Formula 1’de sezonun 15. yarışı Singapur’da geçildi. Sebastian Vettel’in 392 gün aradan sonra yeniden podyumun en üst basamağına çıktığı yarışta akılda kalanları Ali Umut Değirmen kaleme aldı.

Sporcuların geri dönüş hikâyelerini çok severiz. Sanılanın aksine her geri dönüş hikâyesinin ardında ciddi bir sakatlık veya yaralanma olacak diye bir şey de yoktur.

Sebastian Vettel de fiziksel olarak değil ama mental olarak son bir buçuk sezondur kötü durumdaydı. Aerodinamiğin akışına hasta olan bizler ise Vettel’in bir geri dönüş öyküsü yazıp yazamayacağını merakla bekleyip duruyorduk.

Takım içi düzensizlikler, içine kapanık şekilde yaşadığı ailevi problemlerle birleşince son haftalarda dört kez dünya şampiyonunun Tifosolar içindeki dahi tahtı sallanmaya başlamıştı.

Singapur’da ise çok ilginç şeyler oldu.

Singapur’da mıyız? Favori Mercedes!

Sezona harika başlayan Mercedes, araçlarının motor ve lastik dengesini özellikle Ferrari’ye kıyasla çok iyi sağlayarak yarışlarda çok verimli işler ortaya koyuyordu.

Bu durum Gümüş Oklar’ı sezon boyunca olduğu gibi Formula 1’in Asya ayağında da bir hayli ön plana çıkarmaktaydı.



Antrenman turlarına beklendiği üzere etkili başlayan Mercedes’ler, sıralama turlarının sonuçlanmasına kadar gerçekten favori olarak görülüyordu.

Fakat Charles Leclerc ilk cebi, Sebastian Vettel de üçüncü cebi alınca Lewis Hamilton’ın yarışa ikinci başlayacak olması Mercedes için birçok soru işaretini beraberinde getirdi Çünkü ön alanda Ferrari’lerin arasında kalarak onların taktik ve stratejilerine ayak uydurmak zorunda kalacak olan Hamilton, zaten geçiş imkanı bulunmayan bir pistte işini bir hayli zora sokmuş durumdaydı.

Ödünç strateji

Sezon boyunca neredeyse hiçbir stratejisinde başarıya ulaşamayan Ferrari, Singapur’da çok zekice bir taktikle piste çıktı. 2016 Monaco Grand Prix’sinde Mercedes’in eski pilotu Nico Rosberg’e galibiyeti getiren düşük tempolu ilk 15-20 turluk strateji, Singapur’da Ferrari tarafından kullanıldı.

Birinci cepten başlayan Charles Leclerc, düşük tempoyla attığı turlar sayesinde arkasındaki isimleri birbirine yakın tutarak rakiplerinin pit-stop stratejilerini allak bullak etmek istiyordu. Bunda da 21. tura kadar başarılı oldu.

Fakat Ferrari kampı Sebastian Vettel’i pitten çıkınca, rahat bir aralığa alabileceği anı yakalayıp Alman şampiyonu Leclerc’den önce pite almaya karar verince işler ilginçleşti.

Monakolu sürücü ile arasında 3,6 saniye fark olan Sebastian Vettel, kendisinden bir tur sonra pite giren Leclerc’in önünde yarışa devam ediyordu.

Önce bizler gibi Leclerc de neler olduğunun farkına varamadı. Ardından ise büyük bir krize dönüşebilecek tepkilerini yarış boyunca dile getirdi.

“Beni ne zaman Vettel’in önüne geçireceksiniz? Biraz daha güç istiyorum. Eğer siz Vettel’e söyleyemiyorsanız ben onu geçmeyi deneyeceğim.” gibi serzenişlerle Binotto ve ekibini bir hayli terletti.



Fakat Ferrari kampı genç sürücüye sakin olması gerektiğini söyleyip, riskli bir işe girişmeyeceklerini dikte edince Leclerc bu karara uymak zorunda kaldı.

Peki ya bu sırada Mercedes neler yapıyordu?

Hiçbir şey... Çünkü Leclerc’in düşük tempolu attığı turlar ve Vettel’in pit stratejisi onları da şok etmiş ve çözümsüz kalmalarına neden olmuştu.

Belki güvenlik aracı girerse bir atak gerçekleştirebiliriz düşüncesi ile denemelerde bulunmaya çalışsalar da onda da başarılı olamadılar ve günün sonunda Gümüş Oklar tümüyle Ferrari’ye teslim olmak zorunda kaldı.

2008’den bu yana ilk kez üç yarış üst üste kazanan Ferrari, 2019 sezonunun ikinci yarısında çok iyi işler yapıyor.

Mercedes, önümüzdeki hafta sonu koşulacak Rusya Grand Prix’sinde yeniden hayata dönebilecek mi yoksa Ferrari’nin yükselen formu sürücüler klasmanı lideri Lewis Hamilton’ı bir kez daha zor duruma mı sokacak? Pazar akşamüstü bu soruya cevap bulacağız.