İtalya GP'sinde Haas'ın ilginç bir tasarım olan dalgalı arka kanat ile piste çıktığını görmüştük. Ancak Birleşik Devletler merkezli takım, bunu ilk kez kullanan ekip değil.

Kanat, gövdesindeki şekil değişiklikleri sayesinde hem yere basma gücü sağlarken hem de sürtünmenin azalmasında rol oynuyor. Mercedes'in 'kaşık' arka kanadına benzeyen bu tasarımın en önemli noktası ise, yan duvarlara geldikçe kanadın yukarıda bitmek yerine aşağıya doğru inmesi.

İki tasarım da aynı amaca hizmet ediyor ancak izledikleri yollar tamamen farklı. Dalgalı kanadın bir diğer farkı ise, kanat ucu girdabını azaltmak için hala yan duvar yarıklarına ihtiyacı olması.



Haas'ın çözümüne en çok benzeyen tasarım ise 2010 yılında piste çıkan Renault R30.

Renault eğer zamanında pistin en F-kanalı tasarımlarından birini (sağ altta) bulmasaydı, dalgalı kanat çözümünü sezon boyunca kullanabilirdi bile.

2011'de DRS'in ortaya çıkması ve F-kanalının yasaklanması ile birlikte dalgalı kanat bu kez R31'in üzerinde Montreal serbest antrenmanlarında kendine yer buldu. Ancak takım istenilen sonucu alamayınca geleneksel tasarıma dönme kararı aldı.

Bu gibi özel tasarımlar Monza'da ise yarasa da, iş Spa ve Montreal gibi hem düşük sürtünme kuvveti ve hem pistin belli bölümlerinde yüksek yara basma gücü gerektiren pistlerde sorunlar yaratabiliyor.

Aşağıdaki videoda, aralarında dalgalı arka kanata sahip olan Honda’s RA108'in de olduğu, yakın tarihteki düşük yere basma güçlü arka kanatları inceledik.