İşlerinin doğal tehlikesi ve başarıya olan susuzlukları dikkate alındığında, birçok sürücünün batıl inançları, ritüelleri ve uğurlu eşyalara sahip olmaları muhtemelen şaşırtıcı bir hadise değil. Daha unutulmaz anları hatırlatıyoruz.
Stefano Modena – Garajın Sol Tarafında Bulunmamak
Stefano Modena’nın benzersiz özellikleri onu bir efsaneye dönüştürdü. 80’lerin sonu ve 90’ların başında 70’in üzerinde yarışa çıkan ve 2 podyumu bulunan İtalyan, pek çok tuhaf davranışla özdeşleşti. Fakat, kemeri bağlama şekli ve araca sürekli soldan girme gibi huyları zararsızdı.
Martin Brundle Working the wheel kitabında, Brabham’dan takım arkadaşının 1989’da Brezilya’da sıralama turları eleme seansının ardından çok daha tuhaf bir anından bahsetti.
“Tüm ekipmanlarımız ve araçlarımızla birlikte, sıralama turu elemelerinde başarısız olan bir takımdan boşalan bir garajı doldurmak için 1 saatimiz vardı. Mekanikerler tüm alet çantalarını, hava tüplerini ve diğer ağır parçaları garaja taşıdıkları ve aracı resmi antrenmanların başlangıcına hazır hale getirmeye çalıştıkları için ter döküyorlardı.”
“Takım arkadaşım Modena içeri girdiğinde mekanikerler işlerini henüz tamamlamışlardı ve o, bir hayalet görmüş gibi görünüyordu. ‘Hayır! Hayır’ dedi. ‘Aracımı sol tarafta istemiyorum. Ben sadece sağda olacağım.’ Stefano çok hoş bir adamdı fakat çok, çok batıl inançlıydı. Aracı garajın sol tarafında olduğunda açıkça ona binmek istemiyordu. Araçları ve ekipmanları taşımak için yapılabilecek hiçbir şey yoktu.”
Modena 2014 yılında Motor Sport Magazine’e konuştu, “Hala çok batıl inançlıyım ve her zaman böyleydi. Farklı olmak umurumda değil, bu benim karakterimdi ve önemli olan sonuçlarımdı, ne kadar güldüğüm ve ne kadar batıl inançlı olduğum değildi.”
Peki eldivenlerini ters giymene ne demeli? “Bu batıl inanç değildi – çünkü içteki dikişler parmaklarımı kesiyor ve cildimi çok ağrıtıyordu.”
O halde bu açıklama sorunu kökünden çözüyor.
Alberto Ascari – Soluk Mavi Kask
Her köşede bir tehlikenin gizlendiği dünya şampiyonasının ilk yıllarında, sürücülerin batıl inançlara sahip olması yaygın bir durumdu. Fakat günün standartlarına rağmen Alberto Ascari, cezbedici kaderden kaçınmak için her çareye başvuruyordu.
Çifte dünya şampiyonunun, siyah kedilerden, uğursuz rakamlardan kaçınmak ve şanslı soluk mavi kaskını içeren birçok batıl inancı vardı. 1955’te Monza’da, açıklanamayan bir test kazası sonrasında kendisi gibi yarış pilotu olan babası Antonio ile aynı yaş ve aynı günde ölmesi son derece dramatikti ve Ascari, o gün kutsal kaskı yerine vatandaşı Eugenio Castellotti’nin beyaz kaskını takıyordu. Söylentilere göre, soluk mavi kask Monaco’da kaza yapıp limana düşen İtalyan pilotun hayatını kurtardıktan sonra onarım aşamasındaydı.
Sergio Perez – Papa Hazretleri
Pek çok sürücü, kaskında anlamlı görüntüler ve mesajlar taşır fakat Force India pilotu Sergio Perez, aracını kutsamayı tercih eden çok az pilottan biri.
Dindar bir katolik olan Meksikalı, milenyumun ilk yıllarında İtalya’da eski papa ile görüştükten sonra kokpitinde Papa II John Paul’un fotoğrafını taşımaya başladı.
Perez olayı şöyle açıklıyor, “Ona sahibim çünkü o, 2000’lerde elime dokundu. Gerçekten onunla büyük bir bağ hissettim. Ve bugünlerde ölmüş olsa da, yine de onunla büyük bir bağ hissediyorum.”
“O, her zaman güveneceğim ve yanımda hissedeceğim biri. Aracımda ona sahip olduğumu hissetmek çok önemli – bana ekstra güç sağlıyor.”
Buna karşılık Perez’in eski takım arkadaşı Nico Hulkenberg, nevi şahsına münhasır bir çizgi film karakteri olan Johnny Bravo’nun bir resmine sahipti, yine de bundan işgüzar bir Alman mekanikerin sorumlu olduğunu düşünüyoruz.
Alan Jones – Onu Kurtaran Şanslı Donu
Alan Jones 1980’de dünya şampiyonluğunu sezonun sondan bir önceki yarışı Kanada GP’sini kazanarak kopardı, tabii kendisine son dakikada teslim edilen şanslı kırmızı donlarıyla.
Avustralyalı, yarışın ardından durumu şöyle itiraf etti, “Çok batıl inançlıyım ve husursuz hissettim çünkü onları kaybettiğimi düşündüm. Fakat Bev(karısı), onları bıraktığım Brands Hatch’teki motor evine sürdü ve özel ekspres vasıtasıyla onları buraya(Montreal’e) gönderdi.”
Tuhaf olan, Alan Jones’ın tarihte aynı iç çamaşarıyla yarışan tek sürücü olmaması. Gençlik yıllarında teyzesinin hediye ettiği iç çamaşırıyla yarışan David Coulthard da dikkate değer başarılarının keyfini sürüyordu. Kendi donunu kendi getiren ve ona sıkı sıkıya bağlı kalan bir diğer sürücü de Felipe Massa’ydı.
Sebastian Vettel – Uğurlu Eşya Aşkı
Son yıllarda F1 sürücülerinin ağırlıklarını korumak için her yola başvurdukları biliniyor fakat bu endişeler bile Sebastian Vettel’i uğurlu eşyalar taşımaktan alıkoyamıyor. Alman pilot yıllar boyunca yarış tulumunu çeşitli metallerle doldurdu – 2007’de ilk yarışına çıkmadan önce Indianapolis’te bulduğu 1 cent de buna dahil.
Fakat en barizi, Vettel’in yarış çizmelerini kişiselleştirme şekli. Bir yarıştan hemen önce onun ayakkabılarına bir göz attığınızda, büyük annesi tarafından ona armağan edilen şanslı gümüş bir parçanın parladığını görebilirsiniz.
46 yarış galibiyeti ve dört dünya şampiyonluğu ile uğurlu eşyalar, Vettel’in kariyerinde hünerlerini kesinlikle sergilemiş gibi görünüyor. Aracına her zaman aynı taraftan girmek gibi davranışlara sahip olması da Vettel’i tartışmasız en fazla batıl inanca sahip sürücülerden biri haline getiriyor.
Michael Schumacher – Tek Rakamların Büyük Fanı
Michael Schumacher’in 2010’da Mercedes’le dönüşü, tüm dünyada manşetleri süsledi fakat Alman efsanenin henüz sezon başlamadan yeni takım arkadaşı Rosberg’le numara değişikliğine gitmesi de bir o kadar ilginçti.
Kendisine ait olan 4 numarayı Rosberg’in 3 numarasıyla değiştirmek istemesi, 91 yarış galibinin erkenden bir avantaj kazanmak ve takımda 1 numaralı sürücü olmak istemesinin bir göstergesi miydi? Hayır, Schumacher’in bunu başka bir nedenden dolayı istediği ortaya çıktı.
O günlerde bir Mercedes sözcüsü olayı şu şekilde açıklığa kavuşturdu, “Michael tek numaralar için bir tercihe sahip. Tek numaraya sahip olup olamayacağını sordu ve kabul etmekten mutluluk duyduk.”
Schumacher’in değişiklik arzusu, muhtemelen tüm dünya şampiyonluklarını tek numaralı araçlarla kazanmasından kaynaklansa da (5 kez 1, 1’er kez de 3 ve 5 numaralı araçlarla), bu, sporun en başarılı pilotunun batıl inançlara sahip olduğunu gösterdiği tek zaman değildi.
Schumacher 2004 Bahreyn GP’sinden önce eşinin kendisine vermiş olduğu ve aile üyelerinin baş harflerinden oluşan seramik bir muskayı kaybettiğini keşfetti. Kayıp muska, bir Ferrari üyesi tarafından ivedilikle bulundu ve yarışı kazanan Schumacher, muskanın “belirleyici bir fark” yarattığını belirtti.
Schumacher o yıl şaşırtıcı bir şekilde o muskayı Silverstone’da bir kez daha kaybetti – fakat uğurlu eşya bu sefer bir yabancı tarafından bulunarak sahibine geri döndürüldü.
;;;