Formula 1’in genç, yetenekli ama bir o kadar da asi pilotu Verstappen Avustralya’daki yarıştan sonra tüm şimşekleri üstüne çekmiş olsa da aslında genç pilot spora geldiği ilk günden beri performansı ile olduğu kadar sivri diliyle de dikkatleri üzerine çekiyor.

Merhaba saygıdeğer formula 1 okuyucuları.

Bu sefer farklı bir şekilde ilk defa bir köşe yazısı ile karşınızdayım. Geçen gün yayınladığım ve sizlerin de yorumlarınızla büyük katkı sağladığınız Verstappen ile ilgili haberin editör notu kısmında söz verdiğim gibi genç ve asi pilotumuzu konu alan bir yazı hazırladım. Fakat bir haber olduğu kadar aynı zamanda kişisel görüşlerimi de içerdiği için bu yazımı özel haber değil köşe yazısı olarak adlandırmayı doğru buldum.

Ancak yazıma başlamadan önce birkaç hususa değinmek istiyorum. TürkiyeF1.com ailesi olarak her daim tarafsız ve doğru habercilik yapmayı benimsediğimiz ve editöründen yöneticisine her zaman bu çizgide ilerlediğimiz için aslında bir yıldır gözüme batan Verstappen gerçeğini siz okuyucularımız arasındaki olası Verstappen sevdalılarını kırmamak adına göz ardı ediyor ve genç pilotun yaptığı akıl almaz saçmalıkları haber konusu yapmıyordum.

Fakat artık davranışlarının tüm F1 camiası tarafından kınandığı, twitter’da hakkında resimlerin paylaşıldığı hatta dünyanın en büyük haber sitelerinin bile bu yazıyla paralel şekilde yazılar yayınladığı bu günde bende yazdığım bu köşe yazısı ile kişisel görüşlerimi ve bir yıldır yaptığım gözlemleri paylaşmak istedim.

Keyifle okumanız dileğiyle...



Genç Verstapppen Formula 1’e hızlıca giriş yapıyor

Pilotluk kariyerine dört buçuk gibi ufacık bir yaşta kazandığı bir minikler şampiyonası kupası ile başlayan Verstappen hayatı boyunca girdiği pek çok spor dalında yaşından beklenmeyen başarılar gösteren bir pilottu.

Öyleki bu başarıları kendisine daha 16 yaşındayken Red Bull genç yetenekler programı çatısı altına girmeye izin verirken genç pilot şaşırtıcı bir şekilde daha 18 yaşına girmeden bir anda Torro Rosso çatısı altında piste çıkıp F1 tarihinin en genç pilotu olma ünvanını aldı.



O tarihten bu yana yaşından beklenmeyecek kadar olgun ve gençliğinin getirdiği şekilde atak bir sürüş tarzı izleyen Verstappen nerdeyse tüm F1 fanları olarak geleceğin yıldızı olarak belirlenirken arka planda kalan ve dikkatlerden kaçan bazı açıklamaları ise Avustyalda GP’si esnasında kopan fırtınaların adeta habercisi gibiydi.

Genç Pilot’un İlk Büyük Hatası

Geçen sene bende herkes gibi Verstappen’in gençliğine ve bu kadar erken yaşta sporda yer almayı başarıp aracı sanki yıllardır kullanan bir pilotmuş gibi ustalıkla hakim etmesine hayran oluyor kendisini keyifle izliyordum.

Fakat pilotun yaptığı ve yurt dışındaki F1 sitelerinde büyük tartışmalara sebep olurken Türkiye'de pek çok F1 severin haberinin dahi olmadığı son derece talihsiz bir açıklama bir anda Verstappen’e karşı olan duygularımı soğutmaya başladı.



Hepinizin bildiği gibi pilotların bir araya gelip görüşlerini sundukları ve dün olduğu gibi ortak bildiriler yayımladıkları bir organizasyon olan GPDA Türkçe ismiyle Pilotlar Komitesi geçen sene F1 tarihinde bir ilki gerçekleştirmişti. Harika bir anket hazırlayan GPDA yetkilileri ve pilotlar dünyanın en popüler birkaç Formula 1 sitesi üstünden F1 severlere çeşitli konular hakkında görüşlerini sordular.



Yıllardır severek izledikleri bu sporun yıldızları tarafından kendilerine böylesine güzel bir anket sunulması sebebiyle oldukça mutlu olan F1 severler ankete adeta hücum etmiş ve sadece birkaç gün yayında kalmasına rağmen iki yüz binden fazla F1 sever ankete katılıp çeşitli konular hakkında görüşlerini belirtmişlerdi.

Anket içerik olarak en sevilen pilot en sevilen takım vs gibi genel seçenekleri içerdiği kadar Formula 1’deki kural değişikliklerini de sorgulayan nitelikteydi. Öyle ki araçların motor seslerinden, lastik dayanıklılıklarına, F1 yönetimi hakkındaki görüşlerden yarış içi yakıt alımının tekrardan spora dönmesi gibi konulara kadar pek çok alanda fanlara sorular yönetilmişti.

Kişisel olarak benimde katıldığım hatta arkadaşlarımı da katılmaya yönelttiğim böylesine detaylı bir anketin yayınlanması beni son derece mutlu etmişti. Çünkü F1 sever milyonlarca kişinin sadece %0.1 kendim gibi gazeteci olduğunu yani görüşlerini belirtmek konusunda her hangi bir imkanı olmadığını biliyordum.

Hayatın her alanında çoğunluğun isteklerini öne çıkartan demokratik görüşün yer alması gerektiğini düşünen bir birey olarak sporun geleceğinde sporu var eden F1 severlerin söz sahibi olması ya da en azından ilk defa seslerini duyurmuş olmaları benim için oldukça sevindirici bir gelişmeydi.

Derken genç Verstappen anket furyasının ortalığı kasıp kavurduğu o günlerde yaptığı inanılmaz bir açıklama ile şimşekleri üstüne çekmiş ve internette büyük bir tartışmanın fitilini ateşleyip beni de kendinden soğutmuştu.

Verstappen ve Anket

Anketten çıkan enteresan sonuçların internette kıyasıya tartışılıp neredeyse tüm pilotlara anket konuları ile ilgili sorular sorulurken Verstappen belki de kariyerindeki ilk büyük hatayı yaptı.

Gazeteciler tarafından anket hakkındaki görüşlerini belirtmesi için kendine uzatılan mikrona inanılmaz bir şekilde “Bu ankete önem vermiyorum ve hiçbir işe yarayacağını düşünmüyorum bence gereksiz bir çaba” şeklinde cevap vermesi beni bir anda şok etmişti. Öyle ki canlı yayında bu ana şahit olduğumda duyduklarıma bende inanamadığım gibi gazeteciler de inanamamış olacaklar ki konuya açıklık getirmesini istediler.

Konu hakkında yorumlar yapmaya devam eden Verstappen GPDA’nın(pilotlar komitesi) güçsüz ve yeteneksiz bir kurum olduğunu ve yaptıkları anketin bir şey değiştirmeyeceğini dile getirken kendisinin neden GPDA’ya üye olmadığı sorusuna ise “İşe yaramayan bir organizasyona neden gireyim ki” diyerek cevap verdi.

Üstelik Verstappen sadece bununla da kalmayıp “Diğer pilotların ne yaptığı beni ilgilendirmiyor ben başarılıyım ve kendi yoluma bakarım” diyerek adeta herkese meydan okuyor ve son derece agresif bir tavır sergiliyordu.



Yaşadığım şokun etkisinin bir ürünü olarak o anı çok net hatırlıyorum ve Verstappen’in bu açıklamalarını duyar duymaz ilk işim hemen internetin başına geçmek ve genç pilota bu sözleri söyleten sebepleri araştırmak oldu. Çünkü benim gözümde iki yüz binden fazla Formula 1 severin sözünün üstüne söz söylemek değil Verstappen’in F1 patronu Bernie Ecclestone’un bile haddine değildi bu sebeple genç pilotun bu kadar haddini aşmasının sebebini merak ediyordum.

Nitekim kısacık bir araştırma sonucunda GPDA ile Verstappen’in arasının bozuk olmasının sebebini hemen bulma şansım oldu. GPDA’nın asıl işlevinin pilotlar arasında birliğin sağlanması ve sporda pilot güvenliği ile ilgili yetkililere brifing verilmesi olduğu gerçeği ışığında Verstappen’in agresif sürüş tarzının bazı pilotları rahatsız ettiği ve GPDA kanalıyla Verstappen’in uyarı aldığı ortaya çıkıyordu.

İlk başta durumu etki tepki olarak düşünsem de Belçika’da sebep olduğu ve nerdeyse Alonso’nun başının kopmasına sebebiyet veren büyük kazadan sonra GPDA tarafından “Pilotların güvenliğini tehlikeye atıyor” diye yerden yere vurulan ve sonrasında FIA tarafından ceza alan Roman Grosjean aklıma geldi.

Araştırmamı derinleştirdiğimde ise karşıma çıkan sonuç Verstappen’e daha çok kızmama sebep oldu çünkü Grosjean kazanın hemen ardından suçunu kabul etmiş, GPDA’nın açıklamalarını doğru bulduğunu söylemişti. Üstelik Grosjean sadece bununla kalmayıp GPDA’ya üye olmuş ve diğer pilotlarla fikir alışverişi yaparak tehlikeli hamleleri hakkında pilot arkadaşlarından birebir eğitim almıştı.



Grosjean’ın yarıştan men edilmesine sebep olacak kadar ağır bir ceza aldığı ver yerden yere vurulduğu o günlerde pilotun isyan etmek yerine pilot arkadaşları ile bir olup sorunları çözme yoluna gitmesi kendisinin ne kadar olgun bir birey olduğunu açıkça ortaya koyuyordu. Üstelik pilot arkadaşlarının yardımı ile o günden sonra sürüş tarzını değiştirip tehlikeli hamleler yapmaması hatta 2016 yılı itibariyle zamanında kendisini yerden yere vuran GPDA’nın sözcülerinden biri konumuna gelmesi de muazzam bir gelişmeydi.

Tüm bu gelişmeler elbette ki sadece benim bildiğim gerçekler değildi ve F1 camiasını iyi takip eden diğer gazetecilerde bu gelişmeleri takip etmişlerdi. Pek çoğunun benimle aynı fikre sahip olduğundan emin olduğum bu gazetecilerinden biri Verstappen’e neden GPDA ile kavga ettiğini ve neden bir üyesi olup sorunlara çözüm aramadığı sorusu sormuştu.



Soruya büyük bir küstahlıkla cevap veren Verstappen “GPDA'ya katılmam son derece mantıksız olur, durduk yere işe yaramayan bir organizasyona neden para vereyim üstelik o dev egoları ile diğer pilotlar benim gibi 17 yaşındaki bir pilotu dinlemeyeceklerdir” dedi.

Pilotların güvenliğini arttırmak için bazen etkili bazen etkisizde olsa elinden geleni yapan ve üstelik tüm pilotlara açık olup herkesin görüşlerini demokratik bir şekilde söylemesine izin veren GPDA gibi önemli bir kuruma böylesine para tuzağı gözüyle bakması beni son derece üzmüştü. Üstelik ufacık yaşına ve Formula 1’de ilk yılında olmasına rağmen GPDA üyesi olan Vettel, Hamilton, Button yada Alonso gibi devlere küstah bir şekilde ego muhabbeti yapması da son derece yanlıştı.

Verstappen Sivri Dilli Açıklamalarına Devam Ediyor

Dürüst bir şekilde belirtmek isterim ki çoğunluğun her daim söz sahibi olmasını destekleyen ve sporu var ettiğine inandığım F1 severlerin anketine sırf kendi çıkarları uğruna böylesine saldırıda bulunması Verstappen’i o anda gözümden düşürmüştü.

Fakat özellikle TürkiyeF1.com’da yer alan Verstappen fanlarının hatrına görüşlerimi kendime saklamayı tercih ettim ve bu satırları o günlerde sizlerle paylaşmadım.



Ümidim kendisinin zaman içerisinde hatasını anlayacağı ya da en azından gelecekte aynı hataları yapma eylemini göstermemesiydi. Nitekim o günlerde aldığı tepkilerden korktuğu belli olan Verstappen bir daha bu konu hakkında açıklama yapmadı fakat Grosjean gibi de doğru yolu seçip hatalı olduğu yönleri kabul etme eylemine gitmedi.

Sezon ilerledikçe Verstappen agresif sürüş tarzından ödün vermeden yarışmaya hatta daha da agresifleşerek belki de pilotlar arasında saldığı korkudan yada yeteneğinden dolayı yarışları daha iyi sıralarda bitirmeye başlamıştı.

Her ne kadar F1 fanları pilotu pistte görmekten oldukça keyif alsalar da diğer pilotların konuyla ilgili rahatsızlıkları hala devam ediyor ve açıkça olmasa da ara ara Verstappen eleştirilere maruz kalıyordu.

Bu eleştirileri genelde görmezden gelen ve sorulara kaçamak cevap veren Verstappen ise cevabımı pistte veriyorum diyerek kariyerine devam ediyordu.

Bu esnada Skysports’a verdiği bir demeçte yağmurlu bir yarış esnasında diğer pilotların kaygılarını paylaşıp paylaşmadığına dair sorulan bir soruda tarzından ödün vermeyerek soruya cevap vermek yerine yine kendisinin performansı ile ilgili yorumlarda bulunuyordu.



Derken sezonun ortalarından başlayacak şekilde asi pilotumuz kendisine yeni bir kavga kaynağı buldu ve takım arkadaşı ile arasındaki iyi ilişkiyi bozup hem pistte hemde pist dışında Sainz ile kapışmaya başladı.

Torro Rosso yetkilileri durumu ilk başta iki genç pilotun arasındaki güzel bir mücadele olarak görüp “Takım arkadaşları arasında böyle şeyler çok olur” yorumu ile geçiştirseler de asi pilotumuz kafayı bir kere Sainz’a takmıştı.

İkili arasındaki gerilim Singapur’da yapılan yarışta adeta doruk noktasına çıktı ve Verstappen takım emirlerine uymayarak neredeyse takımdaki herkesle kavgaya tutuştu. Fakat sezon sonuna yaklaşılması ve kendisinin Sainz’a göre daha başarılı bir pilot olması sebebiyle bu konu dikkatlerden kaçıyor ve birkaç yarış sonra sezon bitiyordu.

Ben ise artık çoktan ümidi kestiğim bu pilotu artık takip etmiyor ve kendisinin hakkında söylenen övgülerin hiç birine layık olmadığını görüşüne varıp dikkatimi diğer pilotlara yöneltiyordum.

Fakat yazımın başında da belirttiğim gibi sitemizi okuyan Verstappen severlerin kırılmaması adına bu konuları gündeme getirmiyor ve dikkatimi başka konulara verip hatta kendimde bir kış tatiline çıkıp bir süre siteden uzak kalıyordum.



2016 yılı ve Verstappen

Barcelona testleri ile tekrardan siteye döndüğümde herkesin olduğu gibi Torro Rosso’nun performansı benimde dikkatimi çekmişti.

Üstelik her ne kadar 2015 yılında yaşanan olaylardan dolayı bu genç pilotu desteklemesem de haberlerimde ona sık sık yer veriyor ve testlerdeki olumlu performansına dikkat çekiyordum.



Fakat testler öncesi ve esnasında yaptığı açıklamalarla geçen seneye oranla yatışmak yerine daha da hırslandığı açıkça belli olan asi pilotun yine nerede bir kaos ortamı oluşturacağını merak ediyordum fakat Avusturalya’da yaşanan olaylar pilotun hakkında bunca görüşe sahip olan beni bile şaşırttı.

Konuyu bilmeyenler adına özetlemek gerekirse Verstappen Avustralya’daki yarışa hızlı bir başlangıç yapmış fakat belki sabırsızlığının belki de takım hatasının bir kurbanı olarak pit ekibi hazır olmadan pite girmiş ve müthiş oranda zaman kaybetmişti.

İşte ne olduysa o andan sonra oldu ve yarışın sonlarına doğru Renault pilotu Palmer'ı geçmeye çalışan takım arkadaşı Sainz’in arkasına gelen Verstappen aracın içinde çılgına dönüyordu.

Takım arkadaşının yavaş olduğunu ve kendisinin geçmesi gerektiği konusunda takıma baskı kuran Verstappen isteklerine cevap alamayınca küfretmekten geri durmuyor ve bu durum neredeyse 5-10 tur boyunca sürüyordu.

Üstelik Verstappen’in bu sözleri canlı yayında beep efekti konularak herkese yayımlanıyor ve pilotun bir yıldır gizlediği karakteri ufak ufak ortaya çıkmaya başlıyordu.

Yarış sonrasında ise pek çok F1 sever şaşkınlık içinde Verstappen’e bu sözleri yakıştırmadığını özellikle twitter üzerinden belirtirken ben ise hiçbir şaşkınlık duymuyor tersine kendi kendime “Az bekle dur daha neler yapacak bu deli fişek” diye telkinde bulunuyordum.



Derken asi pilotumuz beni yanıltmadı ve yarış sonrasında gerek takımı gerekse takım arkadaşı hakkında aşırıya kaçan açıklamalarda bulundu.

Kısa bir özet geçmek gerekirse Verstappen yaptığı açıklamalarında Takım arkadaşından çok daha iyi bir pilot olduğunu ve takım emirlerini umursamadığını belirtip kendisi dışında herkesi suçlamaktan geri kalmadı.

Açıklamalarını dinledikten sonra üzerinde hiçbir değişiklik yapmadan sitede yayımladığımda ise asi pilot hakkındaki gerçeği artık ben değil ufak ufak herkes fark etmeye başlamıştı. Yorumlar üzerinden aldığım geri bildirim ile çoğunluğun benimle aynı fikirde olduğunu gördüğüm anda ise bir gazeteci olarak görüşlerimi yazmanın ve siz değerli okuyucularımızla gerçekleri paylaşmanın vakti geldiğine karar verdim.

Sonuç

Tüm bu yaşananlardan sonra Verstappen’in benim gözümde bir daha kıymetli pilot olma ihtimali kalmamıştır. Üstelik bu hataların gençliğinden ziyade karakterinin bir yansıması olduğu görüşündeyim.

Fakat yinede belki zamanla hatalarını görür ve sivri dilini kendine saklar ümidiyle beklemenin en mantıklı davranış olduğu düşüncesindeyim.

Bugüne kadar yazdığım özel haberlerimde bir ilki gerçekleştirdim ve ilk defa bir pilot hakkında açık bir şekilde görüşlerimi belirttim. Bu yazım umarım sizleri kızdırmaz ve farkına vardığım gerçekleri sizlerde görebilirsiniz.

Son sözüm şudur ki...

İki yüzbin F1 severin sözü iki yüz milyon Verstappen’in sözünden kıymetlidir!

Buğra Sezer