AlphaTauri pilotu Pierre Gasly, Japonlarla çalışmanın tamamen farklı bir deneyim olduğunu ve kendileri için saygının her şeyden önce geldiğini söyledi.

Pierre Gasly'nin Japonlarla olan macerası aslında Red Bull veya AlphaTauri'ye kıyasla çok daha erken bir noktada başladı.

Çünkü Gasly, GP2 şampiyonluğunu kazanmasının ardından 2017 için F1'de koltuk bulamadı ve o yılı Super Formula'da yarışarak geçirdi.

Tüm sezon Japonya'da geçtiği için Fransız pilot, Japon kültürünü ve insanları yakından tanımış oldu.

Bu ilişki, Honda'nın AlphaTauri ve Red Bull'a güç ünitesi sağlamasıyla daha da arttı.

Gasly, SpeedWeek ile olan röportajında şöyle dedi: ​​“Aslında Super Formula'ya katılmayı planlamamıştık ama bir anda kendimi bu işin içerisinde buldum! Havaalanına gidiyordum ama bu ülkeden ne bekleyeceğimi ve Japonlarla nasıl iletişim kuracağımı dahi bilmiyordum."

"Kendi adıma, Japonya'da yaşamak her açıdan çok güzel bir deneyimdi. Super Formula'da yarışmak bana çok şey kattı ama aynı zamanda böyle ilginç bir kültürle tanışmaktan da memnun oldum. Japon değerleri bende silinmeyecek izler bıraktı. Avrupa'ya döndüğümde, Japon yaşamının hangi yönlerini kullanmamız gerektiği konusunda ailem ve arkadaşlarımla heyecan içerisinde konuştum."

"Japonya'da her zaman büyük bir saygıyla karşılandım. Onlar, seride bir GP2 şampiyonuna sahip olmanın büyük bir onur olduğunu ve Red Bull'un, kendi sürücülerinden birini, gelişebilmesi adına ülkelerine gönderdiğini düşündüler."

"En zor şey yerel halk ile iletişim kurmaktı. Birçoğu İngilizce bilmiyordu ya da çok zayıf konuşuyordu. Padokta her zaman bir tercümanım vardı. Şans eseri yarış mühendisim İngilizce biliyordu. Benim için tüm bunlar yeniydi: Takıma araçtan tam olarak neye ihtiyacım olduğunu açıklamakta zorlandım. Ayıca tam tersi de oldu: Mühendisler çok uzun bir süre boyunca, benden ne beklediklerini açıklamak zorunda kaldılar. Japonca öğrenmeye bile başladım ama bir noktada bıraktım çünkü Avrupa'ya döneceğimi biliyordum. Benden önceki diğer sürücüler gibi kariyerime Japonya'da devam etseydim, o zaman her şey farklı olurdu."



"Japonya'daki hayatıma dönüp baktığımda, tek pişmanlığım şampiyonluğu kazanamamış olmak. Tayfun yüzünden Suzuka'daki son yarış iptal edildi ve şampiyonlukla aramda bir puan vardı. Ancak neredeyse şampiyonluğu kazanacak olmamız Honda mekanikerlerini çok mutlu etti. Uzun süredir şampiyonluk için yarışmıyorlardı."

"Bundan sonra Honda ve Toro Rosso arasındaki işbirliği başladı ve ardından Red Bull Racing'e de motor tedarik ettiler. Geçen yıl Toro Rosso'nun adı AlphaTauri olarak değiştirildi ve Honda'ya Monza'da galibiyet getirdim."

"Onlar için bağlılık, teknik bilgi ve yarış tutkusunun ne kadar önemli olduğunu öğrendim. Ancak farklı bir iletişim biçimleri var: Japonlarla Fransızlar, İngilizler veya İtalyanlar kadar açık sözlü değiller. Ancak Japonlarla nasıl iletişim kuracağınızı anladığınızda, iş verimli ve son derece profesyonel oluyor."

"Şahsen benim için mekanikerlerin kökeni ve kültürü o kadar önemli değil. Fakat kendimi bir futbolcuya benzetiyorum. Orada benden başka 10 oyuncu daha var ve herkesin iyi oynaması için takıma uyum sağlamam gerekiyor. Herkesin birbirini desteklediği olumlu bir atmosfer yaratmak önemli. Sürücü, takımın moralini korumalı."

"Japonlar için saygı çok önemlidir. Çalışmalarının takdir edildiğini ve her aşamasında yer aldıklarını hissetmek istiyorlar. Bunların hepsini anlıyorum. Belki de bu yüzden onlarla çalışmayı bu kadar çok seviyorum."

"Honda ile en iyi anım 2020'deki Monza'da zaferiydi. Bu, Honda ile 50. Grand Prix'mizdi. Honda ile ilk galibiyetimi aldım ve bundan gurur duyuyorum. Bunu kimse benden alamaz. Muhteşemdi."



tr.motorsport.com