Mika Hakkinen, şampiyonluk mücadelesini ve Ferrari pilotlarının durumunu değerlendirdi
McLaren, Singapur Grand Prix’sinde elde ettiği üçüncülük ve dördüncülükle 2025 takımlar şampiyonluğunu garantiledi. Bu başarı, takımın 1991’den bu yana ilk kez arka arkaya şampiyon olması anlamına geliyor. Ancak zafer, Oscar Piastri ile Lando Norris arasında yaşanan pist üstü temas ve telsiz gerilimleri nedeniyle gölgede kaldı. Sezonun bitimine altı yarış kala, iki pilot arasında sadece 22 puan fark bulunuyor. Bu rekabet, McLaren’ın 2007’den bu yana ilk pilotlar şampiyonluğu hedefine ulaşma umudunu canlı tutuyor.
İki şampiyonluğunu McLaren’la kazanan F1 efsanesi Mika Hakkinen, FanCode aracılığıyla verdiği röportajda hem bu mücadeleyi hem de sporun güncel dinamiklerini değerlendirdi.
Norris ve Piastri arasındaki rekabet hakkında şöyle konuştu: “Bence tarih bir bakıma tekrar ediyor. McLaren’da harika bir kariyerim oldu. Şampiyonluk için savaştığım bir takım arkadaşım vardı. O yıllarda müthiş bir aracımız vardı, bu da rakiplerimizin tur zamanları olarak oldukça geride kalmasına neden oluyordu. Biz domine ediyorduk. Bu da benimle David Coulthard arasında şampiyonluğu kimin kazanacağı yönünde bir savaş başlatmıştı. Bu durum, takım içinde gerginlik yaratmakla kalmadı, pistte de agresif hamlelerin oluşmasına yol açtı. Şimdi de Oscar ve Lando yıl sonunda bir numara olmak için savaşıyor. Kim kazanacak söylemek imkânsız. Ama mantık diyor ki; sezon çok zorlu ve uzun. Bu yüzden tecrübe çoğu zaman sonucu etkileyen bir faktördür. Lando’nun daha fazla tecrübesi var. Bu da sezonun son bölümünde önemli bir rol oynayabilir.”
Rekabetin psikolojik yönü hakkında da görüşlerini paylaşan Hakkinen, şunları ekledi: “Benim deneyimime göre takımın pilota verdiği güven çok önemli. Kişisel menajerinizin sizi ne kadar dengede tutabildiği de çok büyük bir faktör. Tüm bu unsurlar performansınız için büyük bir özgüven yaratabilir. Dünya şampiyonluğu mücadelesi, her şeyden farklıdır. Bu destekler otomatik olarak gelmez. Sürücü olarak sizin de çaba göstermeniz gerekir. Duygularınızı, baskıyı, yaşadıklarınızı anlamaları için çalışmalısınız. Yoksa nasıl bilecekler?”
Son dört yarışta en fazla puanı toplayan Max Verstappen’in hâlâ şansı olup olmadığı sorulduğunda ise, “Bu matematiksel olarak mümkün. Ama şu bir gerçek ki Max, takımın performansını en üst düzeye çıkarmak için inanılmaz bir iş yaptı. Bazen sonuçlar bir dalga gibidir, istikrarsız olabilir. Max takımla birlikte neredeyse tek başına savaşıyor. Onu kişisel olarak zorlayan bir takım arkadaşı yok. Bu yüzden bu kadar ilerleyebiliyor olması gerçekten ilginç,” yanıtını verdi.
Lewis Hamilton’ın 2025 sezonunu da değerlendiren Hakkinen, Ferrari’ye geçişi sonrası üst üste en çok podyumsuz yarış rekorunu kıran Britanyalı sürücü hakkında şunları söyledi: “Her şeyden önce, Lewis inanılmaz bir yarışçı. Kariyeri boyunca yaşadığı tüm baskılara rağmen başarıya ulaşmayı bildi. Bu gerçekten inanılmaz. Yeni bir takıma geldiğinizde, genelde aracın sürüş stilinize uyması 4-5 yıl sürebilir. Bu yüzden Lewis sabırlı olmalı. Bir takıma katılıp da ‘Bu araç mükemmel, yarış kazanacağım’ diyemezsiniz. Bu çok zaman ve çalışma gerektirir.”
Leclerc’in Ferrari’deki geleceğiyle ilgili de yorumda bulunan Hakkinen, sabrın önemine vurgu yaptı: “Yönetimi şu an neler olduğunu ve gelecekte ne olacağını çok dikkatli şekilde değerlendiriyor. Ben kişisel olarak asla pes etmedim. McLaren’a çok sadıktım çünkü yönetim bana sürekli şunu söylüyordu: ‘Mika, sadece bekle. Takımdaki tüm unsurları doğru şekilde bir araya getirdiğimizde kazanacaksın. Çok çalışalım, bu bir ya da iki yıl da sürebilir. Fark etmez, devam et.’ Bu benim bağlılığımı etkiledi. Leclerc ile Ferrari arasında da işe yarayacaktır.”
Son olarak, 2026’daki teknik regülasyon değişikliklerinin takımları nasıl etkileyeceği sorulduğunda Hakkinen şunları söyledi: “Gelecek yıl araçlarda teknik olarak çok büyük değişiklikler olacak. Çok tecrübeli tasarımcılar, harika bir araç geliştirebilir. Sürücülerin de yeteneklerini biraz değiştirmesi gerekecek çünkü araçlar çok daha zor sürülebilir hale gelecek. Deneyimli tasarım ekipleri olan takımlar başarılı olacak. Daha az tecrübeli olanlar ise çok zorlanacak.”
tr.motorsport.com