Felipe Massa, son köşe yazısında Japonya GP’sinden ve F1 pilotlarının eskisi gibi iyi start alamamalarının nedeninden bahsetti.
Japonya GP’si çok zor geçti fakat nihayetinde Williams Martini Racing takımı, yarıştan önemli puanlar çıkarmayı başardı.
Yarış öncesinde böyle bir başarı yakalamak bize çok uzak geliyordu zira Cumartesi günü üçüncü sıralama seansına dahi çıkamamıştık.
Sıralama senasından sonra tek pit stoplu strateji uygulamaya karar verdik. Elimizdeki veriye baktığımızda, tek pit stoplu strateji hakkında bazı bilinmeyenler mevcuttu fakat nihayetinde bizi ileri taşıyan bu strateji oldu. Bir şansımız vardı, biz de bunu sonuna kadar kullandık.
Bu kararın bazı dezavantajları da vardı tabii ki çünkü orta hamurlu lastikle başladığımız için startta birkaç sıra kaybettik; bunun nedeni de orta hamurlu lastikte, yumuşakta olduğu kadar çekiş elde edememekti. Bu aşamadan hemen sonra ise iyi bir tempo yakaladık.
İlk stintte yumuşak lastik kullanan araçlara göre daha zayıf kaldık fakat sert lastiğe geçince oldukça rekabetçi bir tempoya yükseldik. Sürekli olarak iyi dereceler yapıyorduk ve ilk 10’a girebilmek için, yarışın başında kaybettiğimiz sıraları geri kazanıyorduk.
Lastiğin erimesini kontrol etmek kolay değildi fakat son turlarda yeni lastiklerle bize yaklaşan Romain Grosjean’in atağının üstesinden gelmeyi başardık.
Son Yarışlar
Sezonun bitimine dört yarış kala, takımların formunda büyük değişiklikler göreceğimizi zannetmiyorum.
Austin, Mexico City, Sao Paulo ve Abu Dhabi pistleri; Monza’dan ya da herhangi bir sokak pistinden pek farklı değil, bu yüzden Sepang ve Suzuka’da gördüğümüz performansların devam edeceğini düşünüyorum. Herhangi bir teknik gelişmenin de olmayacağı bunun doğruluğunu artırıyor.
Farklılıklar; hava şartları, stratejik seçimler ve kazalar sonucunda oluşacaktır. Bu yüzden takımlar şampiyonasında dördüncülük için Force India'ya karşı verdiğimiz mücadeleyi kazanacaksak sezon sonuna kadar tüm fırsatları değerlendirmek için hazır olmalıyız.
Start’ın önemi
Yarışın kaderini belirleyen unsurlardan birisi startlardır. Nico Rosberg ile Lewis Hamilton arasındaki mücadelede, bu unsurun ne kadar önemli olduğunu gördük.
Şu sıralar hata yapmak daha kolay çünkü önceden iki tane debriyaj pedalımız ve ısınma turunda ayarlamalar yapma imkanımız vardı. Mühendisler antrenman seansındaki çekiş verilerini okuyarak bize ayarların nasıl yapılması gerektiğini telsizden bildiriyorlardı.
Bu yıl teknolojik yönetmelikler değiştiğinden beri prosedür daha hassas bir hal aldı çünkü ayarlamaları yapması gereken kişi pilotun kendisi oldu.
Örneğin Monza’da, gridde sıralanmadan önce klasik bir şekilde lastik yaktım ve arka lastiklerimden çıkan duman nedeniyle yol tutuşunun az olacağını biliyordum.
Bu yüzden debriyajı bırakırken çok dikkatli davrandım ve start verildiğinde bu işe yaradı. Birkaç rakibimin patinaj çektiğini gördüm.
Zorluklardan bir diğeri ise hafta sonu boyunca, pit çıkışında o kadar start antrenmanı yaptıktan sonra griddeki asfaltta farklı bir yol tutuşu ile karşılaşmak.
Pilotların hala hata yapmalarının nedeni bu ve bu yıl her pilotun bu durumu en az bir kez yanlış algıladığını düşünüyorum. Rosberg bunun üstesinden geldi; ve daha iyi yol tutuşu yakalayan birkaç pilot da var.
Japonya’da gördüğümüz gibi bu, büyük fark yaratabilecek bir etken.