Geçtiğimiz hafta sezon öncesi Barselona testlerinin ilk bölümü tamamlandığında bazı takımlar performanslarıyla dikkat çekerken, bazıları ise alışılmışın dışında oldukça sorunlu görünmüştü. (Testlerin sezon için performansın tam olarak göstergesi olmadığı gayet açık tabi ki, ancak bu başka bir makalenin konusu.)
Sorun yaşayan takımlardan bir tanesi ise Mercedes’ti. Alman takım, geçmiş yılların aksine rayda giden bir araca sahipmiş izlenimi vermiyordu. Pilotların aracı kontrol etmekte sıkça zorlandığı ve aracın denge sorunlarına sahip olduğu açık şekilde görülebiliyordu.
Keza takım da bunu geri çevirmedi. Sürücüler Lewis Hamilton ve Valtteri Bottas araçta denge sorununun olduğunu, aracı anlamaya çalışıp bunu çözmek için ellerinden geleni yaptıklarını açık şekilde belirttiler.
Takım patronu Toto Wolff’ün yaptığı açıklamalarda da Mercedes’in alışılmış sezon öncesi ‘yemlemelerinden’ çok endişe havası seçiliyordu. Bunun tek nedeni yüksek ihtimalle Gümüş Okların sahip olduğu sorunlar değil, aynı zamanda Ferrari’nin sergilediği performanstı.
Mercedes yukarda da belirttiğim gibi ‘yemlemeyi’ seven bir takım. Takım ve pilotlar, verdikleri demeçlerle genelde herkesin çok rekabetçi olduğunu, kendilerinin geride olduklarını ve işlerin garanti olmadığını söyler durur. Ancak bu sefer bir şeylerin yolunda gitmediği sadece demeçlerden değil, sürücülerin ruh hallerinden ve verdikleri vücut tepkilerinden de açık şekilde görülebiliyordu.
Takım patronu Wolff verdiği demeçlerde, sezonun ilk yarışı olan Melbourne gitmeden önce her sene testlerde sahip oldukları bütün parçaları test ettiklerini söylemişti. Bu sözlerden Almanların testlerin ikinci bölümüne yeni parçalarla gelip bunları test edecekleri çıkarımını yapmak çok da zor değil. Keza takımdan yapılan açıklama bunu doğruladı ve testlerin ikinci bölümüne güncellemelerle gidileceği söylendi.
Testlerin ikinci bölümü 26 Şubat Salı günü başladı ve Mercedes beklendiği üzere devasa güncellemelerle piste çıktı. Takımdan yapılan açıklamada araçta yer alan aerodinamik parçaların tamamının yenilendiği söylendi. Bu kapsamda bakıldığında yeni ön kanat, burun, bargeboardlar, taban, motor kapağı ve T kanat ilk bakışta fark edilebiliyor.
Peki Mercedes’in bu boyuttaki güncellemeleri planlanmıştı ve takım elini saklamış mıydı? Yoksa araç lansmanlarında diğer takımların kullandığı farklı konseptler ve testlerin ilk bölümündeki manzara Almanları buna mı itmişti?
Gelin düşündüğüm her iki durumu da birlikte bakalım;
Senaryo 1: Mercedes yanlış yolda
2019 için yenilenen aerodinamik kurallar çerçevesinde ön kanatlar genişletildi ve aynı zamanda basitleştirildi. Artık ön kanatta üst üste beş flaptan daha fazla parça yer alamıyor, ancak takımların bu flapları nasıl kullanacağı ve havayı nasıl yönlendireceği tamamen kendilerine kalmış durumda. Bu da çeşitli konseptleri beraberinde getiriyor.
Mercedes ve Red Bull’un başını çektiği grup daha geleneksel olan, ön tekere ve kanat sonuna doğru yükselen, tasarımı kullanıp havayı lastiklerin üzerinden yönlendirmeyi denerken, Ferrari ve Alfa Romeo Sauber’in başını çektiği grup ise yenilikçi bir bakış açısıyla ön tekere ve kanat sonuna doğru alçalan tasarımı seçerek havayı lastiğin kenarlarından dışarıya doğru yönlendirmeyi deniyor.
Alman takımın araç tasarımında gelenekselciliği sevdiği ve çok cesur adımlar atmaktan çekindiği biliniyor. Peki bu sefer gerçekten de yanlış yoldalar mı?
Ön kanat aracın hava ile temasının gerçekleştiği ilk nokta ve araç üzerinden geçen hava akımının tamamı ilk olarak ön kanat vasıtası ile yönlendiriliyor. Bu yüzden aracın ürettiği yere basma gücünden tutun, motorun soğutulmasına kadar her konuda ön kanatın etkisi oldukça büyük.
Bu yüzden ön kanatta yapılabilecek köklü bir değişiklik, araç konseptinin büyük bölümünün yeniden tasarlanması anlamına geliyor ve bu da aylar alan bir süreç. Testlerin ikinci haftasına getirilen güncellemelere bakıldığında ise Mercedes’in ön kanadında yaptığı değişiklikler, aşamalı bir konsept değişikliğinin ilk adımı olarak yorumlanabilir. Ancak yine de bu kadar köklü bir değişikliği bu kadar kısa süre içerisinde planlayıp, elle tutulur ilk adımları atmak bence pek mümkün değil.
Takımın kullandığı yeni ön kanatta kenar plakaları ve kanatta yer alan flaplar, hava akımını tıpkı Ferrari’nin yaptığı gibi ön lastiklerin kenarından geçirmeyi hedefliyor. Yani testlerin ilk bölümünde sergilenen yaklaşımdan oldukça farklı. Ancak Mercedes’in sahip olduğu bu yeni tasarım Ferrari ve hatta Sauber kadar radikal değil. İşte bu da bana takımın aşamalı olarak konsept değişikliğine gidebileceğini düşündürtüyor.
Eğer Almanlar, gelenekselci ve risksiz yaklaşımın bu sefer işe yaramayacağını fark ettiyse işte tam da yukarda bahsettiğim gibi aşamalı bir konsept değişim programı başlatmış olabilirler. Bunu aşamalı olarak yapmalarının nedeni ise aracın neredeyse baştan tasarlanacak olması. Belki de bir orta nokta bulmaya çalışıp farklı bir konsept yaratırlar, kim bilir?
Senaryo 2: Mercedes ne yaptığını biliyor
Gelelim ikinci senaryoya. Bu bana daha mantıklı geliyor açıkçası. Üstte belirttiğim gibi, kısıtlı süre içerisinde aracı genel olarak etkileyebilecek köklü değişiklikler yapabilmek pek mümkün değil. Ne kadar kaynağınızın olduğu, ya da ne kadar çalışanınızın olduğu bu süreyi 3-5 güne indiremez. Bu gerçekten pek mümkün değil.
E madem Mercedes ne yaptığını biliyordu ve bunlar çok öncesinden planlanmıştı, neden ilk testlerde bu kadar sorun yaşadılar? Tamam, lafla diğer takımları ‘yemleyebilirsiniz’. Ancak pist üstünde yaşadığınız sorunları saklamanız pek mümkün değil. Verilen demeçler geçtiğimiz yıllara benzeyebilir, ancak pist üstü performansının geçen sezonlarla çok alakası yok.
Bu durumda Mercedes, testlerde denemek üzere iki farklı konsept hazırlamış olabilir. Bunlardan bir tanesi geçen hafta denedikleri gelenekselci tasarım, bir diğeri de bu hafta denedikleri/deneyecekleri Ferrari’nin tasarımına benzer ama o kadar radikal olmayan tasarım.
Testlerin ikinci haftası canlı olarak yayınlanmadığı için şimdilik canlı görüntü izleyemedim. Ancak gelen fotoğraflar ve yorumlar doğrultusunda Mercedes’in araç üzerinde ciddi şekilde çalıştığı belli. Ayrıca takımdan gelen açıklamalara göre aracın şu an sahip olduğu aerodinamik yapı, Melbourne kullanılacak olanın büyük oranda aynısı. Testlerde elde edecekleri veriler doğrultusunda ve önceden planlanmış olarak, ilk yarışa ufak da olsa mutlaka güncellemeler getirilecektir.
Bu iki farklı konsept gece ile gündüz kadar farklı olmayabilir, ancak arada yine fark var. Mercedes belki de bu hafta test ettiği parçalara çok güveniyordu ve çalışacağından emindi. Bu yüzden geçtiğimiz hafta daha sade ve temel şeyler kullanarak elini göstermemeyi tercih etti. Bilemiyoruz.
Ayrıca Almanların Ferrari ya da Alfa Romeo Sauber kadar radikal ön kanat tasarımına geçmemiş olması sidepodlarının yapısıyla da alakalı olabilir. Çünkü 2017’de Ferrari’nin ortaya attığı oldukça agresif sidepod tasarımı neredeyse griddeki tüm takımlar tarafından tercih edilebilir hâle gelmişken, Mercedes hâla geleneksel yapıdaki tasarımı kullanmaya devam ediyor. 2017’deki ve 2019’daki değişiklikler takımı bu tasarımdan vazgeçiremedi. Takım belki de bu yüzden bu temel yapıyı koruyabilmek için testlerin ilk haftasında geleneksel tasarıma sahip bir ön kanat denedi. Belki de bu yeni parçalarla birlikte takım James Allison önderliğinde planlanmış, köklü tasarımsal değişiklilerle risk almadan yoluna devam edecek. Kim bilir?
Sonuç
‘Abi şimdi bu Ferrari için iyi mi yoksa kötü mü?’ diyen tifosiyi duyar gibiyim. Bilmiyoruz güzel insan, Avustralya Q3’e kadar da bilemeyeceğiz. Ancak şu çok açık, Mercedes en azından şu ana kadar geçen senelerde çizdiği rahat görüntüyü bize vermeyi başaramadı. Geçen senenin testlerine bakıldığında da Ferrari önde görünüyordu, ancak sezon sonunda yine şampiyonluğa ulaşamadılar. Evet, takım içindeki dengeler değişti. Kimi Raikkonen ve Maurizio Arrivabene takımdan gönderildi. Takımın şu an yakaladığı momentum iyi olabilir ve yüzler de gülüyor. Ancak Charles Leclerc-Sebastian Vettel mücadelesini yeni patron Mattia Binotto’nun nasıl yöneteceği ya da Binotto’nun nasıl bir performans sergileyeceğiyle ilgili şüpheler var.
Sezonun nasıl gelişeceği sadece tek bir değişkene, yani araç performansına bağlı değil. Evet, araç performansı yine hayati öneme sahip. Ancak bu sefer Hamilton’a ‘yancılık’ yapmaya hiç de niyetli olmayan bir Bottas varken, ve Raikkonen’in aksine başarıya aç Leclerc varken belki de öncelikli olarak tartışacağımız şey Mercedes ya da Ferrari’nin performansı yerine takımların içerideki krizi nasıl yöneteceği olacak. Bilemiyoruz.
]]]