Netflix, NASCAR pilotu Bubba Wallace’ın etrafında kurulu yeni bir belgesel serisi hazırlıyor.

Bu belgeselde izleyiciler, Wallace’ı, Michael Jordan’ın sahibi olduğu 23XI Racing’deki ilk sezonunda takip edebilecek.

Geçtiğimiz sene George Floyd’un bir polis memuru tarafından öldürülmesiyle birlikte ırksal adaletsizlik ve ırk ayrımcılığı gibi konular gündeme gelmişti.

27 yaşındaki Wallace, bu süreçte açık sözlü davranmış, konfederasyon bayrağının bütün NASCAR etkinliklerinden kaldırılmasında önemli rol oynamıştı. Buna ek olarak Wallace, yarış öncesi seremonilerinde ‘Nefes alamıyorum’ (George Floyd’un hayatını kaybetmeden önce ağzından çokça kez çıkan cümle) yazılı bir t-shirt ile yer almıştı.

Wallace’ın bu konudaki aktivizmi ve öncülüğü dönemin başkanı Donald Trump’ı sinirlendirirken, birçok sporun önde gelen yıldızlarından övgüler almıştı ki buna şu an yarıştığı takımın sahibi Michael Jordan da dahil.



Bu seride izleyiciler, 2021 sezonuna griddeki tek siyahi sürücü Wallace’ın gözünden bakıp perde arkasında yaşananları görebilecekler. İzleyiciler, bunlara ek olarak, yaptırım organlarının hem sporun içindeki ırkçılıkla hem de sporun dışındaki ırkçılıkla mücadele edişini yakından tecrübe edebilecek.

Serinin henüz bir ismi ya da yayınlanma tarihi yok fakat çekimlere başlandı ve yönetmen koltuğunda Erik Parker oturuyor.

300 Studios ekibinden Kevin Liles, Nolan Baynes, ve Kelly G. Griffin yapımcılık görevini üstelenecek. Boardwalk Pictures ekibinden ise Andrew Fried, Dane Lillegard, Jordan Wynn ve Sarina Roma bu rolü üstlenecek.

Wallace, konu hakkında Twitter hesabından şunları söyledi: ‘’Beni biliyorsunuz… İşleri gerçek ve olduğu gibi tutmayı seviyorum. Bu anları sizinle paylaşmak için Netflix’le birlikte olduğum çok heyecanlıyım.’’

Bu belgesel serisi, Netflix’in motor sporlarıyla alakalı ilk projesi olmayacak. Geçtiğimiz aylarda Drive to Survive’ın 3. sezonunu yayınlamıştı. DTS, Formula 1 sürücülerini ve takımlarını sene boyunca takip ederek bize perde arkası görüntüler sunmuştu ve büyük bir ilgi ile karşılanmıştı. DTS’ın F1’i yeni bir kitlenin önüne koyduğunu ve motor sporlarını takip etmeyen yeni bir kitleyi spora çekmekte büyük rol oynadığı söylenmişti.



&&&