2016 İspanya Grand Prix’sini Max Verstappen’in sansasyonel galibiyeti tanımlamış olabilir ama kariyerini şekillendiren bir sürüş yapan bir tek o değildi. Valentin Khorounzhiy yazdı.

Başka bir yarışta, kendi evinde, kariyerinin en iyi sonucunu alan ve bunu yaparken daha deneyimli takım arkadaşını yenen bir pilot bolca konuşulurdu.

Fakat İspanya 2016 sıradan bir yarış olmadı. 66 heyecan dolu turun sonunda Max Verstappen damalı bayrağı geçtiğinde ekranlarda, yarışın neredeyse yarısında görünmüştü, diğer yarısındaysa Mercedes’lerin kazası aktarılıyordu.

Verstappen bitişten sonraki soğutma turundayken eski takım arkadaşının telsizinden şunlar duyuldu: “Si, Carlos! Si. P6. Bravo.”

Daha rahat

Carlos Sainz için takım arkadaşı Max Verstappen’in Red Bull’a terfi olmasını izlemenin ne kadar zor olduğunu tahmin edebilirsiniz. Bunun sonucunda kendisini 2013 yılında GP3’te yenip, Formula 1’de koltuk hak eden Daniil Kvyat ile eşleşmek zorunda kaldı.

İspanyol pilot bu hamlenin Toro Rosso’daki pozisyonunu daha az konforlu hale getirmediği söylemişti ve Barcelona’daki yarışta bunu kanıtladı.

Peki bu neden önemli değildi? Bir anlığına 2016’nın başından beri süre gelen Sainz- Verstappen gerginliklerini unutun. Bu günlerde Sainz bu tip şeylerden etkilemeyecek kadar cool bir karakter.

Birlikte iyi bir iş çıkartsalar bile Hollandalıdan ayrılmış olmak Sainz için büyük bir fırsat olacak.

Bir süre için insanlar STR’a geldiğinden beri mükemmel bir iş yaptığının farkına vardı, üstelik insanlar genelde onun değil Max Verstappen’in adını telaffuz ediyorlardı. Sainz’a en büyük övgülerse Verstappen hakkında şüpheci yaklaşanlardan geliyor ve İspanyol pilotu “protestocu aday” olarak tanımlıyorlardı.

Belki bu yüzden Sainz’in İspanya’daki sıralamalarının kariyerinin en güçlü sonucu şekilde hissedilmesi tesadüf değildir. Daha önce daha yukarıda start aldı ama önceki takım yapısında ona takım lideri sıfatı vermek biraz zordu.

Ayrıca Q2 ve Q3 arasında 0.4 sn kazanması ve bu derecenin Sergio Perez ile Fernando Alonso arasında, sekizinci sırada kendine yer almasını sağlaması da çok ciddi bir efordu.

Red Bull'un galibiyeti için çalışmak

Sekizinci sıra roket gibi start almasını sağladı ve Mercedes’lerin kazası Red Bull’ın ilk üç sırayı almasına, Sainz’in iki Ferrari’yi geçmesine ve ana takım otomobillerin arkasında güvenlik aracı periyoduna gitmesine olanak verdi.

“Ferrari birinci viraja gelmeden hemen önce DRS’nin de yardımıyla bizden 35 km/s hızlıydı” şeklinde açıklama yaptı Sainz yarıştan sonra. “Takım bana telsizden şunları söylüyordu: ‘Onlara çok zorluk çıkartma, bizim yarışımız onlarla değil.’

“Şu şekilde cevap verdim: ‘Tamam zorluk çıkartmayacağım ama beni hemen ilk turda geçemeyecekler. Onlarla en azından biraz oynayacağım, biraz olsun vakit kaybettireceğim.’ ”

Yarış dördüncü turda tekrar başladı ve Sainz, Daniel Ricciardo ve Verstappen’ yardımcı olmaya başladı, Vettel’i arkasında tutarak. Sekizinci turda Vettel DRS yardımıyla sonunda Sainz’i geçtiğinde liderlerin dört saniye gerisinde kalmıştı.

Raikkonen daha da çok vakit kaybetti ve Sainz’i geçtiğinde 10 saniye geride kalmış, pit stop penceresine girmişti.

“Gayet güzel bir şekilde savunma yaptım ve takım bana ‘zorlaştırma, işimiz onlara değil’ diye bir kez daha söylediğinde bıraktım” dedi Sainz.

“Red Bull onlara böyle bir iyilik yaptığımın farkındaydı.”

Sainz’in savunmasının en kadar önemli olduğu yarışın ilerleyen dönemlerinde daha da belli oldu ve bu gerçekten Red Bull’un işine yaradı. Avusturyalı takım stratejileri sekteye uğramadan pilotlarını yeni lastiklerle piste gönderecek kadar güvenli hissediyordu kendini.

Yarışın geri kalanında herkes Red Bull- Ferrari arasındaki mücadeleye odaklanmıştı, Sainz’in kendi yarışı çok da farklı değildi.

İspanyol pilot dördüncü sırayı Raikkonen’e verdikten sonra pite girdi ve Valtteri Bottas’ın önüne geçebilmek için yeni set orta lastiklere geçiş yaptı.

Bottas kullanılmış yumuşak lastiklerle birkaç güçlü tur atınca bu çok işe yaramadı ve daha sonra pite girmesine Sainz’in ile birbirlerini geçmeye başladılar.

Bir noktadan sonra Finli pilot geride kalmaya başladı ve Toro Rosso’yu rahatsız eden olmadığı için Sainz rahat bir şekilde altıncı olarak kariyerinin en iyi sonucunu aldı.

Sonrası

Kendi yarışı oldukça sevinçli olan Sainz’in, anlaşılır bir şekilde, kendisinden 30 saniye arkada yarışı bitiren takımı arkadaşıyla kıyasla yapmaya vakit olmadı.

“Kendisini çok genç yaşından itibaren tanıyorum, bu onun güçlü tarafı” dedi Kvyat.

“Genelde sezonun son bölümünde çok iyi bir iş çıkartıyor, geçen sene ve 2014’te bunu gördük.

“Monaco’da savaşacağına ikna olmuştum, onuncu sırada bitirmişti. Bunun çok iyi bir sonuç olmadığını düşünebilirsiniz ama 13. sıradan başladığını düşündüğünüzde öyle olmadığını görebilirsiniz.”

Sezonun geri kalanında Sainz ile Kvyat arasında güzel bir şov olacağını düşünebiliriz. Bu iki güçlü pilot, muhtemelen birbirlerini herkesten iyi tanıyorlar.

Şimdilik avantaj Sainz’da ve Red Bull’un beşinci pilotu Pierrer Gasly, Barcelona’daki GP2 yarışını puan olarak önde noktaladığı için Sainz’ın Kvyat’ı geride bırakmaya devam etmesi gerekiyor.

Aynı zamanda İspanyol pilot bu formuna devam ederse 2017’de Toro Rosso’daki koltuğunu korumak ona yeterli gelmeyecektir. Yarıştaki muhteşem performansından önce Cuma günü Sainz üst düzey bir takımda yarışmak için hazır hissettiğini söylemişti.

“Red Bull benim neler yapabileceğimi biliyor, sanırım başkaları da bunun farkında. Sadece bunu göstermem gerek.

“Hazır olduğuma eminim. Bana şu anda üst düzey bir koltuk verirseniz hazır olduğumu görürsünüz.

“Helmut Marko’ya neden Verstappen’in terfi eden taraf olduğunu sordum. Bana şöyle dedi: ‘Bak, sana güveniyoruz ama şu anda Max bu fırsatı ele geçirdi. Yaptığın işe devam edip, savaşırsan, hızını gösterirsen ve bazı sonuçları biraraya getirirsen bu fırsat er ya da geç sana da gelecektir.’ ”

Pazar günü güçlü bir yarış ortaya koyarak Red Bull’a kanıtlaması gereken son şeyi de gösterdiğinin farkında. Bu Avusturyalı takım için bir diğer ikilem.

Red Bull Max Verstappen’i destekledi. Bakalım Carlos Sainz’i nasıl destekleyecekler?