Son yıllarda sporumuzda değerlerimizin iyiden iyiye kaybolduğuna şahit oluyorum. Geçmişe sahip çıkmayan gençler, büyüklere saygı duymayan yeni yetmeler, sosyal ortamda veryansın edip taşın altına elini sokmayanlar, sporda söz hakkı bulunan fakat bunu kötüye kullanan büyükler. Bunlar eskiden yoktu benim bildiğim. Ya da vardıysa da şimdiki kadar ayyuka çıkmamıştı. Her zaman belli bir zümrenin yaptığı, beyefendi sporu olarak bilinen, rekabetin sadece parkurlarda yapıldığı bir spordu otomobil sporları. Yarışların sonrasında beraber gülünen eğlenilen bir spordu. Son yirmi yılda toplumumuzda yaşanan ahlaki değer düşüşleri maalesef sporumuza da yansıdı. İyi kötü bir otomobil alıp bir mahalli yarış ya da bir tırmanma yapanın adı rallici oluyor. Bende sporun çok eskisi sayılmam belki ama en azından 80’lerin sonundan bu yana yakınen takipçi olmuş, öğrenmeye çalışmış birazda etap tozu yutmuş biriyim. Şu an Volkan Işık, Yüksel Özgür, Ali Deveci, Emin Ali Sipahi, Ali Ersin, Erdinç Yeşilyurt, Celal Gülerhan, Cengiz Yıldız, Azmi Demirel daha ismini sayamadığım nice değerli büyüğüm gibi sporcularla yani bu sporun gerçek sahipleriyle oturup kalkabiliyorsak bu büyüklerimize duyduğumuz hayranlık ve saygı ile oluşmuştur. Volkan Ağabey’den veya Serdar Ağabey’den bir otomobil kiralayınca ya da Yüksel Ağabey’den teknik bir yardım rica edince onlarla senli benli olamazsınız. Önce onlarca kabul görmek ve sohbete davet edilmek lazımdır. Tıpkı onların zamanında Renç Koçibey, Ali Sipahi, Azmi Avcıoğlu, Can Ünlü, Ayhan Tokyay gibi daha adını anamadığım bir çok değerli büyüklerimin icazetleri olmadan değil sofraya sohbete katılamadıkları gibi. Daha önce ki yazılarımda belirttiğim gibi önce kabul görmek lazımdı motorsporlarında, sonra çömezlik yapmak lazımdı yoksa şimdiki gibi üç kuruşa araba kiralayanın kendini rallici sayıp Serdar Bostancı veya Volkan Işık Ağabeylerim’le gayet geniş tavırlarla sohbet edebilme imkanı diye birşey sözkonusu olamazdı. Olmaması da bence iyiydi, ralli kelimesini hasbel kader duymuş Türkiye’de ralli nedir, kimler yapmıştır, spor nereden nereye gelmiştir vs. konularında bilgisi olmayan bir nesil bu büyüklerle laf yarıştırmaya başlamıştır. Sadece kendine popülarite yaratmak için parayla yapılan havalı bir spor değildir ralli. Gönül vermek, emek vermek ve cefa çekmek gerekir. Tüm bunlara rağmen istinaların kaideyi bozmadığı bir gerçektir. Gençlerin arasında çok takdir ettiğimiz gerek sporculuğu, gerekse beyefendiliği ile kendini kabul ettirenler de yok değil. Tabii şimdiki imkanlar sporumuza daha fazla insan katılmasına müsaade ediyor ve bu iyi bir şey. Fakat bu eski örf, adetlerimizin unutulması anlamına gelmez.



Şimdilerde sosyal medya dediğimiz bir olay var. Bu mecralarda bir iki satır yazı yazılıyor ve tüm manevi sorumluluktan o mesaj sayesinde kurtulunuyor. En basitinden beni çok rahatsız eden bir konuyu dile getireceğim. Geçtiğimiz günlerde değerli büyüğüm, bir motorsporları aşığı Şerif Yardımcı Ağabeyimiz’i kaybettik. Buradan kendisini bir kez daha saygı ve rahmetle anıyorum yakınlarına ve ailesine sabırlar diliyorum. Sosyal medyada Şerif Ağabeyi yerlere göklere sığdıramayan, bu kanalla ağlama duvarına döndüğünü sandığımız camiamızdan bir çok kişi Şerif Ağabey’in cenazesine katılmadı. Ben şahsen Şerif Ağabey ile hiç tanışamadım ama sporumuzun çok değerli simalarından biri olduğundan cenazesine Aras Dinçer kardeşimle beraber katıldım. Hadi gençler tanımıyor, biz orta yaşlı insanlar da az tanıyorlar diyelim, ya büyükler ? Yani Şerif Ağabey’in beraber kıran kırana yarıştığı arkadaşları onlar neredeydi? Neden yoktular? Nedendir bu kadar vefasızlık? Her camiada olduğu gibi bizim camiada da her zaman sıkıntılar, kırgınlıklar hatta küskünlükler olmuştur mutlaka; ama bunların cenazeye katılmamak boyutunda olması acı vericidir. Şerif Ağabey eğrisiyle doğrusuyla bu dünyadaki misyonunu tamamlamış ve bize veda etmiştir. Spora bu kadar gönülden bağlı bir kişinin her ne olursa olsun son bir uğurlamayı hak ettiğini düşünüyorum.

Bundan sonraki günlerde sporumuzda daha centilmen, geçmişine sahip çıkarak geleceğe yüreyen bir camia olmayı umut ediyorum. Umarım naçizane uyarılarımı biraz dikkate alır üzerinizdeki tulumun hakkını biraz olsun vermeye çalışır ve her zaman bir otomobil sporcusu olduğunuzu gözardı etmezsiniz. Hepinize yarış dolu günler diliyorum.

GÖKHAN SARAÇOĞLU