Bildiğiniz gibi takımlar, her sene araçlarını bir sonraki yılda daha iyi performans gösterebilmeleri uğruna geliştirme uğraşındalar. Bu uğraşın neticesindeyse ortaya mühendislik harikası araçlar ortaya çıktı- örneğin Mercedes’in DAS teknolojisi. Bu çalışmaların bazıları legal iken bazılarıysa FIA tarafından çok avantaj sağladığı ve kurallara uymadığı gerekçesiyle yasaklandı. Gelin yasaklanan teknolojileri hep beraber inceleyelim.
1. X Wings (X Kanatlar)
Bildiğiniz gibi kanat teknolojisi, F1 için vazgeçilmez bir unsurdur. Ön ve arka kanatlar arabanın bütün downforce yani yere basma gücünü oluşturur ve yüksek hızlı virajlarda savrulmayı en aza indirger. Bunu doğru kullanabilmek, o aracın en iyi araç olmasındaki yolda temel taşlardan birini oluşturur.
1997 yılında Tyrell takımı bu kanat teknolojinde biraz aşırıya kaçtı ve pilotun sağına ve soluna 2 parça hava geçişi sağlayan kanat taktı. Aslında o sezonda bu kanatçıkları deneme amacıyla takmışlardı. Bunun amacı, arabanın yere basma gücünü arttırmasıydı. Ortada bulunan kanatçıklar sayesinde aracın orta kısmı yere daha sağlam oturuyor ve savrulmayı oldukça azaltıyordu. %5-10 arasındaki bu avantaj sayıca çok az gibi görünse de yüksek hızlı virajlardaki çekiş gücünü oldukça arttırıyordu.
Bunu fark eden Tyrell, 1998 yılındaki aracını tamamen buna odaklı olarak hazırlamaya başladı. Aracın 026 numaralı şasisini tamamen buna odaklanarak hazırlayan Tyrell takımı, bunun karşılığı fazlasıyla alıyordu. Bunu fark eden Ferrari, Jordan, Sauber gibi takımlar da araçlarına X-kanatları koymaya başladı. FIA, işlerin çığrından çıkınca bu teknolojiyi yasakladı.
2. Tuned Mass Damper (Kütle Sönümleyici)
Renault Formula 1 takımı 2006 yılında araçlarının ön kanatlarına ağırlık, yay ve damper bağlayarak bir titreşim sönümleyici veya kütle sönümleyici de diyebileceğimiz bir parça ekledi. Bunun en büyük avantajını ise virajlarda elde etti. Virajlarda araçların ön kanatları, özellikle araçlar, kerblerin (virajlarda yol kenarında bulunan engelli yüzeyler) üzerinden geçerken büyük oranda titriyorlar. Bu da ön kanatların üzerinden geçen hava akışını bozuyor ve yere basma kuvvetini (downforce) kaybedip aracın arkasına havayı düzgün bir şekilde iletememesine yol açıyor.
Renault Formula 1 takımı, ön kanadın içine hareket eden bir kütle, damper ve yay yerleştirerek aracın titreşimi sırasında oluşan kinetik enerjiyi kütleye aktarıyordu. Böylece kinetik enerji sönümlenerek aracın ön kanadının titremesinin önüne geçiyorlardı. Bu şekilde virajlarda oldukça istikrarlı ve hızlı bir performans sergiliyorlardı. Kütle sönümleyici, fizikte oldukça temel bir prensiptir ve günümüzde de yüksek yapılarda deprem ve şiddetli rüzgar durumunda titremeyi engellemek için kullanılır. Renault takımı da bunu pistlere taşıyarak etkili bir teknolojik hamle yaptı. Ne yazık ki 2006 yılında FIA tarafından yasaklanıp Fernando Alonso’lu Renault’un önü kesildi.
3. F-Duct (F Tüneli)
Kanatların Formula 1 takımları için önemini yukarıda da belirtmiştik. 2010 yılında FIA’nın yayınladığı kurallara göre, araçların kanatlarında herhangi bir aktif parça kullanılması yasaklanmıştı. Günümüzdeki DRS teknolojisinde olduğu gibi kanatların herhangi bir aktif mekanik parçası o zamanlar yoktu. McLaren F1 takımı, belirlenen kurallarda bir açıklık bularak aracın ön kısmına bir hava girişi yerleştirdi. Başlangıçta aracın elektronik aksamlarını soğutma amacıyla yerleştirdiğini belirtti. Aslında bu hava tüneli aracın arka kanatlarına giden havayı ayarlıyordu. F tünelinden giren hava akımı, şasinin içindeki tüneli takip ederek arka kanada iletiliyordu ve orta noktalarda kokpitin içine doğru bir çıkışı mevcuttu. Pilot diziyle kokpit içindeki açıklığı kapatmazsa arka kısma giden hava kısıtlanıyor ve araçta herhangi bir değişiklik söz konusu olmuyordu.
Düzlüklerde pilotlar gaza bastıklarından dolayı sol dizlerini kullanmadıkları için sol dizleriyle bu kokpitteki açığı kapatıyorlardı. Böylelikle hava akışı bozularak aracın yere basma kuvveti de azalıyordu. Düzlüklerde zaten yere basma kuvvetine ihtiyaç olmadığından pilotlar, hava sürtünmesini azaltarak ciddi bir avantaj elde ediyorlardı. Diğer takımlar da birebir aynı teknolojiyi kullanmasa da benzer hava girdilerini şasilerine yerleştirdiler. Fernando Alonso yarış esnasında Ferrari aracını kullanırken sol eliyle bir hava girdisini kapattığı anlaşılınca bu güvensiz bir teknoloji haline gelmeye başladı. FIA görevlileri de pilotların iki elinin de direksiyonda olması gerektiğini düşünerek bu inovasyonu yasakladı.
4. Arka Fren Pedalı
Gelelim bana göre F1 dünyasındaki en dahice fikre: arka fren pedalı. İşin içinde kim mi var dersiniz? Yine McLaren.
Bildiğiniz gibi günümüz Formula 1 araçlarında bir gaz ve bir pedal freni olacak şekilde iki adet pedal mevcuttur. 1997 McLaren ise işi bir boyut daha ilerleterek aracında bir fren pedalı daha konumlandırdı. Yeni konumlandırdıkları pedal size göre sol taraftaki pedaldır. Bu pedal sayesinde ön fren pedallarını sıkmadan sadece arka pedalları sıkırak aracın virajlarda önden kaymasının önüne geçebiliyorlardı. Bu bağımsız fren pedalı teknolojisi yardımıyla McLaren, o sene içinde Mikka Hakkinen’in de başarılı pilotajıyla genel olarak yarışları önde bitirmeyi başardı. Bunun üzerine Ferrari tarafı, McLaren’in başarılı performansından rahatsızlık duyarak FIA’ya şikayette bulundu. FIA de 1998 yılında bu teknolojiyi yasakladı. McLaren’in tarafıysa buna tepki göstererek Ferrari’nin onlarla teknik ve mühendislik olarak rekabet etmeyi tercih etmek yerine bir bebek gibi onları şikayet edip yasaklattıklarını belirtti.
5. Altı Tekerlikli F1 Aracı
Düşündüğünüz şeyi tahmin edebiliyorum: “Altı tekerlekli yarış aracı mı olur?”
1976 yılında Tyrell F1 takımı, altı tekerlekli bir araçla piste çıkma kararı aldı. Arka tarafta iki, ön tarafta dört adet teker yer alıyordu. Araçlar arkadan itişli olduklarından dolayı motor gücünü arka iki tekere iletiyor ve araç sadece arka iki tekerden hızlanıyordu. Toplamda sadece bir yarış kazandıktan sonra takım olarak pek de avantajlı bir teknolojik hamle yapmadıkları kanaatine vardılar ve sonraki sezonun sonunda dört tekere geri döndüler. Fakat bu fikir FIA tarafından herhangi bir yasaklamaya maruz kalmadı ve diğer takımların da aklının bir köşesinde fikir olarak kendine yer edindi. Ama Williams takımı bunu doğru kullanmanın bir yolunu bulmuştu.
1982 yılına geldiğimizde Williams F1 takımı da altı tekerlekli aracını tanıttı. Ancak öncekinden farklı olarak fazladan iki teker arka kısımda yer alıyordu ve tahmin edeceğiniz gibi motor arka dört tekere güç aktarıyordu. Bu sayede hızlanma açısından avantaja sahip olurken daha iyi bir yol tutuşu da elde ediyorlardı. Her ne kadar aracın dört tekeri arka kısımda yer alsa da araç bildiğimiz dört çeker bir otomobildi. Bu da FIA’nın radarına takılıp dört çeker araçların Formula 1’de kullanılamayacağı gerekçesiyle yasaklandı.
Bu yazımızda sizlere Formula 1’in yasaklanan teknolojileri konu başlığı altında takımların FIA’nın radarına takılan teknolojilerini listeledik. Her biri birbirinden dahice fikirler içeren bu teknolojiler, rekabeti farklı bir boyuta taşıması bir yana mühendislere de ilham kaynağı olmuşlardır. Günümüz otomotiv sanayisinde de birçok arabada Formula 1 teknolojilerinin izlerini görmemiz mümkün.
İbrahim Dellalbaşı
ssnnpp