Formula 1’de Güvenilirlik Dönemi Sona mı Eriyor? 2026 Motorlarıyla Yeni Bir Belirsizlik Başlıyor

Formula 1’de güvenilirlik sorunları her zaman yarışlara ekstra bir heyecan katmıştır. Ancak 21. yüzyılda bu tür mekanik arızalar giderek azaldı ve günümüzde neredeyse yok denecek kadar nadir hale geldi. Fakat 2026 sezonunda devreye girecek yeni güç üniteleriyle bu durumun, en azından geçici olarak, değişebileceği konuşuluyor. Mercedes’in pist üstü mühendislik direktörü Andrew Shovlin, gelecek yıl takımların güvenilirlik sorunları yaşama riskinin artacağını ve bu nedenle “daha fazla belirsizlik” olacağını belirtti.

Shovlin, “Bu otomobilleri ilk yıllarda güvenilir hale getirmek çok zor olacak, bu yüzden daha fazla belirsizlik göreceğiz,” ifadelerini kullandı. “Son iki yılın kış testlerinde, ilk günde kırmızı bayrak dahi görmedik. Evet, bazı testler ve kontroller yapılıyor ama 10 takım, 8.000-9.000 civarında tasarım bileşenini bir araya getirip iki gün boyunca sorunsuz çalıştırabiliyor. Bu gerçekten etkileyici bir başarı ve F1’in ulaştığı seviye bu.”

Son iki sezon, Formula 1 tarihinin en güvenilir yılları olarak kayıtlara geçti. 2024 ve 2025 sezonlarında yarışa başlayan pilotların sadece %10,5’i finiş göremedi. Üstelik bu bırakışların büyük bölümü, motor arızası veya mekanik bir problemden ziyade pilot hatalarından kaynaklandı. Yani, bir zamanlar start alanların yarısından fazlasının finiş göremediği günler geride kaldı. Son olarak 1994 yılında yarışanların %51,8’i yarışı tamamlayamamıştı.

2026’da Yeni Motorlarla Artan Risk

Shovlin, bu açıklamaları F1’in 2026’da nasıl bir yarış ortaya koyacağına dair bir soruya yanıt olarak yaptı. Mercedes’in güç ünitesiyle ilgili özel bir endişeden ziyade, tüm üreticiler için büyük bir sınav anlamına gelen yeni motor paketlerinin önemine dikkat çekti.

2026’da kullanılacak güç üniteleri, geleneksel V6 motor ile elektrikli güç arasında yaklaşık %50-%50 bir dengeye sahip olacak ve çok daha büyük bir batarya kapasitesi gerektirecek. 2014’te tanıtılan ve 2026’da kaldırılacak olan MGU-H gibi tamamen yeni bir teknoloji gerektirmese de, bu güç üniteleri yine de tamamen yeni tasarımlar olacak. Gerçek pist koşullarında ilk kez 2026 Ocak ayında çalıştırılacaklar.

2014’te Renault başta olmak üzere Ferrari ve hatta Mercedes’in önemli sorunlar yaşadığı gibi, bu değişim öncesi kış testleri oldukça stresli geçebilir. Takımların, sezonun açılış yarışı olan Avustralya Grand Prix’si öncesinde sorunları çözmek için sadece dokuz gün test hakkı olacak. Buna ek olarak, ikişer tanesi 200 kilometrelik tanıtım ve 15 kilometrelik gösteri sürüşü olmak üzere toplam dört ek sürüş günü bulunuyor.

Geçmişte Kural Değişiklikleri ve Artan Bırakışlar

yüzyılda yapılan kural değişiklikleri, bırakış oranlarında artışa yol açtı. 2014’te 1,6 litrelik V6 turbo hibrit motorların kullanılmaya başlanmasıyla bırakış oranı %20,8’e yükseldi. O yıl Jerez’deki sezon öncesi testlerde araçların pistte kalması dahi oldukça zordu. 2022’de ise yere basma etkili yeni araçların ilk sezonunda bırakış oranı %16,9’a çıktı. Bir önceki yıl bu oran %12,6’ydı. 2017’de ise daha geniş ve yüksek yere basma kuvvetine sahip araçların gelmesiyle bırakış oranı %17,3’ten %23’e yükselmişti.

Buna rağmen, F1 takımları ve motor üreticileri sorunları çözme ve yönetme konusunda büyük bir ilerleme kaydetti. 2014’te Avustralya Grand Prix’sinde ilk 10’a puan verecek kadar araç finiş göremez denirken, yarışta 14 araç damalı bayrağı gördü (biri sınıflandırılmasa da).

Tüm bu gelişmelere rağmen, 2026’da en azından sezonun ilk bölümünde güvenilirlik sorunları nedeniyle yarışlarda ekstra bir drama ve öngörülemezlik yaşanması bekleniyor. Bu da, tekdüze geçen bir yarışı dahi izlenmeye değer kılabilir.

trf1.net