McLaren Formula 1 takımı, 2025 sezonunun ilk dokuz yarışında yedi galibiyet alarak büyük bir başarıya imza attı. Ancak bu etkileyici serinin ardından, Kanada Grand Prix’sinde podyumun dışında kaldı. Peki bunun sebebi neydi?
McLaren takımı, Kanada GP'de iyi bir tempo yakalasa da, başlangıç pozisyonunun etkisiyle podyum mücadelesinden bir adım uzakta kaldı. Özellikle yarışın son bölümünde McLaren pilotlarının kendi aralarında yaşadığı mücadele, takımı değerli saniyelerden mahrum etti.
Öte yandan İngiliz ekip, Kanada pistini sezonun en zor hafta sonu olarak tanımladı. Peki, McLaren için bu pist neden bu kadar sıkıntılıydı?
Cevap, pistin doğasında gizli. Kanada pisti kısa virajlara ve ani frenleme bölgelerine sahip. Bu tip "dur-kalk" karakterli pistler, frenleme ve çekiş konusunda yüksek performans gerektiriyor. McLaren'in MCL39 aracı ise özellikle uzun ve yavaş virajlarda güçlü, çünkü bu tip virajlarda ön tarafın yönlendirme kabiliyeti çok önemli oluyor. Ancak Kanada’da bu tarz virajlar yerine daha kısa ve agresif virajlar bulunuyor. Bu da McLaren’in güçlü olduğu alanları arka planda bırakırken, zayıf yönlerini ön plana çıkardı.
Özellikle frenleme, yarış boyunca McLaren’ın en büyük sorunlarından biri oldu. Oscar Piastri, sıralamalarda sürekli zaman kaybetti ve aracın kontrolünü sağlamakta zorlandı. Takım, cuma günkü antrenmanlarda farklı ayarlarla deneyler yaptı ve hatta ön kanadı değiştirerek akışı iyileştirmeyi amaçladı. Ancak bu güncellemeler istenilen verimi sağlayamadı ve araç genel olarak sert bir sürüş karakteri sergiledi. Pilotlar, aracı limitlerde kullanmak zorunda kaldı ve bu da hata riskini artırdı.
Lando Norris için yarış daha da zorluydu. Sadece yedinci sıradan başlayabildi ve yarış boyunca farklı stratejilere yönelmek zorunda kaldı. Startta, Oscar Piastri de istediği kalkışı yapamadı. Bu durum, yarışın henüz ilk saniyelerinde takımın stratejik üstünlüğünü yitirmesine neden oldu.
Pist sıcaklığı yarış boyunca oldukça yüksekti, yaklaşık 50 derece civarındaydı. Ancak Kanada pisti çok düz ve kaygan olduğu için bu sıcaklıklar lastikler üzerinde beklenen olumsuz etkiyi yaratmadı. Bunun yerine, kabarcıklanma problemi oluştu. Bu özellikle ön lastiklerde gerçekleşti ve McLaren’in yarış temposunu sınırlayan bir diğer faktör haline geldi.
Geçmişte McLaren, lastiklerin iç sıcaklıklarını iyi yönetebilmesiyle öne çıkıyordu. Bu özellik, hem iç hem de dış lastik yüzeylerinde gayet dengeliydi. Ancak Kanada’daki pist karakteristiği, bu avantajı geri plana itti. Mercedes, bu tarz pistlerde daha iyi frenleme ve çekiş sağlayabildiği için McLaren’e göre daha rekabetçi görünmeyi başardı.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen, McLaren yarış boyunca üst sıralardan kopmadı. Aracın her pistte az çok performans gösterebilmesi, MCL39’un ne kadar esnek ve başarılı bir tasarım olduğunu kanıtladı. Takım için bu yarış bir uyarı niteliğinde olsa da, projelerinin genel başarısını gölgelemiyor. Geçmişte Red Bull’un 2023 sezonunda yaşadığı benzer bir durum gibi, bu tür hafta sonları da güçlü bir aracın ne kadar dengeli olduğunu ortaya koyuyor.
McLaren’in sezon boyunca gösterdiği ilerleme ve başarı göz önüne alındığında, Kanada’daki podyum kaybı bir başarısızlıktan çok, gelecek yarışlar için değerli bir öğrenme fırsatı olarak değerlendiriliyor. MCL39’un temel yapısı hâlâ güçlü, ancak takım pist karakterine göre ayarlamalar yapmayı sürdürmek zorunda.
tr.motorsport.com