmayalım derim.