Selim Şengüdüz

Mercedes takımında Nico Rosberg – Lewis Hamilton savaşı adeta film senaryosu gibi devam ediyor.

İspanya ve Monaco GP’sinde başlayan ve fragman olduğu zannedilen gelişmelerde artık baş rol oyuncuları ellerinden geleni ardına koymuyorlar ve belirttiğimiz senaryo adeta “Oscar ödülünü” alacakmış gibi heyecanlı ve sürükleyici bir duruma geliyor. Bazı durumlarda senaryonun dışına da çıkılmıyor değil!

İspanya GP’sinde motor devirlerinin değiştirilmesi söylemi, Monaco GP’sinde Rosberg’in bilerek ya da bilmeyerek aracını kenara çekmesi ve podyumda yaşananları unutmadık. Belçika GP’sinde yaşananlarda filmin devamı oldu.

"Hamilton’a Rosberg bilerek mi çarptı?" konusunda yapılan açıklamalardan sonra yine ikilem yaşıyoruz. Mercedes takımında yarışın ardından yapılan toplantıda Hamilton, "Rosberg bana bilerek çarptığını söyledi" açıklamasını yaptı. Rosberg de “böyle bir açıklamam yok cevabını” verdi. Yaşananlar hakkında bulmaca çözülmeye başlandı. Yalan açıklamayı yapan için boşlukları dolduracağız, acaba kim yalan söyledi?

Geçtiğimiz hafta yaşananlara bakıp örnek teşkil eden pilotların duruşunu gördük, görmez mi olaydık? Bu iki pilottan biri büyük ihtimal şampiyon olacak değil mi? Evet ama yalan söyleyen şampiyon bir pilot olur mu? Ya da olmalı mı? Bunun resmiyet kazanması için toplantının video ya da ses kayıtlarının açıklanması gerektiğini twitter’da yazmıştım, yine belirtiyorum.

Pilotları ve takım yönetimlerinin her zaman gölgesi konumunda olan basın danışmanları ağızlarından çıkan her şeyi kaydettiğine göre Belçika GP’si sonrası yapılan toplantıyı da bir açıklasınlar. Ve görelim ki kim yalan söylüyor, kim söylemiyor. Belki de en önemlisi insana yapılan hakaret bu kadar basit mi olacak? Kaza anını inceleyip, "evet vurdum" diye direkt belirtilse hiç sorun yok! "Ben o anda vurmaya mecburdum, bana kaçacak yer bırakmadın, ben de temas ettim" gibi bir başka açıklama da yapılabilir. Ama Rosberg ve Hamilton hatta takım yönetimi bu yönü hiç sevmediği için zor yolu tercih ediyorlar.

Birbirlerini karting yıllarından beri tanıyan ve çok iyi anlaşan Rosberg – Hamilton ikilisi bu sezon adeta çocuk gibi davrandılar. İspanya GP’si ve Monaco GP’si haftasında “Yaşananlardan sonra arkadaşlığımız bitti” daha sonra “Arkadaşız, aramızda sorun yok” yorumlarını bu muhteşem ikiliden gördük. Çocukça hareketleri ondan söyledim. Futbol oynarken “topu olan” bir çocuğun takımı kendi oluşturması ve istediğini oynatması gibi bir durum bu. Ama çocuğun bu hareketleri o yaş döneminde anlamlı, güç göstermesini kullanıp olaylara yön veriyor, bir tutarlılığı var. Formula 1’de bu sezon Mercedes takımı bırakın yön vermeyi, şimdi ne yapacağını kara kara düşünüyor.

Sezonun ilk yarışında Hamilton yarış dışı kaldı, Rosberg 25 puanı hanesine yazdırdı. İşte bu ilk düellodan sonra başlayan açıklamalarda bir sahtecilik serisini izledik. Daha sonraki yarışlarda her iki pilot birbirine övgü dolu açıklamalar yaptılar. Sezon başında "Bu, doğanın kanununa aykırı" diye belirtmiştim. Çünkü şampiyonluk beklentisi içerisinde olan her pilot ya da Formula 1’de yer alan tüm pilotlar ilk önce takım arkadaşını yenmek için gaza basar, çok basit bir kuraldır. Daha sonra rakipleri yenip kupayı almak için son virajı bekler. Rakibi hatta takım arkadaşı için çalışan pilot sezonun ilk başlarında olmaz. Matematiksel olarak şansı biter o zaman elinden geleni yapabilir ama günümüzde artık o dönem de bitti. Onun için Rosberg – Hamilton mücadelesi hatta savaşı takıma çok zarar verir bir noktaya geldi.

Mercedes takım patronlarından Toto Wolff bu rekabet ve savaşın ardından yine bir pilot üzerinde yoğunlaşıp taraf tutmayı denedi. Patron, patronluğunu yapsa emin olun Mercedes pilotları bu kadar gerilimli yarışlar çıkartmaz. Şampiyona liderliği ve avantajlarını bir türlü kullanamayan anlamsız bir durum olamaz. Her iki pilotun açıklama düellosuna ya da savaşına girmeye ne gerek var? Sen de rol mü çalıyorsun? Mercedes takımı sinema filmi demiştim, bu film daha çok heyecanı bizlere yaşattıracak. Biri avantajını kullanmayı deneyecek biride ona engel olmak isteyecek.

Diğer analizlerde görüşmek üzere…