Selim Şengüdüz

Malezya GP’sinde damalı bayrağın sahibi Ferrari pilotu Sebastian Vettel. Yarışa ikinci sıradan başlayan Vettel’i podyumda ikincilikte Lewis Hamilton ve üçüncülükte Nico Rosberg yalnız bırakmadı.

Sezonun ikinci yarışında direkt olarak performansları tam olarak netleştiremiyoruz ancak sadece ipuçlarını takip ederek bazı noktalara varmak mümkün. Malezya GP’sinde öne çıkan notlardan belki de en önemlisi “Ferrari ve Mercedes takımlarının performansları” oldu.

Geçen sezonda Hamilton’ın birçok kez gerçekleştirdiği performansı bu kez Raikkonen gerçekleştirdi. Yarışın ilk turlarında lastiği patlayan ve plansız bir şekilde pit stop yapıp yarışa yeniden dahil olan Raikkonen, son sıraya geriledi ancak yarışı dördüncü tamamladı.

Bu ipucu çok önemlidir, hatta dönüm noktasıdır. Ferrari takımı belki de bu hafta gerçekleştirmiş olduğu performanstan dolayı tüm rakiplerinin korkulu rüyası haline gelmiş durumda.

Vettel’in yeni takımı ile kazanmış olduğu mükemmel zaferden önce Hamilton ve Rosberg’e bakmamız gerekiyor.

Malezya GP’si ikinci turda Ferrari takımının oynamış olduğu kumarı neden Mercedes takımı oynamadı? Elbette tercihlerine saygımız sonsuz ama Vettel’in performansına karşı bir şey yapamamak onlar adına üzücü olmuş olabilir.

Start verildi ve Vettel’in çıkışını tüm hamlelerini imkanınız varsa tekrar izleminizi öneriyorum. Çünkü, yaşananlar “Geri dönüş sinyali” içeriyor…

Aracın performansı iyi değilse, o hamle yapılmaz. Zaten ikinci cep bir hayal olurdu ama tüm bunların tersi gerçek oldu ve Vettel – Ferrari birlikteliği ilk zaferini elde etti.

Mercedes takımını huzursuz mu?

Şampiyona lideri Lewis Hamilton bakımından bir sorun yok ama Nico Rosberg bence “Alarm pozisyonuna” geçmiş durumda…

İlk yarışta Hamilton’a hiç baskı kuramayan Rosberg, ikinci yarışta da yine sınıfta kaldı. Bu kez birde Vettel sürprizi ile karşılaştı.

Podyum öncesi pilotların dinlenme odasında Hamilton’dan sonra odaya giren Rosberg takım arkadaşına bir selam dahi vermedi! Neden acaba?

Rosberg, iki yarışta ki performansı ile hiç iyi bir görünümde değil. Hamilton ile eşit araçla Hamilton’dan uzak bir duruş sergilemek onun adına bir başarı olsa gerek. Vettel’in startta yaptığı atak ve performansı Rosberg iki yarışta hiç yapmış değil onun için olumsuz bir başlangıç yaptı.

Gelelim Hamilton’a

Serbest antrenmanlar ve pol pozisyon mücadelesi sonrası Ferrari takımının performansına dikkat çeken Hamilton’ın açıklamaları ile ne kadar işine odaklandığını görmek mümkün…

Evet, Mercedes pilotları bu hafta iyi değildi ama sezonun son yarışı Malezya GP’si olsaydı güvenlik aracı periyodu aynı olacak mıydı? Zaten tüm araçlardan üstün bir aracınız var ve rakibiniz pite yönelmediyse siz neden yöneldiniz?

Bir avantaj mı yakaladınız? Yoksa rakibinize ayak mı uyduramadınız? Pit stop yapmayıp yarışa devam etseydi Hamilton, belki yarışı yine kazanacaktı. En kötü senaryo yine ikinci olacaktı. Bu hafta Mercedes takımı rakibini okuyamadı. Rakipleri mükemmel performansta ama Mercedes takımı ne yapacağını tam olarak kestiremedi. Tahminime Rosberg’te aynı açıdan bakıyor. Rosberg “Stratejimizin ne olduğunu anlamadım” açıklamasını yapması çok manidar…

Şampiyon olmak için sezona başlayan Rosberg, stratejileri anlamakta zorlanıyorsa bu işi bıraksın. Yada kendi stratejisini kendi yaratması gerekmekte.

Vettel faktörü!

Alman pilot Sebastian Vettel’in Ferrari takımı ile bir zaferini görmek bu güne nasipmiş. Geçen sezon rekor bir ücret ile Ferrari takımına transfer olan Vettel, ikinci yarışında damalı bayrağın sahibi oldu. Hayalini kurduğu takımda kazanmak çok başka bir duygu olsa gerek. Kabus gibi geçen 2014 sezonunun ardından Vettel’i ve takım çalışanlarını kutlamak gerekiyor. Ama bir eleştiri yapmamız gerekmekte…

Kış döneminde iki açıklama hala aklımda ve bu nasıl oluyor diye hep düşünüyorum.

Button’ın McLaren takımı hakkında ki görüşleri, bir de Ferrari takımının bu sezonda ki tahmini tam bir faciaydı.

McLaren Honda takımı için bu sezon hedef olarak sadece yarışları bitirmek istiyoruz açıklamasını yapan Button’a o haftalarda büyük takıma yakışmayan bir açıklama yaptı diye eleştirilerde bulunmuştum.
Adı üstünde “Büyük takım” olmak sadece bir günde aracı limitlere çıkartmaktır. Aynen Ferrari takımı gibi…

Ama Button, bu faktörü unutmuş ve aptalca bir hedef belirlemişti. Sadece kendisine verilen aracı sürmek ile yetinen Button, acaba aracı geliştirmek için ne yapmıştı. Büyük takımlarda performans gerçek olarak çok kötü ise yine bu açıklanmamalıdır.

Aynı bakış açısı Ferrari takımında oldu. “Büyük lokma ye ama büyük söz konuşma” prensibine uymayan takım yöneticileri “2015 sezonda kısıtlı zafer bekliyoruz, bir iki tane yarış kazanabiliriz” açıklamasını yapmışlardı. Buna cevap olarak eleştirilerimizi yapmıştık.

Bir anlamda yeniden, sıfırdan oluşan Ferrari takımının hedefi eğer bir iki yarış kazanmaksa “Takım garajı hemen kapatmalıdır”

Vettel, bu hafta mükemmel bir başarı gerçekleştirdi. Bu sonuç takım için sürpriz mi oldu? Veya zafer sayısı kısıtlı idi, şimdi sezonun diğer yarışlarında zafer kazanmayacak mısınız?

Yine “Büyük takım” vurgusu konuyu aydınlatır. İki şampiyon pilotunuz var ve pilotlar başarıya aç konumdalar. Mükemmel bir yönetici kadrosu oluşturdunuz ve ilk iki yarışta başarı sağladınız. Akıllarda sadece “Sizler rakipleri çok mu gözünüzde büyüktünüz” fikri oluşuyor.

Geçen sezonda ki Williams takımı nerede? McLaren takımı istenilen performansta değil? Toro Rosso takımı kardeş takımı olan Red Bull takımının önünde ise sizlerde yarışı kazanmak zorundasınız.

Ferrari takımı, Vettel’in zaferine bakarsa yine yanılır, önemli olan Raikkonen’in performansı. İlk iki yarışta hep şanssız olan Raikkonen, bu şanssızlıktan kurtulup rakiplerini geride bırakıyorsa iyi işaret işte budur. Raikkonen’in şanssızlığı olmasaydı belki de Ferrari takımı bu hafta duble ile yarışı tamamlayabilirdi.

Diğer analizlerde görüşmek üzere…