Lewis Hamilton’ın Ferrari hayali, 2025 Formula 1 sezonu boyunca adeta bir kabusa dönüştü. Daha da endişe verici olan ise, geride bıraktığı Mercedes’in 2026’da zirveye oynaması halinde bu tablonun daha da ağırlaşabilecek olması.
Hamilton’ın Mercedes’ten ayrılıp Ferrari’ye geçişini yalnızca bir “hata” olarak tanımlamak, o dönemde bu kararı almasına yol açan güçlü gerekçeleri görmezden gelmek olur.
Bu hamlenin merkezinde, Abu Dhabi 2021’in hayaletlerinden kaçma ve Mercedes’teki son yılların hayal kırıklıklarından kopma isteği vardı.
Bu karar, kariyerinin son bölümünde farklı bir hava soluma ve Formula 1’den ayrılmadan önce Ferrari gibi sporun en kutsal takımlarından birinde yarışma arzusunun sonucuydu.
Seveni kadar sevmeyeni de olsa, kariyerinin sonuna yaklaşan bir sporcunun kalbinin sesini dinlemesinde etkileyici bir taraf vardı.
Ancak işler planlandığı gibi gitmedi. Üstelik ironik biçimde Hamilton’ın Mercedes’te yaşadığı temel sorun, Ferrari’de de karşısına çıktı.
Sezona hatalı doğmuş, yapısal sorunları olan bir otomobille başlanması, SF-25’i baştan itibaren zor bir noktaya sürükledi.
Aynı problemler iki farklı takımda da ortaya çıkınca, suçun Hamilton’da olduğu algısı güçlendi. Sorunlar pilotla birlikte takımdan takıma taşınıyormuş gibi göründü ve bu da tartışmaları daha da alevlendirdi.
Oysa Hamilton’ın Ferrari’ye imza atmasının ardında yalnızca rekabetçi sebepler yoktu. Bu nedenle kararı sadece pist üzerindeki sonuçlara bakarak değerlendirmek, motivasyonunun önemli bir bölümünü göz ardı etmek anlamına geliyor.
Bu açıdan bakıldığında, belki de Hamilton bu tercihten pişman değildir. Ancak konu rekabet ve o çok istediği sekizinci dünya şampiyonluğu olduğunda tablo karmaşıklaşıyor.
2022 ve 2023’te üst üste galibiyetsiz sezonların ardından Mercedes’ten ayrılmak, bugün bakıldığında aceleci ve duygusal bir refleks gibi duruyor. Özellikle de 2026 regülasyonlarının vadettiği büyük sıfırlanma kapıdayken.
Ferrari’nin yeni kuralları mükemmel şekilde yakalaması ihtimal dahilinde. Ancak kulislerde dolaşan güçlü söylentiler, Mercedes’in 2026 hazırlıklarında birçok rakibinin önünde olduğunu gösteriyor.
Hamilton sezon boyunca Ferrari kariyerini mutlu bir notla bitirme kararlılığından söz etti ve Fernando Alonso ile Sebastian Vettel’in Ferrari’de şampiyon olamayan şampiyonlar kervanına katılmak istemediğini dile getirdi.
Ancak aradaki fark şu: Alonso ve Vettel, Ferrari’ye geldiklerinde güçlü başlangıçlar yapmıştı. Hamilton ise SF-25’in tanıtıldığı andan itibaren sürekli sorunlarla boğuştu ve kısa sürede tükenmişlik noktasına geldi.
Takım ile pilotun, daha ilk sezon bitmeden birbirinden bıkmış gibi görünmesi, bu ilişkinin kurtarılabilir olduğuna dair güçlü bir umut vermiyor.
Belki de asıl hata, Hamilton’ın 40 yaşına yaklaşırken sekizinci şampiyonluk şansının Abu Dhabi 2021’de fiilen sona erdiğini kabullenmemesiydi. Eğer bu gerçekle daha erken yüzleşseydi, bugünkü tabloyu kabullenmek herkes için daha kolay olabilirdi.
Şimdi onu bekleyen en kötü senaryo ise şu: Terk ettiği Mercedes’in, George Russell ile birlikte 2026’da şampiyonluğa koştuğunu izlemek.
İşte bu, gerçekten son ve en ağır darbe olurdu.
tr.motorsport.com