Aylık köşe yazılarının ilkinde, Formula E'nin kurucusu Alejandro Agag devrimsel elektrikli açık tekerlekli serisinin geleceğine bakıyor ve serinin nasıl da kendi başarısında kaybolmayacağını anlatıyor.
Formula E'nin dördüncü sezonuna başlarken, serinin beklentilerimi aştığını kabul etmeliyim. Seri an itibariyle birçok üreticiye ev sahipliği yapıyor, çok daha fazlası da yolda. Bazı üreticiler tarihlerinde ilk kez motorsporlarına Formula E ile adım atarken, her geçen gün çok daha fazla üretici Formula E ile iletişime geçiyor ve ilgilendiklerini belirtiyor. Bence bu tüm dünyanın sürdürülebilir ulaşıma hızlı bir şekilde geçtiğinin kanıtı.
Bir şampiyona olarak, doğru zamanda doğru yerdeydik. Kesinlikle Volkswagen'in dizel skandalı, bir bakıma kötüydü, ama bize çok yardım etti. Bu sayede elektrikli ulaşıma doğru büyük adımlar atılmaya başlandı. 2015 Paris İklim Anlaşması da karbon emisyonları ve iklim değişikliği konularında bizim yelkenlerimizi şişirdi. Bu olaylar bizim dışımızda gerçekleşti ve elektrikli otobilleri gündeme taşıdı.
Şu anda kendi içimizde verdiğimiz mücadelelerden biri seriyi kontrol altında tutarken üreticilerimizi ve takımlarımızı de mutlu etmek. Çok hızlı büyümememiz önemli, dolayısıyla başta kararlaştırdığımız kurallara uymalıyız. Özel takımları seride tutmak benim için çok kritik. Şu anda birçok üretici sporda olabilir, fakat her an ayrılabilirler de.
Bugün Formula E "geleceğin büyük serisi", fakat kim bilir? Dört yıl önce insanları arayıp "lütfen, lütfen, lütfen, lütfen..." diyen bizdik. Şimdi ise Formula E'yi temsil ettiği değerler için destekliyorlar. Yani işler tersine döndü.
Uzun vadede, özel takımların düşük bütçe ile rekabet edebilmesini sağlamak istiyoruz. Sistem ve kurallar buna izin vermeli. Bunun için de serinin yapısını değiştirmemelisiniz, üreticiler ne kadar baskı yaparsa yapsın. Şu ana kadari dürüst olmak gerekirse, büyük bir negatif baskı görmedik. Hatta tam aksine, tüm üreticiler adımlarımızı oldukça olumlu karşılıyorlar.
Bizim için kritik şey kendi kurallarımızla kendi yönümüzde gitmek ve gelebilecek baskılara direnmek. Ancak o zaman serinin kontrolünün elimizde olduğunu söyleyebiliriz. Bu konuda bir avantajımız da var, çünkü tamamen sıfırdan başladık ve birlikte çalışacağımız insanları seçebiliyoruz. Bu maliyet kontrolü gibi birçok sorunu daha kolay hale getiriyor. Formula 1 yıllardır burada olan bir seri ve insanlar çalışarak veya ödeyerek elde ettikleri avantajlardan vazgeçmek istemiyorlar.
Formula E'deki üreticiler de kazanmak istiyorlar ve bunun için para ve kaynak harcamaya hazırlar, fakat bunun bir bedeli olacaksa durmayı kabul ediyorlar. Mesela üreticilerin hiç biri bataryayı rekabete açmaya o kadar istekli durmuyor. Bence de batarya şu an ve önümüzdeki birkaç sezon için daha standart kalmalı. Tüm üreticiler maliyet kontrolünden memnun ve bataryayı rekabete açmasak bile farklı alanlarda teknolojilerini denemekten mutlular.
Şampiyonanın gelecekteki yönü de oldukça ilgi çekici. Dünyanın önde gelen çevrecilerinden biri olan Christiana Figueres ve Alain Prost danışman ekibimizin başındalar. Bu bizim için çok çok önemli bir şey, ve her ikisine de görevlerini kabul ettikleri için minnettarım.
Christiana tüm dünyada bu konuda en iyi çevrecilerden biri. Kendisi Paris İklim Anlaşması'nın annesi, yani bizim yönümüzü belileyen ekipte Alain ile birlikte böyle birisinin olması mükemmel. Alain, dört dünya şampiyonluğu ile bize yarış mirasını sunuyor ve bu önemli çünkü biz de burada yarışı geliştirmek istiyoruz.
Beşinci sezon ile ilgili çoktan bazı harika fikirler geliştirdik. Artık yarış ortasında araçlar değişmeyecek. Muhtemelen yarışlarda iki farklı enerji seviyesini içeren bir çözümümüz olacak. Seviyelerden biri "atak" ve diğeri de "enerji tasarrufu" olacak. Her ne yaparsak yapalım, izleyicilerin ne yaptığımızı anlaması çok önemli. Hiçbir şey kesin değil, fakat o yöne ilerleyeceğiz gibi duruyor. Bu yarışları çok keyifli kılabilir.
Pist dışında ise panel ile ilgili sınırlarımızın dışında düşünmeye çalışıyoruz, çünkü bazen çok günlük düşünerek kaçırdığımız şeyler olabilir. Bu panel çok önemli çünkü Formula E'ye yön verecekler. Yarışların nasıl düzenleneceğine karar vermeyecekler fakat serinin bir otomobil şampiyonasından dünyadaki olumlu değişimlerin bir temsilcisine dönüşmesine yardımcı olacaklar.
Formula E çoktan algılarımızı değiştirmemize yardım eden bir platform haline geldi, yaklaşım ve davranışlarımız değişiyor ve değişen davranışlarımız da gezegenimizde nasıl yaşadığımızı etkiliyor.
Bu yüzden şehir merkezlerinden yarışmak bizim için çok önemli, ve dört sezonun ardından bulunduğumuz yerden oldukça memnunuz. Hala takvimi biraz değiştirmemiz ve yarışlar eklememiz gerekiyor, mesela Çin'de bir yarış düzenlemeliyiz. Hong Kong hafta sonunda bu konuyla ilgili görüşmelerimiz oldu. Orta Doğu da gitmek istediğimiz bir diğer merkez. Buna ek olarak Japonya ve Singapur'da da yarışlar düzenlemeyi oldukça isteriz.
Şehirlerde yarışmak her zaman zor olacak, bu sezon da şu ana kadar Sao Paulo ve Montreal'de sıkıntılar yaşadık.
Bizim hayatımız bu. Şehirlerde yarışıyoruz ve yaşıyoruz. Bu on yıl boyunca kiralayableceğiniz ve her sene orada olduğunu bileceğiniz bir pist gibi değil. Şehirler değişir, bu dünyanın sonu demek değil.
tr.motorsport.com