2021 F1 sezonu öncesinde pilot pazarında, özellikle de zirve takımları arasında önemli değişiklikler olması beklentiler arasındaydı ancak şu ana kadar gerçekleşen iki hamle, bu heyecanı hemen hemen bitirmiş oldu. Jonathan Noble'ın konuyla alakalı yazısını sizin için çevirdik...

Max Verstappen'in Formula 1'e girdiğinden bu yana öncelikli hedefi, sadece şampiyon olmak değildi. O, Red Bull'la Formula 1 Dünya Şampiyonu olmak istedi.

Bu istek, kendisinin Red Bull'la bir kez daha anlaşma imzalamasını tam olarak açıklamasa da büyük ölçüde açıklıyor. Genç sürücü, 2021'de önüne çıkabilecek farklı seçeneklere rağmen şimdiden 2023 sonuna kadar Red Bull'da kalacağı anlaşmayı imzaladı.

Geçen aylarda yapılan açıklamalarda Red Bull, yaz ortasına kadar pilot kadrosuna karar vermeyeceğini işaret etmişti. Ortadaki duruma baktığımızda da aslında, Red Bull'un bu konuda panik yapması gereken bir durum yoktu.

Verstappen'le birlikte Lewis Hamilton ve Sebastian Vettel gibi isimlerin anlaşmaları da önümüzdeki sezon sonu itibariyle bitiyordu. Bu açıdan Verstappen ayrılsa bile Red Bull, yıldız bir isim bulabilirdi. Lider takım sürücülerinden sadece Charles Leclerc'in 2022 sonuna kadar anlaşması olduğu düşünülüyordu. Her türlü ihtimale rağmen Red Bull takım patronu Christian Horner, 2021'de hiç değişiklik olmama durumunun da olabileceğini işaret etmişti.

Horner, "Leclerc'in Ferrari ile anlaşması var. Lewis mevcut ortamında oldukça mutlu. Max aynı şekilde mutlu. Gelecek sene rekabetçi araca sahip olurlarsa, neden koltuk değiştirsinler ki?" demişti.

Ancak Horner'ın açıklamalarının ardından yaşanan bazı şeyler, bu konudaki dinamikleri bir miktar değiştirmiş oldu. İlk olarak Ferrari, yeni yıl öncesinde Leclerc ile 2024 sonuna kadar anlaşma yenilediğini duyurdu. Bu, Ferrari'nin Monakolu sürücünün merkezde bulunduğu uzun bir gelecek hedeflediğini işaret ediyordu.



Bununla beraber, Ferrari'nin 2021 için Lewis Hamilton'ı istediği iddiaları da yavaş yavaş ortadan kayboldu. Hamilton'ın Ferrari CEO'su John Elkann ile yaptığı görüşmelerin F1 için değil, ortak arkadaşlar sayesinde olduğu ortaya çıktı. Tabii ki görüşmelerin bu şekilde olması, yine de Hamilton'ın Ferrari'ye geçme ihtimalini tamamen ortadan kaldırmıyor.

Mercedes'in takım patronu Toto Wolff'un Hamilton'ın Ferrari'ye geçme ihtimalini sadece % 25 olarak görse de Red Bull buna rağmen Verstappen'i kaptırma konusunda risk olduğunu görerek endişelenmeye başladı.

Hamilton bir şekilde Ferrari'ye gitmeye karar alırsa, bu durumda Mercedes onun yerine yeni bir numara bulmak zorunda kalacaktı. Bu durumda Mercedes için ilk seçeneğin Verstappen olacağı açıktı.

Mercedes'in son senelerde başardıklarına bakarsak, Verstappen'e böyle bir teklif gelmesi halinde reddetmesi pek kolay olmazdı. Red Bull, her türlü ihtimali düşünerek başına gelebileceklerden ziyade kendi kaderini belirlemek istedi. Böylece diğer seçenekleri düşünmeden Verstappen ile anlaşma yeniledi.

Verstappen'in Red Bull'dan ayrılması, takım için iki yeni sıkıntıya neden olabilirdi. Böyle bir şey olsaydı takım yeni bir yıldız isim bulmakta zorlanabilirdi.

Red Bull, 2009'dan bu yana yarıştırdığı yıldızlarını hep kendi programında yetiştirdi. İlk olarak Sebastian Vettel, ardından Daniel Ricciardo ve son olarak Max Verstappen bu programın en başarılı ürünleri oldular. Ancak bu isimlerden sonra Red Bull bünyesinde, eski isimler kadar parlak gençler çıkmadı. Ne Pierre Gasly, ne de Alex Albon bu saydığımız isimler kadar etki gösteremediler.

Gasly, ana takıma yükseldikten sonra beklenen performansı gösteremediği için sadece yarım sezonun ardından Toro Rosso'ya geri çekildi. Kendisinin kısa vadede tekrar Red Bull'da fırsat bulması pek mümkün görünmüyor.



Bu durumda Red Bull dışarıya bakmak zorunda kalabilirdi. Seçenekler ise eski pilotları Daniel Ricciardo ve Sebastian Vettel olurdu.

Ricciardo'nun Red Bull'dan ayrılmasında Verstappen'in politikalarının da etkisi vardı. Bu açıdan Red Bull'a Verstappen'in takım arkadaşı olarak değil de onun yerine gelmesi mümkün olabilirdi.

Leclerc'in gelişiyle Ferrari'deki öncelikli pozisyonunu kaybeden Vettel için, en büyük başarılarını aldığı Red Bull'a dönmesi mantıksız bir hamle olmazdı. Hatta zaman zaman bu yönde görüşmelerin dahi yapıldığı söylendi ancak Verstappen'in takımda kalmasının ardından yeniden birleşme takıma faydadan çok zarar sağlar.

Bununla birlikte hem Vettel hem de Ricciardo, kazanma konusunda kendisini kanıtlamış, artık belli yaşın üzerine gelmiş isimler. Yani normalde her ikisi de Verstappen takımından ayrılsa, onun yerine takıma gelecek olabilecek isimler değiller.

2019 sonunda konuşan Honer, gelecek senelerin Verstappen, Leclerc ve Hamilton kontrolünde geçeceğini işaret etmişti.

Horner, "Her zaman olduğu gibi yenilerden bir dalga geliyor. Şu anda özellikle heyecan verici olan şey Max/Leclerc dinamiği. Gelecek yıllarda ikisi arasındaki mücadele bakalım nasıl geçecek? Ve Lewis onlarla tekerlek tekerleğe nasıl mücadele edecek? Onda hâlâ hayat var. O, arkadan gelen genç dalgaya karşı mücadele etmek için istekli."

"Formula 1 için genç sürücülerin oluşturduğu dinamik harika. Onların karşısında bazı daha yaşlı isimlerin kullandıkları çözümler de ilginç." demişti.

Red Bull'un Verstappen'le anlaşması bu bakımdan sadece pist üstü hedefleri açısından değil, aynı zamanda takımın F1'deki geleceği açısından da önemliydi.



Red Bull'un geçen sene Honda motoruna geçişi başarıyla sonuçlansa da 2020'de her şeyin daha da iyi olması bekleniyor. Buna rağmen Japon üretici henüz uzun vadede F1'de kalmayı garantilemedi. Honda şu an için 2021 sonuna kadar F1'de kalmaya söz vermiş durumda. Daha sonrası Red Bull'un pist üstünde başaracaklarına ve motor harcamalarıyla ilgili yapılacaklara bağlı olacak.

Honda, F1'de yarışma konusunda istekli ancak bunu yaparken yaptığı harcamalar, sporun en iyileriyle mücadele etmeye, kazanmaya yeterli olmak zorunda. Ancak bu şekilde Honda'nın patronları mutlu kalabilir.

Verstappen ile Honda, motorunu hızlı kullanabilen ve istediği tarzda bir kişiliğe sahip bir pilot bulmuş durumda. Verstappen ile Honda, geçmişte McLaren döneminde Ayrton Senna ile kurduğuna benzer bir bağ kurabilir.

Bu açıdan Red Bull'un Verstappen'i kaybetmesi Honda'nın F1 programı için büyük bir yıkım olur, Japon üreticinin 2021'den sonra F1'de kalma umutlarını tam manasıyla ortadan kaldırabilirdi.

Honda'nın F1'den çekilmesi de Red Bull için büyük bir yıkım manasına gelirdi çünkü bu durumda tekrar Renault ya da Mercedes müşterisi olmak için çabalamak zorunda kalırdı. Böyle bir durum, Red Bull'un sahibi Dietrich Mateschitz'in istediği bir şey değil. Red Bull Racing bir kez daha müşteri motoru kullanmak zorunda kalırsa, Mateschitz'in takımı elinden çıkarması bekleniyor.

Red Bull'un Verstappen ile çok erkenden anlaşma yapmasının birçok nedeni olduğu açık. Hollandalı sürücü, bu anlaşmayı imzalamasaydı Mercedes ve Ferrari'de olanları izleyip ardından son kararını verebilirdi.

Ancak onun tarzı bu şekilde değil. Böyle bir şey, onun Red Bull ailesine katıldığından bu yana kurduğu tek hayale - Red Bull'la şampiyon olma hayaline - karşı bir adım olurdu.



tr.motorsport.com