1 Kasım'a kadar sürecek fuar, her zamanki gibi Japon üreticilerin ağırlıklı olarak kendi pazarlarına yönelik geliştirdikleri modellerle dikkat çekti. Teknolojik donanımları yüksek ve çevreci konseptler, ilginç tasarımlarıyla da ziyaretçilerin ilgi odağı olurken, başta Alman lüks markaları olmak üzere Avrupalı üreticilerin de fuara geniş katılım göstermesi şaşırtmadı.
Japonya'nın bir numaralı otomotiv üreticisi Toyota, bir dolu yenilikle fuarda yerini alırken, hibrit otomobillerdeki öncülüğünü bu kez hidrojen yakıt hücreli otomobillere taşımak istediğini gösterdi. Markanın dört kişilik FCV konseptinin, iki yıl içinde üretime girmesi planlanıyor.
ÇEVRECİLİK ÖN PLANDA

Mitsubishi ise, hibrit GC-PHEV konseptiyle çevreci SUV modellere ağırlık verirken, Honda, Türkiye'de de satılan Jazz modelinden türettiği minik SUV modeli Vezel ve popüler S2000'in yerine geçmesi düşünülen modelin konsept versiyonu olan S660'la ilgi çekti. Subaru, Levorg konseptiyle yeni nesil Legacy'nin kopyasını verirken, Daihatsu da, Türkiye'de de bilinen minik spor otomobili Kopen'in yeni konsept haliyle iddialıydı.
İNGİLİZ İKONU MİNİ'NİN YENİ HALİ

MINI'nin tamamen yenilenen versiyonu, İngiltere'deki fabrikasında tanıtıldıktan hemen sonra Tokyo Motor Show'da da yerini aldı. Aynı zamanda Japonya'da en çok sevilen ithal otomobillerin başında gelen MINI, yeni nesliyle tasarımın yanı sıra teknolojileriyle de farklılaştı. Eskisine göre boyu uzayan ve genişleyen MINI, iç mekanında da 23 mm daha fazla yere kavuşmuş. Yeni motorları, farklılaşan iç mekanı ve donanımlarıyla Japonları yeniden kendisine aşık etmeye aday.
NİSSAN'DAN GEÇMİŞE SAYGILI KONSEPT

Japon üretici Nissan, Tokyo'da biribirlerinden tamamen farklı karakterlere sahip olmakla beraber, aynı adı taşıyan konseptler tanıttı. "IDx" adı verilen konseptler, markanın geçmişteki spor otomobillerinin tasarım izlerini taşıyor. "IDx Freeflow" daha çok stil sahibi insanlara yönelik "kibar" bir otomobili, "IDx NISMO" ise tamamen sportif amaçlı "yaramaz" bir otomobili canlandırıyor.