Her gün bir pilotu incelediğimiz "Günün Pilotu" kategorisinde, bugünkü konuğumuz Jacques Laffite.

1943'ün Kasım ayında dünyaya gelen Laffite, gerçek anlamda motor sporları kariyerine 1971 yılında başladı. O yıl Fransız Formula Renault Şampiyonası'nda mücadele ederken, sezonu beşinci sırada tamamladı. Sonrasında Formula 1'e geçmek yerine farklı serilerde mücadele etmeye devam etti. Ligier ile birlikte Le Mans 24 Saat yarışına katılırken, finiş görmeyi başaramadılar. Aynı yıl Fransa Avrupa Formula Renault'yu ikinci, Fransa Formula Renault'yu ise şampiyon olarak tamamladı. 1973'te Fransa Formula 3'te mücadele edip şampiyon olurken, Britanya Formula 3 Uluslararası Serisi'ni dördüncü sırada noktaladı.

Alt kategorilerdeki başarılarının ardından Formula 2'de mücadele etmeye başlarken, 1974 yılında BP Racing France March takımıyla 10 Formula 2 yarışına katıldı. Bunların birini kazanırken, beşinde podyuma çıkarak serideki ilk yılında 31 puanla üçüncü oldu. Hem Salzburg'daki zaferi, hem de sezon boyunca gösterdiği güçlü performans, Frank Williams'ın dikkatini çekti ve bir sonraki yıl Williams haline gelecek Iso Marlboro FW ile 1974 Almanya Grand Prix'sinde ilk Formula 1 yarışına çıktı.

Araç hiç de rekabetçi değildi. Çıktığı beş yarışın tamamında sorunlar yaşadı ve sezonu hayal kırıklığıyla noktaladı. Ertesi yıl Williams haline gelen ekiple devam etti. Arjantin'deki ilk yarışta finiş göremezken, Brezilya'da 11. oldu. Almanya Grand Prix'sine kadar Laffite için sezon çok kötü geçti çünkü araç çok kötüydü. Ama Almanya'da, 15. sıradan başladığı yarışta güçlü bir performansla ikinci olarak kariyerinin ilk podyumunu yakaladı. Bu o yıl puan aldığı ilk ve tek yarıştı.

Aynı yıl Automobiles Martini BMW ile Formula 2'de yarışan Laffite, sezonu altı galibiyet ve yedi podyumla şampiyon olarak tamamlayarak Formula 1'de olmasa da Formula 2'de başarılı bir sezonu geride bıraktı. F2'deki şampiyonluğun ardından tek odak noktası Formula 1 oldu ve Ligier'in teklifini kabul ederek ertesi yıl Fransız takım için yarışmaya başladı.

İnişli çıkışlı bir sezon geçirdi. Araç çoğu zaman hızlıydı ancak dayanıklılık sorunlarıyla boğuştu. Belçika'da yeni takımıyla ilk podyumunu alırken, Avusturya'da ikinci oldu, İtalya'da ise kariyerinin ilk pole pozisyonunu aldı. Bununla birlikte yarışta aynı sırayı koruyamayınca üçüncü sırada finiş gördü. Sezonu 20 puanla yedinci sırada tamamlarken, bu performansının ardından ertesi sezon Ligier'le yarışmaya devam etti.

V12 motorlu Ligier Matra ile ilk yedi yarışta puan alamazken, İsveç'te sekizinci sıradan başladığı yarışta Mario Andretti'nin bitime üç tur kala yolda kalmasıyla kariyerinin ilk zaferini elde etti. O yıl podyuma çıktığı bir diğer yarış Hollanda olurken, Britanya ve Japonya puan aldığı diğer iki yarıştı. Sezonu 18 puanla 10. sırada tamamladı ve ertesi sezon Ligier'le üçüncü yılını geçirdi.

1978 yılı önceki yıllara kıyasla daha da zordu. Araç temelde dayanıklıydı ve Laffite sadece dört kez finiş göremedi. Ancak sıralama turlarında sadece bir kez ilk beş içerisinde yer aldı. Güney Afrika ve Amerika'da arka arkaya iki kez beşinci olurken, o yılki ilk podyumunu 10. başlayıp üçüncü olduğu İspanya'da aldı. Çok sevdiği Almanya'da o sezonki ikinci podyumunu alırken, sezonu 19 puanla sekizinci bitirdi.

1979 yılında Ford Cosworth'ün V8 motoruna geçiş yapan Ligier, ilk yarışlara damgasını vuruyordu. Arjantin'de Laffite 1 saniye farkla pole pozisyonunu alıp büyük ses getirmişti. Yarışta 15 saniye farkla zafere ulaşarak tüm F1 dünyasını şaşırttı. Sezonun ikinci yarışı olan Arjantin'de Laffite bu kez 0.9 saniye farkla pole pozisyonunu alırken, takım arkadaşı Patrick Depailler'in 5 saniye önünde damalı bayrağı ilk sırada görerek üst üste ikinci zaferine ulaştı. Ligier duble yaparken, en yakın takipçileriyle arada 44 saniye vardı.

Bununla birlikte Güney Afrika ve Amerika pek de istediği gibi geçmedi. Her iki yarışta da finiş göremezken, İspanya'da pole pozisyonunu almasına rağmen motor sorunuyla yolda kaldı. Sezonun altıncı yarışı olan Belçika'da o yılki dördüncü pole pozisyonunu aldı ancak ikinci sırada finiş gördü. Laffite ve Ligier kalan yarışlarda eski performans seviyesini koruyamazken,dokuz yarışın beşinde finiş göremedi. Almanya, Avusturya ve Hollanda'da arasında arka arkaya üç üçüncülük aldı. Ancak her ne kadar güçlü bir başlangıç yapsa da sezon içerisinde sekiz kez yarış dışı kalınca şampiyonayı 36 puanla dördüncü sırada tamamlamış oldu. Bu büyük hayal kırıklığıydı.



1980 yılında Ligier'le devam eden Fransız sürücü, ilk dört yarışın üçünde finiş görememesine rağmen Güney Afrika'da ikinci olup o yılki ilk podyumunu yakaladı. Monaco'da beşinci başlayıp ikinci olurken, Fransa'da pole pozisyonunu aldı ancak üçüncü sırada finiş görebildi. Almanya Laffite'nin en başarılı olduğu pistti ve o yılki yarış beşinci sıradan başlamasına rağmen galibiyete ulaşan isim oldu. Hollanda'da da üçüncü olurken bu performansıyla sezonu dördüncü sırada bitirdi.

1981 yılında V12 Matra motorlu Ligier'le mücadele etti. İlk dört yarışta sadece bir altıncılık elde etmesine rağmen, sonraki altı yarışta üç üçüncülük ve iki ikincilik aldı. İspanya'da pole pozisyonunu alırken, Avusturya'da dördüncü başlayıp zafere ulaşan isim oldu. Yağmur altında geçen Kanada Grand Prix'sinde yeteneklerini konuşturdu ve 10. sıradan başladığı yarışın 13. turunda liderliğe yükselerek damalı bayrağı ilk sırada gördü. 44 puanla kariyerinin en çok puan topladığı yılı geçirdi ancak bir kez daha sezonu dördüncü sırada tamamladı.

1982 yılı kariyerinin en kötü yıllarından birisi oldu. Çıktığı 15 yarışın 11'inde finiş göremezken, podyuma çıktığı tek yarış Avusturya'da üçüncü olduğu yarıştı. O yıl ayrıca Amerika'dan puanla ayrılırken, 1983 yılı için Williams'tan gelen teklifi kabul etti. Yeni takımıyla çıktığı ilk üç yarışta puan almasına karşın, sezon boyunca podyuma çıkabilecek bir araca sahip değildi ve Williams'la ilk yılını altı yarışta topladığı 11 puanla 11. sırada bitirdi.

Williams ertesi yıl Honda motoruna geçmişti ve V6 turbo motoru gerçekten çok sorunluydu. Yarış dışı kaldığı 11 yarışın dokuzunda motor sorunu yaşadı. Bitirdiği beş yarışın sadece ikisinden puanla ayrılan Laffite, ertesi yıl Renault motorlu Ligier'e döndü. İlk yarışını altıncı sırada bitirirken, Britanya ve Almanya'da iki üçüncülük almayı başardı. Ancak dayanıklılık sorunları bir türlü Laffite'nin peşini bırakmadı. Beş yarış arka arkaya finiş göremeyen Laffite, sezonun son yarışı olan Avustralya'da, 20. başlayıp ikinci sırada finiş görerek F1'deki en iyi sürüşlerden birisine imza attı.

1986 yılı Laffite'nin F1'deki son yılıydı. Ligier Renault ile toplamda dokuz yarışa çıkarken, Breilzya'da üçüncü, Amerika'da ise ikinci oldu. Sezon Laffite için nispeten iyi gidiyordu çünkü son beş beş yarışın dördünden puan çıkartmış, birisinde ise podyuma çıkmıştı. Ama Britanya Grand Prix'sindeki büyük kazada bacağını kırdı.

Laffite daha sonra Le Mans 24 Saat'le yarışlara geri döndü ancak bu yarışı hiç kazanamadı. Bu kazadan kısa bir süre sonra da emekli oldu. 1987'de WTCC, 1990-1992 yılları arasında ise DTM'de mücadele eden Laffite, DTM'deki ilk yılında BMW ile Nurburgring'de zafere ulaştı. Fakat elde ettiği en iyi şampiyona sonucu 107 puanla yedinci tamamladığı 1990 yılıydı. WTCC'yi ise 86 puanla 17. bitirdi.

Laffite, Formula 1 otoriteleri tarafından şampiyon olmayan en yetenekli sürücüler arasında kabul görüyor. Kariyeri boyunca önemli başarılara imza atmasına rağmen yaşadığı şanssızlıklar ve dayanıklılık sorunları, şampiyon olmasının önüne geçti.

Formula 1 kariyerine dair istatistikler:

İstatistik	Elde ettiği sonuçlar
Yarış	176 Grand Prix
Yarıştığı takımlar	Ligier, Williams, Iso-Marlboro
Yarıştığı motorlar	Matra, Ford Cosworth, Renault, Honda
Galibiyet	6 galibiyet
Pole pozisyonu	7 pole pozisyonu
En hızlı tur	6 en hızlı tur
Podyum	32 podyum
Puan	228 puan
Lider gitme	283 tur liderliği
Yarış dışı kaldığı yarış	87 yarış dışı (%49.43)
En başarılı olduğu yarış	Almanya (1 galibiyet, 6 podyum)

tr.motorsport.com