2008 yılında Formula 1’den ayrılan Honda firmasının, motor tedarikçisi olarak tekrar geri dönmesinin ardından, Japon firma ile woking merkezli ekibin ortaklığının ilk meyvesi olan MP4-30 kodlu aracın bu sezon neler yapabileceği merak ediliyor. Mclaren-Honda takımının 2015 sezonu için tasarladığı araca hep birlikte bir göz atalım.



Ayrton Senna döneminin efsanevi takımı Mclaren-Honda bu sene tekrar kuruldu. Otomotiv sanayisi 2007 yılından bu yana, mevcut kullanılan motor hacimlerinden daha küçük hacimde motor kullanımına dair çalışmalar yapılıyor.

Düşük motor hacminin oluşturacağı performans kaybı, aşırı doldurma sistemler (Turbo ve Supercharger) ve ERS (Enerji Dönüşüm Sistemleri) ile doldurulmaya çalışılıyor.

Bu durumdan Formula 1 takımları da nasibini aldı. Takımlar, Enerji kazanım sistemlerini 2009 yılından bu yana kullanılıyor. Diğer bir kazanım sistemi olan aşırı doldurma üniteleri 2014 sezonundan itibaren kurallar çerçevesine dahil edildi.

Takımların motor tedarikçileri, motor çevresinde bulunan sistemleri farklı bir şekilde konumlandırarak, araçtan optimum verimle faydalanmanın yollarını bulmaya çalışıyor.

2014 sezonunda Ferrari ve Renault motorları benzer güç üniteleri ile karşımıza çıktılar.



Yukarıda da görüldüğü gibi araç performansını büyük ölçüde etkileyen sistemler farklı renkler ile gösterilmiştir.

Yeşil renk ile gösterilen parçalar Enerji dönüşüm sisteminin bir elemanı olan MGU (Motor Jeneratör Ünitesi) ‘dir. MGU-K aracın krank mili ile doğrudan bağlantılıdır. Frenleme esnasında Krank milinden güç alarak Jeneratör vasıtası ile bataryaları doldurur.

MGU-H ise gücünü Turbo sistemindeki dairesel hareketten alır. Turbo sistemi Türbin-Kompresör çiftinden (kırmızı ve mavi renk ile gösterilen parçalar) oluşur. Motor içerisindeki yanma sonucu oluşan egzoz artığı, kırmızı renk ile gösterilen manifold aracılığı ile yine kırmızı renk ile gösterilen türbine aktarılır.

Türbinin dönmesi ile merkezindeki mil de döner ve mavi renk ile gösterilen kompresör de çalışmış olur. Kompresör sayesinde, motor içerisinde bulunan 6 silindire daha fazla hava yakıt karışımı gönderilmiş olur.

Turbo merkezindeki milin dönmesi ile MGU-H parçası da döner ve bataryalara enerji aktarılmış olur.

Kullanılan V6 motorlar sayesinde MGU-H parçasını, motorun V şeklinin arasına konumlandırmak mümkün.

Sistem parçalarının yanlış konumlandırılması, motor veriminin azalmasına neden olabilir. Turbo sisteminin yan yana çalışması herhangi bir sorun teşkil etmiyor ancak MGU parçaları kısa sürede yüksek sıcaklıklara çıkabildiği için, ERS sisteminde çeşitli arızalara yol açabilir.



Mercedes firması farklı bir çözüm yolu uygulayarak, türbin kompresör çiftini birbirinden ayırmış ve merkezinde bulunan milin boyu artırılarak arasındaki bağlantının kopmaması sağlanmış. MGU-H parçasının yüksek sıcaklıklara çıkmasını engellemek için, kompresöre yakın olarak konumlandırılmış. Sistemin diğer bir faydası ise kompresörün, hava giriş kanallarına daha yakın olması.

Gelelim çiçeği burnunda Honda’ya. Japon üretici firma 2015 sezonu için tasarladığı RA615H kodlu motor farklı bir tasarım ile karşımıza çıktı. MP4-30’un testlerdeki düşük performansı çeşitli spekülasyonlara neden olsa da, Honda motorunun geliştirilebilir birçok yönünün olduğunu söyleyebiliriz.

Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Mercedes takımının sistem parçalarını konumlandırma şekli, kullanılabilecek en verimli motor olmasını sağlıyor. Sistemin soğuk ve sıcak ortamda verimli çalışabilecek parçaların farklı bölgelerde konumlandırılması araç performansını olumlu yönde etkiliyor.

[img][/img]

Honda firması türbin kompresör çiftinin arasına MGU-H parçasını konumlandırarak, diğer üretici firmalara göre farklı bir tasarım ile karşımıza çıktı. Ayrıca MGU-K parçası ise motorun ön bölümüne konumlandırıldı.

Yüksek sıcaklık gibi bir dezavantaja sahip olan ERS sistemlerinin, turbo kompresör çiftinin arasından ne kadar verimli olabileceği merak konusu. Bir yanında soğuk, diğer yanında sıcak bir parça bulunan ERS-H parçasında, uzun süreli çalışma sonrasında mekanik yorulmalara maruz kalabilir.

Honda’nın bu tasarımının, araç performansında ne kadar etkili olabileceğini önümüzdeki yarışlarda hep birlikte göreceğiz.