Mercedes tarafında yüzler gülüyor. Alman üretici, yeni güç ünitesinin turbo kısmında büyük bir ilerleme kaydetmeyi başardı. Ayrıca şasi tarafında bazı detaylar daha ortaya çıktı.
Mercedes'te yeni sezona ilerlerken takım içerisinde bir şüphe ve bir de kesinlik var. Şüphe, Abu Dhabi Grand Prix'sinin ardından "sessizliğe bürünen" Lewis Hamilton'ın W13'ün direksiyonuna geçip geçmeyeceğiyle alakalı.
Kesinlik ise,18 Şubat'ta lansmanı yapılacak olan W13'ün kalbinde yer alan ve Bahreyn GP'den önce homologe edilecek yeni güç ünitesiyle ilgili.
Brixworth'ün motor şefi Hywel Thomas, geçen yılki ünite olan 6 silindirli F1 M12 E Performance'a kıyasla ileriye doğru atılım yapmayı hedeflediği, yeni bir güç ünitesi üzerinde çalışıyor. Bu güç ünitesi, ömrünün sonuna doğru geldikçe performans kaybı yaşamış ve Mercedes mühendislerini motor değişikliği yapmaya itmişti. Sonunda Hamilton beş, Valtteri Bottas ise altı ünite kullandı.
Bu, bir motorun ortalama dört ila beş yarış gittiği anlamına geliyor. Oysa sekiz yarış tamamlamaları gerekiyor. Fakat Brixworth mühendisleri, dayanıklılık konusunda risk alarak, sezon için belirledikleri sınırların çok ötesine geçtiler ve motorun normalde ürettiğinden daha fazla beygir ortaya koydular. Bu, daha önce dayanıklılık endişeleri nedeniyle hiç yapılmamıştı.
Bu, Hamilton'a büyük avantaj getirdi ve sezonun son yarışlarında Max Verstappen'in Honda'sına tartışılmaz bir üstünlük kurdu.
Standart konfigürasyondaki bir Mercedes güç ünitesi 1.026 beygir güç üretirken, Brezilya GP'si sıralama turlarında kullanılan süper motor 18 beygir daha güç üretti ve "aşırı motor haritası" sayesinde 1.044 beygire ulaştı.
Yeni Alman turbo şefi
Fakat Brixworth fabrikasına, 6 silindirli motorun kapasitesini artırmaya, hibrit sistemi yeniden şarj edebilen yeni bir turbo ünitesi geliştirilmesine ve E10 yakıta geçişten dolayı kaybedilen yaklaşık 20 beygirlik güç kaybının telafi edilmesi için daha aşırı stratejiler geliştirilmesine yardım eden bir Alman uzman katıldı.
Araç Mike Elliot tarafından geliştirilen ilk proje olacak. Fakat Amerika Kupası için özel bir tekne hazırlayan James Allison da bu yeni zemin etkili Formula 1 aracının gelişim sürecine tamamen dahil oldu.
Kurallardaki değişiklikle beraber Mercedes, yeni aracın W12 ile ilgisi olmadığı için sıfırdan başlamak zorunda kaldı. Brackley ekibi geçen yazın başında, tüm teknik personeli bu yılki aracı geliştirmeye çevirdi ve dünya şampiyonluğu için yarışan aracın gelişimini noktaladı.
FIA kuralları gereği yeni aracın 3,400 ila 3,600 milimetre arasında bir dingil mesafesine sahip olması gerekiyor. Zemin etkili araçlarla ilgili ana zorluklarından biri tekerlekler arasında doğru mesafeyi bulmak olacak.
Daha kısa dingil mesafesi, aracın virajlarda çevik olmasına yardımcı oluyor ve 795 kg'lık minimum ağırlığa ulaşılmasına yardımcı oluyor. Daha uzun bir araç ise fazla yere basma gücü üretiyor.
Mercedes için en karmaşık şey ideal dengeyi bulmak olacak ve Alman üreticinin, 3,600 milimetrelik dingil mesafesiyle maksimum değere yöneleceği yönünde işaretler var. Araca çeviklik kazandırmak için de takımın yaptığı simülasyonlara güvendiği anlaşılıyor.
tr.motorsport.com