Deniz seviyesinden 2250 mt yükseklikte yer alan Autodromo Hermanos Rodriguez pisti, rakım seviyesi ve hava oranı nedeniyle hem takımlar hem de pilotlar için eşsiz bir mücadele olmasını sağlıyor.
Daha az yoğunluğa sahip hava, araçları çok zorluyor. Bu yüzden deniz seviyesinden bu kadar yüksekte olan yarış için takımlar normalden daha yoğun soğutma çıkışları kullanıyorlar.
Ancak neyse ki, takımların normalde düşük yere basma gücü paketinin kullanılması gereken bu pistte yüksek yere basma gücü paketlerini kullanması, soğutma yarıkları açısından dezavantaj sağlamıyor.
Hava yoğunluğunun az olması, sürüklenme etkisini azaltıyor. Bu sayede takımlar yüksek yere basma gücü gerektiren paketi kullanabiliyorlar.
Red Bull Racing RB15, soğutma
Red Bull rakiplerinden farklı bir yaklaşıma sahipti ve doğrudan aracın tam arkasında büyük bir yarış kullanmadı. Takım iç sıcaklık emilimini azaltarak, aerodinamik verimliliğe zarar vermeden Honda güç ünitesini stabil çalışma aralığında tutmayı amaçladı. Bunun için motor kapağının en arkasında geniş bir çıkış kullanılmadı, onun yerine arka süspansiyon kollarının üstünden hava çıkışı verildi. Bu, sıcaklık dağılımının çevredeki aerodinamik yüzeylere olan olumsuz etkisini azaltıyor.
Mercedes AMG W10, arka soğutma detay
Mercedes de Red Bull'a benzer bir çözüm kullandı ve arka süspansiyonlardaki ön kolun üstüne biraz daha geniş bir hava çıkışı koydu. Bu sayede süspansiyon kolları arasına, hava akımını daha iyi iletebilmesi için ek karoser eklendi.
Mercedes F1 AMG W10, arka detay
Daha öne koyulan hava çıkışının yüksekliği arkadan çekilen bu fotoğrafta daha iyi görülüyor.
Mercedes F1 AMG W10, fren detay
Mercedes Meksika'da yeni bir fren tamburu kullandı. Tamburun ön kısmında, köprü şeklindeki boru (atlama borusu) denilen sistem yer alıyor. Bu çözüm, soğutma sistemi tarafından alınan havanın jant üzerinden dışarı atılmasını sağlıyor. Bu sistemle soğutma etkisi, aerodinamik etkinin arka planında kalıyor. Yeni tasarımda iki bileşen yer alıyor. Alttaki açıklık, etrafta topladığı havayı köprü üzerinden dışarı atmada yardımcı oluyor.
Mercedes AMG F1 W10, fren
Bu da güncellemeden önce kullanılan fren tamburu.
Mercedes AMG F1 W10, fren detay
Önceki iki fotoğraf, tam olarak fren sistemini göstermiyor çünkü araç piste çıkmadan önce dış yüzeye başka bir panel daha ekleniyor.
Mercedes AMG F1 W10, Lewis Hamilton'ın direksiyonu
Lewis Hamilton, yarışlarda daha iyi start alabilmek için direksiyonunda değişiklikler yaptırdı. Direksiyonun sağ el tarafında yer alan pedal, daha çok süspansiyon çatalına benziyor. Ferrari, birkaç senedir buna benzer bir tasarım kullanıyordu. Ancak bu değişiklik yapıldığından beri Hamilton, startlarda farklı bir yaklaşıma sahip. Debriyajı daha iyi hissedebilmek için Hamilton, sağdaki soketi kullanmak yerine, direksiyonun sol üstündeki sistemi kullanıyor.
Mercedes AMG F1 W10, Valtteri Bottas'ın direksiyonu
Valtteri Bottas, sezon başından beri kullandıkları vites sistemini kullanmaya devam etti. Yani startta kalkış için ister sağ, ister sol debriyaj kolunu kullanabiliyor.
Ferrari SF90
Ferrari'nin çözümü, rakiplerine göre daha klasik bir tasarıma sahip. Bu Ferrari SF90'ın soğutma açısından ne kadar verimli olduğunu gösteriyor.
Toro Rosso STR14
Toro Rosso, ana takım Red Bull'un aksine arka tarafa özel soğutma üzerinde çalışmadı ve klasik hava çıkışı kullandı.
Williams Racing FW42
Williams da arka tarafta klasik hava çıkışı kullandı.
Haas F1 Team VF-19
Haas da benzer bir çözüme sahipti.
McLaren MCL34
McLaren, yükseklik olarak daha alçak ancak daha geniş bir hava çıkışı kullandı. Bu Renault motorunun yüksek rakımda diğerlerine kıyasla daha iyi çalışabildiğini gösteriyor.
Alfa Romeo Racing C38
Haas gibi tek atık borusu kullanan Alfa Romeo'da da geniş bir hava çıkışı kullanıldı.
Racing Point RP19
Racing Point, en dar hava çıkışına sahip takımlardan birisiydi.
Racing Point, halonun karosere bağlandığı noktada ekstra bir yarık açarak soğutma çalışması yaptı.
Renault F1 Team R.S.19, arka
Hafta sonunun en büyük soğutma çıkışlarından birisi Renault aracının arkasında yer alıyordu.
tr.motorsport.com