Schumacher’in dominesi vakti zamanında öyle bir boyuta gelmişti ki kurallara epey el atılmış, F1’in çehresi epey değiştirilmişti. 2004 yılında zirvelerine ulaşan hız makineleri, getirilen düzenlemelerle ehlileştirilirken; FIA, sıralama formatını ve lastikleri kurcalamadan da duramamıştı. 2005 yılında yarış boyunca lastik değiştirmek yasaktı, 2005 Avrupa Gp’sinde bunun nasıl da “patladığını” görmüştük. Sıralama formatı da şöyleydi: Her pilot, önceki yarıştaki sıralamasına göre piste çıkıp tek bir tur atacak, taşıdığı benzinle yarışa başlayacak. Bu nasıl sıralama turudur, bu mudur flying lap anlayışı? Neyse, sıralama turlarının sonlarında başlayan yağmur sonucunda bizim ağır toplar düzgün bir tur atamamış, Schumacher 14’üncü, Alonso 16’ncı, Raikkonen 17’nci olmuştu.
Ralf Schumacher’in son polüydü heralde, Toyota eskiden zırt pırt polü alırdı, sonra bi bakmışız ki az yakıt koymuşlar ondanmış. Evet Ralf’in tek olayı buydu yarışta. 5-6 turluk güvenlik aracı periyoduna rağmen 13. turda pite girdi, sonra da bir daha görünmedi ve 8. bitirdi yarışı. Bir de formasyon turunu öyle yavaş attı ki millet lastik sıcaklığını tutturamadı, şikan kaçıranlar gırla gidiyordu. Vardı eskiden böyle troller, güvenlik aracı çıkarken milleti ipe dizenler falan.
Takuma Sato, zamanın Maldonado’su olarak iki farklı kazaya karışarak görevini tamamladı. Yarış sonrası da diskalifiye edildi zaten Trulli’yi biçmesinden ötürü. İnsan biraz asılır yarışa di mi, kendi ülkende yarışıyorsun sonuçta, motor da senin ülkenin. Neyse o da 2002 Japonya Gp’sinde kendi evindeki ilk yarışında 5. olarak kariyerinin ilk puanlarını kazanmıştı hakkını yemeyelim. (Not: Sarı Jordan’ıyla :P)
Yarış boyunca kameralar o yılın 3 favori pilotuna odaklanmıştı: Schumacher, Alonso, Raikkonen. Gerilerden başlayan bu üçlü, yukarılara tırmanırken bizi eğlendirmeleri yetmiyormuş gibi bir de üçü bir arada çekiştiler. Ön sıralardan çok bu üçlünün orta sıra mücadelelerini gördük zaten. Yarışın yıldızı Raikkonen olsa da, diğer ikisinin de ondan aşağı kalır bir performası yoktu. Schumacher yavaş aracıyla yaptığı başarılı savunmayla göz doldururken Alonso ise…
Dur buna ayrı bir paragraf gerek işte! Alonso Schumacher’i 130R’da geçti, hem de dışardan! 21. yüzyılın en güzel ve cesur geçişleri arasında kafaya oynar bu geçiş. Bu geçişi daha önce defalarca izledim ve geçişin geleceğini biliyorum ama yine de o geçişi izlediğim an kendimden geçtim. Martin Brundle ve yanındaki adamın coşkusu da her şeyi anlatıyor zaten.
Alonso normalde önde olmasına rağmen erken yaptığı pitler sonucu aldığı sıraları geri vermek zorunda kaldı hep. (Evet o dönemler pite geç giren avantajlıydı.) Günün en çok geçiş yapan ismi de kendisiydi. Bir önceki yarış 2005 Brezilya Gp’sinde şampiyonluğu elde etmesi, kesinlikle onu rahatlatmış olmalı, böylece onu bu yarışta sık sık risk alırken gördük. Takımlar şampiyonasının yükü de omuzlarındaydı tabi ama bir sürücüler şampiyonluğu değil.
Raikkonen ise yarışın önemli bir kısmını Schumacher’i takip ederek geçirdi. Suzuka’nın hızlı virajları, arkadaki aracın takibini zorlaştırıyordu elbette, buna rağmen epey bir deneme gördük Kimi’den. Sonunda Raikkonen Schumacher’i ana düzlükte geçti ve artık gerçek hızını göstermeye başladı, pist rekorunu bile kırdı. (Evet o dönemler pist rekoru kırılıyordu.) Ancak önündeki Button ve Webber’e takılan Raikkonen, lider Fisichella’nın 20 sn arkasındaydı. Durum pek umutsuz görünse de Raikkonen son pitlerin ardından her tur 1 sn fark kapatarak Fisichella’nın arkasına dek geldi. Son stintte epey yavaştı Fisichella zaten. Buna rağmen pozisyonunu koruyabilirdi bence Fisico. Onboard görüntüleri ve hız grafikleriyle doyuma ulaştığımız son turlarda Fisichella 130R’yi tam gaz geçerken Raikkonen ise türbülans etkisi nedeniyle gaz kesmek zorunda kalıyordu. Son tura gelmeden evvel, şikan öncesi pek de yaklaşamamıştı Raikkonen, buna rağmen Fisichella biraz gereksiz bir şekilde iç çizgiyi kapatarak Raikkonen’in ana düzlükte kendisini yakalamasına sebebiyet verdi. Orda Alonso olsa geçiş fırsatı vermezdi kesinlikle. Raikkonen de fırsatı değerlendirip son turda Fisichella’yı geçti ve sanki canlı izliyormuş gibi heyecanlandım. Alonso da Webber’i geçip 3. oldu, böylece Renault takımlar şampiyonasında öne geçti. Montoya mı demiştiniz? O ilk turda kaza yaptı zaten.